İnsanlar ya inandıkları şekilde yaşayarlar ya da yaşadıkları şekilde inanırlar. Bunun dışında bir alternatif yok. Günümüz insanlarına baktığımızda çoğu yaşadığı şekilde inanıyor.. İşine geleni normalleştirirken menfaatine ve işine gelmeyeni reddederek ve kötülüyerek onu ortadan kaldırmak için elinden geleni ardına bırakmıyor.. Durum böyle olunca da dindarı da kindarıda sosyalist veya devrimci ya da solcu geçenini de, inançlıymış pozları takarak ortalıkta dolaşanı da aynı yol ve yöntemi izlemekten bir mahsur görmüyor Ama bütün bunlar elbetteki hakikatı ortadan kaldırmaya yetmedi ve yetmiyor.. Çünkü 1500 yıldır kutsal olan, kıymetli olan ve erdemli olan değerler ile kötülüklerden beslenenlerin iddiaları hep savaş halinde olmuştur ve kıyamete kadar da olmaya devam edecektir Ama biz biliyoruz ki; İnsanoğlu denen mahlukatın kendini güçlü ve kudretli hissettiğinde önüne gelene bir tekme, menfaatine kulluk edenlere dostum, menfati bitenleri düşman safına alıp onu ortadan kaldırmak ve kendine yer açmak için binbir yalan ve iftira, namussuzluğunu örtmek için namuslu insanlara iftira atma, onları kandırma, emek ve haklarını çiğneyerek kendini haklı çıkarma dümenleri elbette ki , birgün mutlaka gideceği ve sonsuza kadar mekanı olacak olan mezarlığa kadardır.. 7 GÜNAH İşte sosyal hayat içinde bu büyük savaşı veren mazlumların tek sığınağı ise zalimler karşısında onları dimdik ayakta tutan inançları oluyor.. Çünkü inanıyorsanız güçlüsünüz. Çünkü inanıyorsanız boyun eğmiyorsunuz. Çünkü inanıyorsanız iftira atmıyorsunuz, çünkü inanıyorsanız yalan söylemiyorsunuz, çünkü inanıyorsanız harama helal demiyorsunuz.. Çünkü inanıyorsanız ve inandığınız gibi yaşıyorsanız gerçeğin kardeşi oluyor, yalanın-iftiranın haksızlığın, namussuzluğun karşısına dikilebiliyorsunuz İşte butün bunları halen kendilerini gizleyerek, saklayarak sürüngenler misali toplumda bir virüs gibi ne inandığı gibi ne yaşadığı gibi inananlara yönelik peygamber efendimizin uyarısıyla virgül koyalım; Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde, '7 büyük günahtan uzak durunuz.' buyuruyor; Allah'a şirk koşmak, sihir ve büyü yapmak, insan öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, vatan savunması sırasında savaştan kaçmak, başkasının namus ve şerefine iftira atmak( Buhari, Müslim) Ve son söz olarak da; bu gerçekten yola çıkarak ister yaşadığınız gibi inanın ister inandığınız gibi kirleterek ve pisleyerek dünyayı yaşadığınızı zannedin. Elbette birgün herkes sonsuza kadar susacağı o mezarlıktaki yerini aldığında Mahkeme-i Kübra'da yaptıklarının ettiklerinin hesabını verecektir..