İnsan bu çeşit çeşit. Kimi kötülükten beslenir, kimi iyilikten yana koyar kalbini.. Kimi de cehennem yoluna taş taşır ve dünyayı kötülüğe boğmak için yalan, plan ve iftiraya sarılır ve bundan büyük zevk alarak hep daha fazla kötülük için ömrünü harcar.. Anadolu da böyleleri için 'kininden boğulsun, yaptıkları kendine dönsün' denilirmiş. Ne güzel çözüm bulmuş Anadolu insanı kötüleri cezalandırmak için değil mi?
Metropollerin ara sokaklarında kişilik sınavı veren insan görünümlü tiplere baktığımızda; Çoğu yalancı, çoğu yüze dost, arkada iblis ve kumpasçı.. .Metropoller mi yapar bu insanları böyle yoksa zaten var olan ve iyi maskelenmiş gerçek yüzleri mi ortaya çıkarır büyük kentler bilinmez ama bir de bunların çoğu kerameti kendinden bilir hale gelmişler.. Öye ya keramet ne büyük bir kudret değil mi?
Kerameti kendinden bilenlerle ilgili düşünürken bir kıymetli dostumuzdan şu mesaj düştü telefonumuza..Paylaşarak çoğaltmak ve insan olmanın koşullarını bir kez daha gözden geçirmek adına buraya alıntılamak istedim..
Büyük bir arife dediler ki;
– Falan adam keramet sahibidir; havada uçuyor.
Dedi cevapta:
– Bu mu keramet?! Sinek de uçuyor.
Dediler:
– Ya falan âlime ne dersin? Suyun üzerinde yürüyor.
Dedi:
– Bu da keramet değil, bir tahta parçası da suyun üzerinde yüzüyor.
Sordular:
– Peki, sence "keramet" nedir?
Cevap verdi:
– İnsanlar arasında yaşarken kimseye yalan söylememen, hiç kimseyi aldatmaman, insanları kullanmaman, iyi niyetlerini suiistimal etmemen, ağzını bozup hakarette bulunmaman ve hiçbir kalbi kırmamandır. İşte "keramet" budur!...
Anasayfa
Yazarlar
ADALET BORA
Yazı Detayı
Bu yazı 762+ kez okundu.
KERAMET VE UÇMAK!
İnsan bu çeşit çeşit. Kimi kötülükten beslenir, kimi iyilikten yana koyar kalbini.. Kimi de cehennem yoluna taş taşır ve dünyayı kötülüğe boğmak için yalan, plan ve iftiraya sarılır ve bundan büyük zevk alarak hep daha fazla kötülük için ömrünü harcar.. Anadolu da böyleleri için 'kininden boğulsun, yaptıkları kendine dönsün' denilirmiş. Ne güzel çözüm bulmuş Anadolu insanı kötüleri cezalandırmak için değil mi?
Metropollerin ara sokaklarında kişilik sınavı veren insan görünümlü tiplere baktığımızda; Çoğu yalancı, çoğu yüze dost, arkada iblis ve kumpasçı.. .Metropoller mi yapar bu insanları böyle yoksa zaten var olan ve iyi maskelenmiş gerçek yüzleri mi ortaya çıkarır büyük kentler bilinmez ama bir de bunların çoğu kerameti kendinden bilir hale gelmişler.. Öye ya keramet ne büyük bir kudret değil mi?
Kerameti kendinden bilenlerle ilgili düşünürken bir kıymetli dostumuzdan şu mesaj düştü telefonumuza..Paylaşarak çoğaltmak ve insan olmanın koşullarını bir kez daha gözden geçirmek adına buraya alıntılamak istedim..
Büyük bir arife dediler ki;
– Falan adam keramet sahibidir; havada uçuyor.
Dedi cevapta:
– Bu mu keramet?! Sinek de uçuyor.
Dediler:
– Ya falan âlime ne dersin? Suyun üzerinde yürüyor.
Dedi:
– Bu da keramet değil, bir tahta parçası da suyun üzerinde yüzüyor.
Sordular:
– Peki, sence "keramet" nedir?
Cevap verdi:
– İnsanlar arasında yaşarken kimseye yalan söylememen, hiç kimseyi aldatmaman, insanları kullanmaman, iyi niyetlerini suiistimal etmemen, ağzını bozup hakarette bulunmaman ve hiçbir kalbi kırmamandır. İşte "keramet" budur!...
Ekleme
Tarihi: 27 Haziran 2020 - Cumartesi
KERAMET VE UÇMAK!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.