Son günlerde kabus gibi üzerimize çöken ırkçılık çığırkanların çirkin suratlarıyla karşı karşıyayız.. Göçmenlere yönelik inanılmaz korkunç hezeyanlar içinde olanların bir bir kendini belli ettiği dehşet suratlar ülkesi haline geldik. Nazi almanyasına rahmet okutturan içimizdeki Nazi sevdalıları 'Türkçülüğün essaları kılıfı altında açık ve net bir şekilde 'ırkçılığın esaslarını yeniden yazıyor. Dehşet içinde seyrediyoruz Korkunç bir geleceğin sinyallerini veren bu adamların eline birgün imkan geçerse Hitler'e ve onun torunlarına rahmet okutturacakları kesin. Üstelik bu ülkede. Üstelik yedi düvele hükmettmiş ve her milletten vatandaşları olan bu topraklar üzerinden yeni bir senaryo yazılmaya çalışılıyor. Kendini Türkçü olarak ifade edenlerin nazilemesini seyrediyoruz.. Kinle, nefretle, öfkeyle ve dehşetle yaratmak istedikleri ortamı soluyoruz ne yazık ki bu mahluklatlarla.. Özdağ ve avanesine destek veren, ırkçılığı Türkçülüğün kurtuluşu sayan tüm zehirli fikirlere karşı hepimizin dikkatli olması gerekiyor.. Yeryüzünü cehenneme çeviren Hitler ve benzerilerinin ruhunu yeniden yaşatmak için benim ülkemi seçenlere karşı hepimizin yeniden ve bin kez daha bunların kimlerin oyunu ve çocukları olduklarını unutmamalıyız.  Unutmayalım ki; Bu ülkeyi yıllardır sağcı- solcu, ardından Kürt-Alevi, Türk -Kürt diye ayırmayı başaramayanların son senaryosudur bu.. Bize düşen ise;Göçmen karşıtı Nazicilik taktiği ile ortadoğuya çevirmek isteyenlerin hevesini- zehirlerini kursaklarında bırakmak için omuz omuza ve en az onlar kadar cesaretle ve dik durarak vermeliyiz. Aksi takdirde sağcısı da solcusu da bu yakılmak istenen, ırkçılık cehenneminin ateşinden kurtulamayacak..Bu aşağılık düşüncede olan herkese 'ırkçı ve zehirli' olduklarını hayırmak zorundayız.. Sonuç olarak iki seçenek var; Ya  Ebrehenin filleri olacaksınız  ya da Ebabil kuşları olacaksınız. Seçim sizin..