deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com https://www.paybytouch.com/

ADALET BORA
Köşe Yazarı
ADALET BORA
 

ÇAĞIN HASTALIĞI

Çağın hastalığıdır tüm değerleri satmak, yalan söylemek ve başkasının hakkını Allah'tan korkmadan yemek hastalığı coronavirüsten daha hızlı bulaşıyor ve daha hızlı  yayılıyor.... Dostluğun anlamsızlaştığı, paranın pul, insanların menfaate kul olduğu bir dönemden geçiyoruz.. Sözünün eri yok artık. Söz semer olunca er sanılanlarda o semeri taşıyanlardan öteye gitmiyor. İnsanlarda Korkunç bir yalan söyleme hastalığı nüksetmiş durumda.. Otururken yalan söylüyorlar Kalkarken yalan söylüyorlar Susarken yalan söylüyorlar Konuşurken yalan söylüyorlar Bakarken yalan söylüyorlar Elleriyle kollarıyla, gözleriyle sözleriyle, gelişleriyle gidişleriyle yalan söylüyorlar. Kısacası yürüyen birer yalan makinası gibiler.. Ortalığı öylesine kirletip öylesine gerçeğe karşı düşmanlık sergiliyorlar ki, insan dehşete düşüyor.. Rahmetli babam anlatırdı; Adamın biri günün birinde dedeme gelip halini ahvalini anlatmış. Birilerinin kendisine haksızlık ettiğinden dem vurmuş ve yardım istemiş. Rahmetli dedem dinlemiş adamı. Yardım etmeye sözvermiş ve suçlanan kişiyle konuşacağını bu durumun düzeltilmesi için elinden geleni yapacağını belirtmiş. Sonra gidip haksızlık ettiği iddia edilen adamla konuşmuş. Amca demiş o adam- inanın bunun tam tersi durum. Size gelip beni karalayan adam kendi yaptıklarını söylemiş. Durum bu bu. Şahitlerimde burada' demiş.. Dedem şahitleri de dinlemiş ve suçlanan adama dönüp; YaHu adam gelip ağzıyla konuştu. Bu nasıl iştir. İnsan dediğimiz varlık böyle alçalabilir mi? Bu kadar yalanı söylerken Allah'tan hiç mi korkmaz? diyerek hayretler içinde kalmış.. Ve o gün bugün ne zaman yalan söyleyen birilerini görsem bu hikaye gelir aklıma.. YaHU adam gibi görünen şahıslar çekirdek çitler gibi yalan söylüyorlar ve ne Allah'tan korkuyorlar ne de kuldan utanıyorlar. Ve sonra kalkıp ahkam kesiyorlar; ahlaktan, şereften, namustan. Çalarak, çırparak, iç ederek, hesap kitapları ele geçirerek yeyip içtikten sonra çıkıp helal kazançtan bahsediyorlar.. Korkunç oluyorlar tabii. Ve öylesine zavalılar ki, kendi yalanları-planları-iftiraları-kumpaslarıyla şeytana yoldaşlık edip, cehenneme kadar giden yoldan güle eğlene yaşıyorlar.. Mahkeme-i Kübra'yı unutarak.. Ama oradan kaçış yok.. Yolun sonunda herkes burada çevirdiği dalaverelerin, yalanların, iftiraların ve çevirdiği dolapların hesabını işte o çukura gömüldüğü andan itibaren verecek.. İster inansın ister inanmasın. Hesap orada görülecek..
Ekleme Tarihi: 20 Ağustos 2020 - Perşembe

ÇAĞIN HASTALIĞI

Çağın hastalığıdır tüm değerleri satmak, yalan söylemek ve başkasının hakkını Allah'tan korkmadan yemek hastalığı coronavirüsten daha hızlı bulaşıyor ve daha hızlı  yayılıyor.... Dostluğun anlamsızlaştığı, paranın pul, insanların menfaate kul olduğu bir dönemden geçiyoruz..
Sözünün eri yok artık. Söz semer olunca er sanılanlarda o semeri taşıyanlardan öteye gitmiyor.
İnsanlarda Korkunç bir yalan söyleme hastalığı nüksetmiş durumda..
Otururken yalan söylüyorlar
Kalkarken yalan söylüyorlar
Susarken yalan söylüyorlar
Konuşurken yalan söylüyorlar
Bakarken yalan söylüyorlar

Elleriyle kollarıyla, gözleriyle sözleriyle, gelişleriyle gidişleriyle yalan söylüyorlar. Kısacası yürüyen birer yalan makinası gibiler.. Ortalığı öylesine kirletip öylesine gerçeğe karşı düşmanlık sergiliyorlar ki, insan dehşete düşüyor..
Rahmetli babam anlatırdı;
Adamın biri günün birinde dedeme gelip halini ahvalini anlatmış. Birilerinin kendisine haksızlık ettiğinden dem vurmuş ve yardım istemiş. Rahmetli dedem dinlemiş adamı. Yardım etmeye sözvermiş ve suçlanan kişiyle konuşacağını bu durumun düzeltilmesi için elinden geleni yapacağını belirtmiş.
Sonra gidip haksızlık ettiği iddia edilen adamla konuşmuş.
Amca demiş o adam- inanın bunun tam tersi durum. Size gelip beni karalayan adam kendi yaptıklarını söylemiş. Durum bu bu. Şahitlerimde burada' demiş..
Dedem şahitleri de dinlemiş ve suçlanan adama dönüp; YaHu adam gelip ağzıyla konuştu. Bu nasıl iştir. İnsan dediğimiz varlık böyle alçalabilir mi? Bu kadar yalanı söylerken Allah'tan hiç mi korkmaz? diyerek hayretler içinde kalmış.. Ve o gün bugün ne zaman yalan söyleyen birilerini görsem bu hikaye gelir aklıma.. YaHU adam gibi görünen şahıslar çekirdek çitler gibi yalan söylüyorlar ve ne Allah'tan korkuyorlar ne de kuldan utanıyorlar.
Ve sonra kalkıp ahkam kesiyorlar; ahlaktan, şereften, namustan. Çalarak, çırparak, iç ederek, hesap kitapları ele geçirerek yeyip içtikten sonra çıkıp helal kazançtan bahsediyorlar..
Korkunç oluyorlar tabii. Ve öylesine zavalılar ki, kendi yalanları-planları-iftiraları-kumpaslarıyla şeytana yoldaşlık edip, cehenneme kadar giden yoldan güle eğlene yaşıyorlar.. Mahkeme-i Kübra'yı unutarak.. Ama oradan kaçış yok.. Yolun sonunda herkes burada çevirdiği dalaverelerin, yalanların, iftiraların ve çevirdiği dolapların hesabını işte o çukura gömüldüğü andan itibaren verecek.. İster inansın ister inanmasın. Hesap orada görülecek..

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.