deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com https://www.paybytouch.com/

ADALET BORA
Köşe Yazarı
ADALET BORA
 

HANGİ BASIN HANGİ BAYRAM?

Bugün 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı. Neden bayram ediyoruz peki? 24 Temmuz 1908 yılı basında sansürün kaldırıldığı tarihtir. Onu kutluyoruz. Gazetecilikten başka mesleği ve geçim kaynağı olmayanların bayramı olmuş o dönem..  Oysa günümüze baktığımızda  gazeteceliğin mütahhitliğini eğitimli gazetecilerin de taşeronluğunu yapanlar o günden sonra daha ağır sansürler ortaya koymuşlardır. Oto yedek parça satısıcı, tüpçüsü, sütçüsü, inşaat işçisi,başkasının kalem ve kelamlarını çalarak çırparak kendini gazeteci diye yamalayanların gazeteci olduğu (!)  ve gazeteci kabul edildiği (!) güzel ülkemde, kalem ya bir foseptik çukuru gibi ya da kalem şeklindeki kesere dönüşerek toplumun değer yargılarını yerle bir etmeye başlamış ve halen de aynı şekilde yüzlerce örnek süre gelmiştir. Millettin müşterek sesi olan basının dünden bugüne yaşanan her merhalesine baktığımızda geçmişte çok daha güçlü, çok daha etkin ve gerçek anlamda halkın ve hakkın sesi olduğunu görüyoruz. Bugün sansürsüz basın dediğimiz ise cahil, eğitimsiz, bu işi ticaret ve menfaat için kullanan, bir kitap dahi okumamış ama yazmış görünen, kalemlerini Afrikalıların  'vuvuzela'ları gibi kullanan, bir gün demokrat, birgün Atatürkçü, birgün liberal öteki gün bilmem neci olanların şer meydanına dönmüş adeta. ilkesizliğin hakim olduğu, edebiyat ve nezaketin ortadan kalktığı, kalemlerin hançer gibi kalleşçe kullanıldığı bir arenada gazetecilik yapanlar sansürlü yıllardan çok daha büyük bir eziyet çektikleri bir gerçek.. Ve diplomasız tek meslek olarak yaygınlaştırılan gazeteciliğin hergün biraz daha pespaye bir hale getirildiği bir süreçten geçerken sansürün lafını etmek bile şaka gibi geliyor. Sanırım sansürlü yıllar bugün bu meslekte yaşanan pespayeliğin yanında hiç kalırdı. İletişim Fakültesinin tüm üniversitelerde olduğu bir ülkede okul yüzü görmemişlerin gazetecilik yapması tartışılası ve mutlaka çözülmesi gereken cerrahati bir sorun. Ve nasıl ki tıp fakültesini bitirmemiş birileri çıkıp ben doktorum diyemiyorsa ve doktorluk yapamıyorsa iletişim fakültesini bitirmemiş ve okumamışların da bu mesleği yapmaması yönünde kanuni zorunluluk acil ve elzemdir, hayatidir. Çağdaşlaşmanın vazgeçilmezidir ve aydınlanmanın en temel yoludur. Bu sorunu görmezden geldiğimiz müddetçe gazetecilik müteahhitleri çoğalmaya ve fonlanmaya devam edeceklerdir. Sorun bu kadar basit. Yani bayram falan yapmıyoruz. 24 Temmuz'u sadece kutluyoruz. O kadar.
Ekleme Tarihi: 24 Temmuz 2021 - Cumartesi

HANGİ BASIN HANGİ BAYRAM?

Bugün 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı. Neden bayram ediyoruz peki?
24 Temmuz 1908 yılı basında sansürün kaldırıldığı tarihtir. Onu kutluyoruz. Gazetecilikten başka mesleği ve geçim kaynağı olmayanların bayramı olmuş o dönem..  Oysa günümüze baktığımızda  gazeteceliğin mütahhitliğini eğitimli gazetecilerin de taşeronluğunu yapanlar o günden sonra daha ağır sansürler ortaya koymuşlardır. Oto yedek parça satısıcı, tüpçüsü, sütçüsü, inşaat işçisi,başkasının kalem ve kelamlarını çalarak çırparak kendini gazeteci diye yamalayanların gazeteci olduğu (!)  ve gazeteci kabul edildiği (!) güzel ülkemde, kalem ya bir foseptik çukuru gibi ya da kalem şeklindeki kesere dönüşerek toplumun değer yargılarını yerle bir etmeye başlamış ve halen de aynı şekilde yüzlerce örnek süre gelmiştir.

Millettin müşterek sesi olan basının dünden bugüne yaşanan her merhalesine baktığımızda geçmişte çok daha güçlü, çok daha etkin ve gerçek anlamda halkın ve hakkın sesi olduğunu görüyoruz.
Bugün sansürsüz basın dediğimiz ise cahil, eğitimsiz, bu işi ticaret ve menfaat için kullanan, bir kitap dahi okumamış ama yazmış görünen, kalemlerini Afrikalıların  'vuvuzela'ları gibi kullanan, bir gün demokrat, birgün Atatürkçü, birgün liberal öteki gün bilmem neci olanların şer meydanına dönmüş adeta. ilkesizliğin hakim olduğu, edebiyat ve nezaketin ortadan kalktığı, kalemlerin hançer gibi kalleşçe kullanıldığı bir arenada gazetecilik yapanlar sansürlü yıllardan çok daha büyük bir eziyet çektikleri bir gerçek..
Ve diplomasız tek meslek olarak yaygınlaştırılan gazeteciliğin hergün biraz daha pespaye bir hale getirildiği bir süreçten geçerken sansürün lafını etmek bile şaka gibi geliyor. Sanırım sansürlü yıllar bugün bu meslekte yaşanan pespayeliğin yanında hiç kalırdı.
İletişim Fakültesinin tüm üniversitelerde olduğu bir ülkede okul yüzü görmemişlerin gazetecilik yapması tartışılası ve mutlaka çözülmesi gereken cerrahati bir sorun.
Ve nasıl ki tıp fakültesini bitirmemiş birileri çıkıp ben doktorum diyemiyorsa ve doktorluk yapamıyorsa iletişim fakültesini bitirmemiş ve okumamışların da bu mesleği yapmaması yönünde kanuni zorunluluk acil ve elzemdir, hayatidir. Çağdaşlaşmanın vazgeçilmezidir ve aydınlanmanın en temel yoludur.
Bu sorunu görmezden geldiğimiz müddetçe gazetecilik müteahhitleri çoğalmaya ve fonlanmaya devam edeceklerdir. Sorun bu kadar basit. Yani bayram falan yapmıyoruz. 24 Temmuz'u sadece kutluyoruz. O kadar.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.