deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com https://www.paybytouch.com/

ADALET BORA
Köşe Yazarı
ADALET BORA
 

SON OLSUN

Kentin üç haftalık sesziliğini sizin için dolaştık ve tam kapanmanın son gününden yarına bir not düşmek istedik.İstiyoruz ki bu son kapanma olsun. Bu son kapanma sesizliği paylaşımı olsun. Güzel günler gelsin ve maskesiz, kısıtlamaların olmadığı kentlerin caddelerinde yine cıvıl cıvıl, rengarenk insan suretleriyle şenlensin hayat. Hoş olmaz mı? Zor mu peki? Değil biraz kurallara uyarsak, biraz dikkat ederesek hiç zor değil. Çünkü tek başına değil hep birlikte bir mücadele ile mümkün. O halde inanırsak başarabiliriz değil mi? TAM KAPANMANIN SON GÜNÜNDE KENTİN YÜZÜNE YANSIYANLAR Koronavirüsün hayatımızın en değerli anlarını sessizliğe büründürdüğünün en keskin kılıç kanıtı kentlerin kapanmış kepenkleri, yalnızlığın ıslık çaldığı sokaklarıdır. Pandemi başladığından bu yana hiç kuşku yok ki derin sessizliğin sesi  olmaya bir nebze sizlere merak ettiğiniz o kaderine terk edilmişliğin yaralı fotoğraflarını, kalemimiz ve kelamımız el verdiğince anlatmaya ve sizinle paylaşmaya özen gösterdik. Bu gazetecilik sorumluluğudur. Pandemi başladığında sizlere söz verdiğimiz gibi ‘ siz evde kalın biz sizi haberdar ederiz’ dediğimiz için sözümüzü yerine getirmenin keyfini de sizinle birlikte paylaşma gayretidir. Biz iletişim Fakültelilerin böyle bir hastalığı da var. Meslek hastalığı da denir buna. Kesinlikle gitmeden, görmeden, tanıklık etmeden bu duyguyu aktarmak mümkün değil. Pandeminin bize anlattığı veya öğrettiği en can alıcı gerçeklik işte tam bu noktada ortaya çıkıyor: Tüm şehirlerin gelecekte okunacak bir hikayesini, mesleğini bir demirci ustası sabrıyla ve ateşle yüzleşerek ve alnından biriken her ter damlasını silip yeniden ateşe gülümseyerek işini yapan demirci ustaları gibi,  gazeteciler de gezdiklerini, gördüklerini, hissettiklerini ve o anın ruhunu ve kederini yazacaktır. Bizim de bunda bir tadımlık tuzumuz, bir kalemlik ve kelamlık katkımız ve geleceğe bırakabileceğimiz sokakların yalnızlığı, kentlerin sessizliğini, sokak hayvanların bize fısıldadığı 'insan olmak ya da olmamak bütün mesele bu’ sözünü not alarak yola devam etmek.. Evet, Bugün geçmiş bir bayramın ardındaki son sessizlik günü.. Ve dün geçmiş gitmiş olsada halen bayram modunu da yüreğimde taşıyarak son tam kapanmanın son gününü geçiren kentin havadan ve karadan çekimleriyle sizi kentin sokaklarında ve gökyüzünde panorama tadında bir gezintiye çıkarmak istedim.. Malkoçoğlu Mehmet Bey türbesinde bir Fatiha okuyup, türbenin taş sutünları ile mermer sutunlarının  geçmiş ile geleceğin harika bir kenetlenmesi olarak bize anlattıklarına kulak verip, Mustafa Paşa caminin minaresinin üzerinde uçan bir kuşun kanat çırpışını yakalamak için yüzlerce kere deklanşöre bastım. Kent meydanına belediyenin can dostlar için koyduğu yeni barınakların gölgesinde uzanan bir köpeğin masumluğunda, şehrin caddelerinde adam arayan kedilerin miyavlamasında, meydanı boş bulan güvercinlerin kanat çırpışlarında bir duanın ferahlığını yakalarken, yüzlerce kapalı kepenğin, soğuk betonlara teslim edilmiş sessiz ve gri hüznün iç burkan çaresizliği kaplamıştı şehri..  Bağdat caddesinin boşluğunda, yazı caddesinin yalnızlığında, pazar caddesinin asla bir daha karşılaşamayacağınız kimsesiz ve her iki tarafına sırayla dizilmiş araçların asfalta vurmuş gölgesinden geçerken Farid Farjad'ın Golha'sında buluyor insan kendini.  Ama güzel şeyler de yok değil di tabi.. Örneğin Eskihisarda iki akasya ağacının yapraklarıyla dallarının buluştuğu bir mavi göküyüzünü süsleyen martının görüntüsünü kayda düşmek için beklerken umutlandım.  Çünkü nefesimi tutup sadece gökyüzünün kanatlarla nasıl muhteşem bir görsele ev sahipliği yaptığını kelimelerle anlatabilmek mümkün değil. Ancak bir kare fotoğrafla anlatilebileceğine inanıyorum.  Gazeteciliğin temel kuralı olması dışında, en çok da iyiyi ve güzeli kayda geçirmek adına fotoğraf çekmek bende gerçek bir tutku hali. Bir kare fotoğraf ile dünyanın değişebileceğine inananlardanım.. İşte bunun için bu sürecin her anını kayda düşmek adına çektim ve çekmeye devam ediyorum. Kentlerin sessizliğinde ve çaresizliğinde her karenin bende yarattığı derinliği bir gün virüssüz günler geldiğinde  pandemi dönemi arşivimle birlikte okuyucularıma aktarmak gibi bir fotoğrafik planım da var bunu da arasöz olarak burada sizlerle paylaşmış olayım. Kentin son sessziliğinde dolaşırken Aşık Mahsuni Şerif’in Dokunma keyfine yalan dünyanın / Kimi hızlı gider uzun yol tutar/ Kimi altın satar/ kimi pul yutar/ Kimi soğan bulmaz/ kimi bal yutar...’ türküsü geldi aklıma. Zamana ve mekana hükmetmek isteyen insanoğlu sandıklarımıza sesleniyormuş gibi geliyor her dinlediğimde bu türküyü. Ve ardından İç sesin hatırlattığı Loreena Mckennit'ın The Highwayman ve Azam Ali'nin Other Worlds şarkısının tınılarıyla kentin sessizliğine eşlik ediyorum. ESTETİK KENTİN RUHUNU CANLANDIRIR Evet izlenim notu olarak sayın başkana burada şunu hatırlatmak istiyorum: Pandemi ile birlikte kentte gördüğüm en önemli detay, kent merkezi dahil her sokak ve caddesinde estetik yoksunluğu. Bir renk, bir detay, huzur veren bir ayrıntısı yok. Onun için gökyüzünü çekmek daha cazip geliyor. Her sokağında ayrı bir kargaşanın olması çözümsüz olduğu anlamına gelmiyor. Kent Planlamacısı olan Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz’ün en az bir yılını kent estetiğine ayırması gerektiğine inanıyorum. Önce ve acilen bu pandemi sürecini de fırsata çevirerek caddeleri, sokakları güzelleştirmeli. Büyük projelerin bitmesini beklememeli. Bir renk bir farkındalık yaratmalı. İşte o zaman belki karadan çekeceğimiz çok daha fazla donelerimiz olur.. SON HATIRLATMA Tam kapanma dönemini bugün bitiriyoruz. Kademeli bir normalleşme sürecine yarın başlıyoruz. Lütfen yarın sokaklara akın etmeyin. Maske, mesafe ve hijyen koşullarını unutmayın. Unutmayın ki bir daha bu sokaklar sessiz ve kimsesiz ve çaresizliğin adresi olmasın.. Ve bu son tam kapanma olsun. Bunu istesek hep birlikte başarabiliriz. Unutmayın. Her şey elinizde.. Maskenizde, mesafenizde.. iyilikle kalın
Ekleme Tarihi: 17 Mayıs 2021 - Pazartesi

SON OLSUN

Kentin üç haftalık sesziliğini sizin için dolaştık ve tam kapanmanın son gününden yarına bir not düşmek istedik.İstiyoruz ki bu son kapanma olsun. Bu son kapanma sesizliği paylaşımı olsun. Güzel günler gelsin ve maskesiz, kısıtlamaların olmadığı kentlerin caddelerinde yine cıvıl cıvıl, rengarenk insan suretleriyle şenlensin hayat. Hoş olmaz mı? Zor mu peki? Değil biraz kurallara uyarsak, biraz dikkat ederesek hiç zor değil. Çünkü tek başına değil hep birlikte bir mücadele ile mümkün. O halde inanırsak başarabiliriz değil mi?Resim
TAM KAPANMANIN SON GÜNÜNDE KENTİN YÜZÜNE YANSIYANLAR
Koronavirüsün hayatımızın en değerli anlarını sessizliğe büründürdüğünün en keskin kılıç kanıtı kentlerin kapanmış kepenkleri, yalnızlığın ıslık çaldığı sokaklarıdır. Pandemi başladığından bu yana hiç kuşku yok ki derin sessizliğin sesi  olmaya bir nebze sizlere merak ettiğiniz o kaderine terk edilmişliğin yaralı fotoğraflarını, kalemimiz ve kelamımız el verdiğince anlatmaya ve sizinle paylaşmaya özen gösterdik.
Bu gazetecilik sorumluluğudur.
Pandemi başladığında sizlere söz verdiğimiz gibi ‘ siz evde kalın biz sizi haberdar ederiz’ dediğimiz için sözümüzü yerine getirmenin keyfini de sizinle birlikte paylaşma gayretidir. Biz iletişim Fakültelilerin böyle bir hastalığı da var. Meslek hastalığı da denir buna. Kesinlikle gitmeden, görmeden, tanıklık etmeden bu duyguyu aktarmak mümkün değil. Pandeminin bize anlattığı veya öğrettiği en can alıcı gerçeklik işte tam bu noktada ortaya çıkıyor: Tüm şehirlerin gelecekte okunacak bir hikayesini, mesleğini bir demirci ustası sabrıyla ve ateşle yüzleşerek ve alnından biriken her ter damlasını silip yeniden ateşe gülümseyerek işini yapan demirci ustaları gibi,  gazeteciler de gezdiklerini, gördüklerini, hissettiklerini ve o anın ruhunu ve kederini yazacaktır. Bizim de bunda bir tadımlık tuzumuz, bir kalemlik ve kelamlık katkımız ve geleceğe bırakabileceğimiz sokakların yalnızlığı, kentlerin sessizliğini, sokak hayvanların bize fısıldadığı 'insan olmak ya da olmamak bütün mesele bu’ sözünü not alarak yola devam etmek..
Evet, Bugün geçmiş bir bayramın ardındaki son sessizlik günü.. Ve dün geçmiş gitmiş olsada halen bayram modunu da yüreğimde taşıyarak son tam kapanmanın son gününü geçiren kentin havadan ve karadan çekimleriyle sizi kentin sokaklarında ve gökyüzünde panorama tadında bir gezintiye çıkarmak istedim..
Malkoçoğlu Mehmet Bey türbesinde bir Fatiha okuyup, türbenin taş sutünları ile mermer sutunlarının  geçmiş ile geleceğin harika bir kenetlenmesi olarak bize anlattıklarına kulak verip, Mustafa Paşa caminin minaresinin üzerinde uçan bir kuşun kanat çırpışını yakalamak için yüzlerce kere deklanşöre bastım. Kent meydanına belediyenin can dostlar için koyduğu yeni barınakların gölgesinde uzanan bir köpeğin masumluğunda, şehrin caddelerinde adam arayan kedilerin miyavlamasında, meydanı boş bulan güvercinlerin kanat çırpışlarında bir duanın ferahlığını yakalarken, yüzlerce kapalı kepenğin, soğuk betonlara teslim edilmiş sessiz ve gri hüznün iç burkan çaresizliği kaplamıştı şehri..  Bağdat caddesinin boşluğunda, yazı caddesinin yalnızlığında, pazar caddesinin asla bir daha karşılaşamayacağınız kimsesiz ve her iki tarafına sırayla dizilmiş araçların asfalta vurmuş gölgesinden geçerken Farid Farjad'ın Golha'sında buluyor insan kendini. 
Ama güzel şeyler de yok değil di tabi.. Örneğin Eskihisarda iki akasya ağacının yapraklarıyla dallarının buluştuğu bir mavi göküyüzünü süsleyen martının görüntüsünü kayda düşmek için beklerken umutlandım.  Çünkü nefesimi tutup sadece gökyüzünün kanatlarla nasıl muhteşem bir görsele ev sahipliği yaptığını kelimelerle anlatabilmek mümkün değil. Ancak bir kare fotoğrafla anlatilebileceğine inanıyorum. Resim
Gazeteciliğin temel kuralı olması dışında, en çok da iyiyi ve güzeli kayda geçirmek adına fotoğraf çekmek bende gerçek bir tutku hali. Bir kare fotoğraf ile dünyanın değişebileceğine inananlardanım.. İşte bunun için bu sürecin her anını kayda düşmek adına çektim ve çekmeye devam ediyorum. Kentlerin sessizliğinde ve çaresizliğinde her karenin bende yarattığı derinliği bir gün virüssüz günler geldiğinde  pandemi dönemi arşivimle birlikte okuyucularıma aktarmak gibi bir fotoğrafik planım da var bunu da arasöz olarak burada sizlerle paylaşmış olayım.
Kentin son sessziliğinde dolaşırken Aşık Mahsuni Şerif’in Dokunma keyfine yalan dünyanın / Kimi hızlı gider uzun yol tutar/ Kimi altın satar/ kimi pul yutar/ Kimi soğan bulmaz/ kimi bal yutar...’ türküsü geldi aklıma. Zamana ve mekana hükmetmek isteyen insanoğlu sandıklarımıza sesleniyormuş gibi geliyor her dinlediğimde bu türküyü. Ve ardından İç sesin hatırlattığı Loreena Mckennit'ın The Highwayman ve Azam Ali'nin Other Worlds şarkısının tınılarıyla kentin sessizliğine eşlik ediyorum.Resim
ESTETİK KENTİN RUHUNU CANLANDIRIR
Evet izlenim notu olarak sayın başkana burada şunu hatırlatmak istiyorum: Pandemi ile birlikte kentte gördüğüm en önemli detay, kent merkezi dahil her sokak ve caddesinde estetik yoksunluğu. Bir renk, bir detay, huzur veren bir ayrıntısı yok. Onun için gökyüzünü çekmek daha cazip geliyor. Her sokağında ayrı bir kargaşanın olması çözümsüz olduğu anlamına gelmiyor. Kent Planlamacısı olan Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz’ün en az bir yılını kent estetiğine ayırması gerektiğine inanıyorum. Önce ve acilen bu pandemi sürecini de fırsata çevirerek caddeleri, sokakları güzelleştirmeli. Büyük projelerin bitmesini beklememeli. Bir renk bir farkındalık yaratmalı. İşte o zaman belki karadan çekeceğimiz çok daha fazla donelerimiz olur..
SON HATIRLATMA
Tam kapanma dönemini bugün bitiriyoruz. Kademeli bir normalleşme sürecine yarın başlıyoruz. Lütfen yarın sokaklara akın etmeyin. Maske, mesafe ve hijyen koşullarını unutmayın. Unutmayın ki bir daha bu sokaklar sessiz ve kimsesiz ve çaresizliğin adresi olmasın.. Ve bu son tam kapanma olsun. Bunu istesek hep birlikte başarabiliriz. Unutmayın. Her şey elinizde.. Maskenizde, mesafenizde.. iyilikle kalın

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.