deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Kocaeli FETÖʹyü yazsam!

EKONOMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.07.2019 - 09:34, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:03
 

Kocaeli FETÖʹyü yazsam!

HABERPİ/CENGİZYÜCAK PKK terör örgütünün baskısını Güneydoğu halkının ensesinden eksik etmediği 2000 yılında Şırnak ve Silopiʹye giderek Kuzey Irakʹın dibindeki Çalışkan ve Görümlü insanının yaşadığı sıkıntıları ve Devletin TSK aracılığıyla onlara uzattığı sıcak el ile Sovyetlerin dağılması sonrasında "Ordusuz bir Devlet" olan Azerbaycanʹda, Türkiyeʹnin yine TSK aracılığıyla "Azerbaycan Ordusu"nu oluşturma çalışmalarını yerinde gördüğüm izlenimlerimi 2004 yılında "CUDİʹDEN AZERBAYCANʹA BİR GENERAL" ismi altında kitaplaştırmıştık.. 2002 yılında iktidara gelen Ak Partiʹyi 2004 yılından itibaren Fethullah Gülen cemaatinin nasıl kontrol altına almaya çalıştığını ve özellikle siyasi iktidarı kullanarak Yargı ve Emniyet Teşkilatını nasıl içten içe ele geçirmekte olduğunu fark etmiş ve bu ele geçirmenin daha sonra TSKʹye ve en sonunda da bütünüyle Devlete kadar uzanacağını anlayınca da 2007 yılında "YEŞİL KARDİNAL" isimli kitabı çıkartarak kendimizce uyarımızı yapmıştık.. Fethullah Gülenʹi "Vatikan Görevlisi Kardinal" olarak lanse eden kitabımız yayınlandıktan sonra en yakın arkadaşlarım dahi "seni yakında atarlar içeri" demişler ve hatta bazıları da "yeni arabana artık Silivriʹde binersin" şeklinde şaka yollu takılmışlardı.. Cemaatçiler mi ne yapmıştı? İstanbulʹda ki Öz savcı abileri beni her çıkarttığı yeni "Ergenekon İddianamesi"ne eklemlerken, Gebzeʹdeki abileri de bizimle konuşma fırsatları yakalayarak, bizim arkamızda kimlerin olduğunu ve bu kitabı bize kim ya da kimlerin yazdırdığını öğrenmeye çalışıyorlardı akıllarınca.. Ben de onlara Fethullah Gülen ile Amerika arasındaki ilişkinin 1960ʹlı yıllara dayandığını, Sovyet Komünizminin Balkanlarda ve Ortadoğuʹdaki yayılmacı politikası karşısında Türkiyeʹde Komünizme karşı bir direnç noktası oluşturma planını devreye sokan Amerikaʹnın, kontrolüne aldığı bazı din adamlarını devreye sokmak yolu ile Rusya sınırındaki Karsʹın Ardahan ve diğer ilçelerindeki halka "Komünizm dinsizliktir" propagandası yaptırttığını anlatıyordum.. Fethullah Gülenʹin de bu görevlilerden birisi olduğunu ve hatta bu amaçla geldiği Çıldırʹda, karların yolları kapatması üzerine yeni evli Erzurumlu hemşerisi Cevdet Müftünün tek odalı lojmanında konaklayamayınca, Müftü efendinin ricası üzerine Hacı Cemal dedeme konuk olduğunu anlatarak, özlerinde halen Amerikaʹnın planlarına hizmet ettiklerini yüzlerine söylüyordum.. Neyse..nerden ve niye girdim ben bu konuya? 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişiminin Reis Erdoğan ve Ak Partiye karşı yapıldığı ayan beyan ortada.. Darbe girişimi başarılı olsaydı Reis Erdoğan, Ak Parti Milletvekilleri, Ak Partili il ve ilçe başkanları ile belediye başkanlarının akıbetlerinin de ne olacağı önceden planlanmış ve tutuklanacaklar listeleri de hazırlanmıştı.. Çok şükür Devlet içinde kendilerini muhafaza etmiş olan vatansever komutanlar ve emniyet güvenlik görevlileri ile milletin sokağa çıkarak yüzlerce şehit ve binlerce yaralanmalar pahasına karşı durması ile bu kanlı darbe girişimi başarısız kılındı.. Sonra ne oldu? Sonra Devlet Devletliğini yaparak kendi bünyesine sızmış olan tüm FETÖʹcüleri tek tek tespit ederek cezalandırdı ve halen de ayıklamaya ve cezalandırmaya devam ediyor.. Peki sanayi ve iş dünyası ne yapıyor ve hatta daha da önemlisi siyaset ne yapıyor siyaset? Siyaset ayıkladı mı kendi içindeki FETÖʹcüleri? Siyaset il ve ilçe yöneticilerini, milletvekillerini, belediye başkanlarını ve hatta belediye meclis üyelerini belirlerken, bu kişilerin geçmişte en azından Reis Erdoğanʹın milat olarak ilan ettiği 17-25 Aralık 2013 sonrasında FETÖ ile ilişkili kalıp kalmadıklarını kontrol ediyor mu hiç? Yoksa parti içinde birbirlerini alt etmek ya da kendi deyimleri ile karşısındakilere "gol atmak" uğruna görmemezlikten mi geliyorlar 17-25 Aralık 2013 sonrasında FETÖ ile ilişkili kalıp kalmadıklarını? Belki bunları birbirlerine yutturuyorlardır!.. Ama millet yutmuyordur.. Hele hele kendi içindeki yıllanmış bürokratlarını, emniyet müdürlerini, yüksek yargı mensuplarını ve komutanlarını, FETÖ ilişkilerini tespit ettiği gün anında cezalandıran Devlet hiç ama hiç yutmuyordur.. FETÖʹcüler de, 2004-2012 yılları arasında kirli planını devlete ve millete yutturduklarını sanmıştılar ama bakın şimdi neredeler ve ne haldeler? Vatanseverleri dolduracağız diye inşa ettirdikleri Silivri türü cezaevlerinde şimdi kendileri ceza çekiyorlar.. Gelelim "Kocaeli FETÖʹyü yazsam!" şeklindeki yazı başlığıma.. Hani bir söz vardır ya "hayatımı yazsam Roman olurdu" diye.. İşte benimde bir an aklıma geldi "Kocaeli FETÖʹyü yazsam Roman olur mu" diye?
HABERPİ/CENGİZYÜCAK PKK terör örgütünün baskısını Güneydoğu halkının ensesinden eksik etmediği 2000 yılında Şırnak ve Silopiʹye giderek Kuzey Irakʹın dibindeki Çalışkan ve Görümlü insanının yaşadığı sıkıntıları ve Devletin TSK aracılığıyla onlara uzattığı sıcak el ile Sovyetlerin dağılması sonrasında "Ordusuz bir Devlet" olan Azerbaycanʹda, Türkiyeʹnin yine TSK aracılığıyla "Azerbaycan Ordusu"nu oluşturma çalışmalarını yerinde gördüğüm izlenimlerimi 2004 yılında "CUDİʹDEN AZERBAYCANʹA BİR GENERAL" ismi altında kitaplaştırmıştık.. 2002 yılında iktidara gelen Ak Partiʹyi 2004 yılından itibaren Fethullah Gülen cemaatinin nasıl kontrol altına almaya çalıştığını ve özellikle siyasi iktidarı kullanarak Yargı ve Emniyet Teşkilatını nasıl içten içe ele geçirmekte olduğunu fark etmiş ve bu ele geçirmenin daha sonra TSKʹye ve en sonunda da bütünüyle Devlete kadar uzanacağını anlayınca da 2007 yılında "YEŞİL KARDİNAL" isimli kitabı çıkartarak kendimizce uyarımızı yapmıştık.. Fethullah Gülenʹi "Vatikan Görevlisi Kardinal" olarak lanse eden kitabımız yayınlandıktan sonra en yakın arkadaşlarım dahi "seni yakında atarlar içeri" demişler ve hatta bazıları da "yeni arabana artık Silivriʹde binersin" şeklinde şaka yollu takılmışlardı.. Cemaatçiler mi ne yapmıştı? İstanbulʹda ki Öz savcı abileri beni her çıkarttığı yeni "Ergenekon İddianamesi"ne eklemlerken, Gebzeʹdeki abileri de bizimle konuşma fırsatları yakalayarak, bizim arkamızda kimlerin olduğunu ve bu kitabı bize kim ya da kimlerin yazdırdığını öğrenmeye çalışıyorlardı akıllarınca.. Ben de onlara Fethullah Gülen ile Amerika arasındaki ilişkinin 1960ʹlı yıllara dayandığını, Sovyet Komünizminin Balkanlarda ve Ortadoğuʹdaki yayılmacı politikası karşısında Türkiyeʹde Komünizme karşı bir direnç noktası oluşturma planını devreye sokan Amerikaʹnın, kontrolüne aldığı bazı din adamlarını devreye sokmak yolu ile Rusya sınırındaki Karsʹın Ardahan ve diğer ilçelerindeki halka "Komünizm dinsizliktir" propagandası yaptırttığını anlatıyordum.. Fethullah Gülenʹin de bu görevlilerden birisi olduğunu ve hatta bu amaçla geldiği Çıldırʹda, karların yolları kapatması üzerine yeni evli Erzurumlu hemşerisi Cevdet Müftünün tek odalı lojmanında konaklayamayınca, Müftü efendinin ricası üzerine Hacı Cemal dedeme konuk olduğunu anlatarak, özlerinde halen Amerikaʹnın planlarına hizmet ettiklerini yüzlerine söylüyordum.. Neyse..nerden ve niye girdim ben bu konuya? 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişiminin Reis Erdoğan ve Ak Partiye karşı yapıldığı ayan beyan ortada.. Darbe girişimi başarılı olsaydı Reis Erdoğan, Ak Parti Milletvekilleri, Ak Partili il ve ilçe başkanları ile belediye başkanlarının akıbetlerinin de ne olacağı önceden planlanmış ve tutuklanacaklar listeleri de hazırlanmıştı.. Çok şükür Devlet içinde kendilerini muhafaza etmiş olan vatansever komutanlar ve emniyet güvenlik görevlileri ile milletin sokağa çıkarak yüzlerce şehit ve binlerce yaralanmalar pahasına karşı durması ile bu kanlı darbe girişimi başarısız kılındı.. Sonra ne oldu? Sonra Devlet Devletliğini yaparak kendi bünyesine sızmış olan tüm FETÖʹcüleri tek tek tespit ederek cezalandırdı ve halen de ayıklamaya ve cezalandırmaya devam ediyor.. Peki sanayi ve iş dünyası ne yapıyor ve hatta daha da önemlisi siyaset ne yapıyor siyaset? Siyaset ayıkladı mı kendi içindeki FETÖʹcüleri? Siyaset il ve ilçe yöneticilerini, milletvekillerini, belediye başkanlarını ve hatta belediye meclis üyelerini belirlerken, bu kişilerin geçmişte en azından Reis Erdoğanʹın milat olarak ilan ettiği 17-25 Aralık 2013 sonrasında FETÖ ile ilişkili kalıp kalmadıklarını kontrol ediyor mu hiç? Yoksa parti içinde birbirlerini alt etmek ya da kendi deyimleri ile karşısındakilere "gol atmak" uğruna görmemezlikten mi geliyorlar 17-25 Aralık 2013 sonrasında FETÖ ile ilişkili kalıp kalmadıklarını? Belki bunları birbirlerine yutturuyorlardır!.. Ama millet yutmuyordur.. Hele hele kendi içindeki yıllanmış bürokratlarını, emniyet müdürlerini, yüksek yargı mensuplarını ve komutanlarını, FETÖ ilişkilerini tespit ettiği gün anında cezalandıran Devlet hiç ama hiç yutmuyordur.. FETÖʹcüler de, 2004-2012 yılları arasında kirli planını devlete ve millete yutturduklarını sanmıştılar ama bakın şimdi neredeler ve ne haldeler? Vatanseverleri dolduracağız diye inşa ettirdikleri Silivri türü cezaevlerinde şimdi kendileri ceza çekiyorlar.. Gelelim "Kocaeli FETÖʹyü yazsam!" şeklindeki yazı başlığıma.. Hani bir söz vardır ya "hayatımı yazsam Roman olurdu" diye.. İşte benimde bir an aklıma geldi "Kocaeli FETÖʹyü yazsam Roman olur mu" diye?
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.