Kılıçdaroğlu Erdoğan gitmeden gereğini yaptı

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun 21 Ocak günü toplanacak zirve nedeniyle AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy’a gönderdiği mektup şöyle; “Sayın Başkan, Ankara ziyaretiniz sırasında 23 Mayıs 2013 tarihindeki görüşmemiz için tekrar teşekkür eder, size ve tüm Avrupa’ya müreffeh ve güvenli bir yeni yıl dilerim. Bu vesileyle, Türkiye hakkında bazı konulara değinmek istiyorum. 21 Ocak 2014, Pazartesi günü Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, sizinle ve bazı başka AB yetkilileriyle görüşmek üzere Brüksel’de olacak. Ziyaret önemli bir zamanda gerçekleşiyor: Türkiye-AB katılım müzakereleri çok hassas bir durumda olup, Türkiye’deki bazı önemli gelişmeler Türkiye-AB ilişkilerini daha da zorlayabilir. Ülkemizde, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne yönelik zorluklarla uğraştığımız bir dönemde, AB’nin, varılan koşullu mutabakatlar çerçevesindeki Türkiye’nin katılımına mutlak bağlılığını tekrar açıkça ve kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde teyid etmesi büyük önem taşımaktadır. Aksi yönünde davranmak ve aykırı yönde AB’den gelecek herhangi bir mesaj, Türkiye’yi Avro-Atlantik aidiyetinden uzaklaştırmak isteyenlerin elini güçlendirecektir. AB’nin bu olumlu yaklaşımına, özellikle bağımsız bir yargı ve işleyen bir güçler ayrılığına işaret eden, Türkiye’nin Kopenhag Kriterlerine tam uymasına ilişkin güçlü ve aleni bir ısrar eşlik etmelidir. Aynı zamanda, düşünce, basın, toplanma ve iletişim özgürlüklerine tam saygı duyulmasına ilişkin bir çağrının yapılması gerektiğine inanıyoruz. CHP, Avrupa Birliği’ne katılmak için, Türkiye’nin yaptığı reformların güçlü bir destekçisi olmuştur. Biz Avrupa ideallerine bağlılığımızı benimsemekte ve Türkiye’nin katılımını daha dinamik, daha rekabetçi ve yaratıcı bir Avrupa için katma değer yapacağına inanmaktayız. Sayın Başkan Rompuy, Günümüz Türkiye’sinde asıl ihtiyaç duyduğumuz, gittikçe zayıflayan demokrasimize yönelik bir odaktan ziyade, bu zorlukları aşabilmek için gerekli yol ve gücü bulmaktır. AB, bir yönden Türkiye’deki duruma ilişkin endişelerini net bir biçimde ifade etmeli ve aynı zamanda da Türkiye-AB ilişkilerinin karşılıklı ve de tüm dünya için olan önemine dikkat çekmelidir. Gerçek bir demokrasi ve temel hakların yeşerdiği bir Türkiye’yi isteyenleri cesaretlendirmenin zamanı şimdidir. Bu bağlamda Başbakan Erdoğan’ın ziyareti iyi bir fırsat teşkil edecektir. Saygılarımla.”