İnsanın bir duruşu olmalı der Atalarımız. Eşref-i mahlukat olmanın  şanındandır duruş. Bilirsiniz ki söz söylerse doğru söyler, bilirsiniz ki öfkelenirse haklılığındandır. Bilirsiniz ki dosttur ya da düşmandır. Hem ne demiş atalarımız;namert dostun olacağına mert düşmanın olsun.. Çünkü dost gibi görünen namertler  hep kumpas peşindedirler.. Bir duruşları, yiğitçe savundukları bir fikirleri ve zikirleri yoktur.. Menfaatleri neredeyse duruşlarını da ona göre ayarlarlar.. El öpmek gerekiyorsa öperler, dil dökmek gerekiyorsa dökerler.. Yüzlerinde binbir maske olduğu için herkes için bir planları vardır.. Siyasetin durumuna göre tavır alırlar Ama bakmayın siz onların yanınızdaymış gibi durduğuna.. Hele bir gün geçip devran değişsin şimdi sizdenmiş gibi görünenlerden yerseniz ilk önce tokadı, bugün sağcıdırlar, solcudurlar, orta yolcudurlar yarın devran değiştiğinde  siz yaya kalırsınız onların planlarında ve öne fırlamalarında.. Hazin bir zavallılıktır bu. Ama bu onların hayatının gayesidir. Okumazlar, araştırmazlar, başklarının hakkına hukukuna saygı göstermezler.. Yalan söylerler. Kendilerini olmadıkları şekilde gösterirler.. Yaptıkları tüm insanlık dışı hareketleri başkaları yapmış gibi anlatırlar.. Dost görünürler ki en korkunç yanları da odur; insanları off the record konuştururlar işlerine gelmediği zaman onunla tehdit ederler.. İftira atmaktan zerrece korkmazlar.  Kısacası bu hayat yolculuğunda kendilerini şekilden şekle sokan, başklarının hakkını yiyen, hesap ve kitapları kendilerine göre dizayn eden duruşsuzlar meclisindeki bu mahlukatlar gerçekte üretmeden gücü elinde bulundaran her kim olursa olsun, ağam paşam diyerek dönemsel kazançlarıyla hayatlarını ikame ederler.. Çünkü üretebildikleri tek şey yalakalık ve yalancılık ve plancılıktır.. Siz siz olun bu tiplere asla güvenmeyin. Dostun da düşmanında mert olanından yana olun! Olun ki, temizlensin dünya!