Kişiliksizlik günümüz dünyasının en büyük sorunu. Yaşını başını almış bir sürü insana bakıyorsun.. Doğrusu yok. Hayatında birgün olsun doğru konuşmamış, doğru söz söylememiş, verdiği her söze bir yalan yapıştırmış..
Bakıyorsunuz konuştuğu yalan
Sağlıkları yalan hastalıkları yalan dostlukları yalan insanlıkları yalan.. Dinliyorsunuz onları işitiyorsunuz ki sözleri yalan, kelamları yalan, hayatları yalan. İblisle yol tuttukları için planlarıyla, yalanlarıyla, iftaralarıyla hep başkalarına tuzak peşindeler.
Başkasının sırtından geçinerek hasbelkadar bir yere gelmişler ama orada da tutunmak için dostlarını satarak, dün küfür ettiklerine bugün iltifat edip zavallılaşarak ve alçalarak ve gittikçe çukurlaşarak adamcılık oynuyorlar..
Kendilerine ait olmayan herşeyi alıp kendi malları gibi yeyip içip sonra da herşey ortaya çıkınca çirkefleşip foseptikleşiyorlar..
Evet, Bu yeryüzündeki geçeci yolculukta kendisine ait olmayanı yemeye utanmayan, başkalarının hakkını hiç korkmadan yiyerek ve üstüne de şeytani kibirileriyle, imansızlıklarında ısrar edip zavallılaşarak yol almaya çalışanlar hergün çoğalıyorlar.. Yanlarına kar kalacağını sanarak daha da azgınlaşan kavimlere dönüşüyorlar..
Ama bilmezler ki mahkeme-i kübra var.. Bilmezler ki bu yolun sonu mezara çıkar. Bilmezler ki dünya malı dünyada kalır. Ve yine bilmezler ki gerçeklerin birgün gün yüzüne çıkma gibi bir huyu var.. Gerçekler ve yalanların savaşında mağlup olan yalan olmuştur hep.. Karaçalmayla, rol çalmayla, dün ak dediğine bugün kara deyip demokratçılık, laikçilik, aydınlıkçılık ve /veya dincilik, dindarlık, müteassıpçılık oynamakla olmuyor bi işler. Kim neyse elbette birgün aslına rücu eder ve herkesin gerçeği aynaya yansır. Dost da görür, düşmanda görür.. Ve sonuç olarak kervan yürür diğerleri de ürür..
Anasayfa
Yazarlar
ADALET BORA
Yazı Detayı
Bu yazı 1630+ kez okundu.
KİŞİLİK SORUNU
Kişiliksizlik günümüz dünyasının en büyük sorunu. Yaşını başını almış bir sürü insana bakıyorsun.. Doğrusu yok. Hayatında birgün olsun doğru konuşmamış, doğru söz söylememiş, verdiği her söze bir yalan yapıştırmış..
Bakıyorsunuz konuştuğu yalan
Sağlıkları yalan hastalıkları yalan dostlukları yalan insanlıkları yalan.. Dinliyorsunuz onları işitiyorsunuz ki sözleri yalan, kelamları yalan, hayatları yalan. İblisle yol tuttukları için planlarıyla, yalanlarıyla, iftaralarıyla hep başkalarına tuzak peşindeler.
Başkasının sırtından geçinerek hasbelkadar bir yere gelmişler ama orada da tutunmak için dostlarını satarak, dün küfür ettiklerine bugün iltifat edip zavallılaşarak ve alçalarak ve gittikçe çukurlaşarak adamcılık oynuyorlar..
Kendilerine ait olmayan herşeyi alıp kendi malları gibi yeyip içip sonra da herşey ortaya çıkınca çirkefleşip foseptikleşiyorlar..
Evet, Bu yeryüzündeki geçeci yolculukta kendisine ait olmayanı yemeye utanmayan, başkalarının hakkını hiç korkmadan yiyerek ve üstüne de şeytani kibirileriyle, imansızlıklarında ısrar edip zavallılaşarak yol almaya çalışanlar hergün çoğalıyorlar.. Yanlarına kar kalacağını sanarak daha da azgınlaşan kavimlere dönüşüyorlar..
Ama bilmezler ki mahkeme-i kübra var.. Bilmezler ki bu yolun sonu mezara çıkar. Bilmezler ki dünya malı dünyada kalır. Ve yine bilmezler ki gerçeklerin birgün gün yüzüne çıkma gibi bir huyu var.. Gerçekler ve yalanların savaşında mağlup olan yalan olmuştur hep.. Karaçalmayla, rol çalmayla, dün ak dediğine bugün kara deyip demokratçılık, laikçilik, aydınlıkçılık ve /veya dincilik, dindarlık, müteassıpçılık oynamakla olmuyor bi işler. Kim neyse elbette birgün aslına rücu eder ve herkesin gerçeği aynaya yansır. Dost da görür, düşmanda görür.. Ve sonuç olarak kervan yürür diğerleri de ürür..
Ekleme
Tarihi: 23 Haziran 2020 - Salı
KİŞİLİK SORUNU
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.