İsmi ve cismi ile insan gibi görünen nicelerinin aslında sırtlanlarla en yakın akraba olduğuna şahitlik ediyoruz  hayat,  denen bu kötü ve iyilerin savaşında.. Niceleriyle karşılaşıyoruz; İnsanmış gibi yapan; Üç kuruşluk menfaat için her türlü şekle girme başarısını(!) gösteren.. Dün ak dediğine bugün kara demekten utanmayan.. İnsanlar tanıyoruz; o andaki menfaati öyle gerektirdiği için yerlere yatarak ettikleri yeminler, verdikleri sözler, anlattıkları hikayeler ne korkunç!  Niceleriyle karşılaşıyoruz; düştüğünde dostmuş gibi davranan ancak , ayağa kalktığında herşeyi unutarak  'o zaman öyle gerekiyordu' diyerek hayasızca yaşamayı kendine kar sayan nice şahsiyet yoksunu insanlarla karşılaşıyoruz heyhat..Ve bunların sayıları  O kadar çok ki; insanın bazen 'hayret etme ve şaşırma' potansiyeli yerle bir olabiliyor.. Niceleriyle karşılaşıyoruz; Yaralı bir aslanın etini canlı canlı yiyen sırtlanlar misali vahşette ve dehşette sınır tanımayan, düne kadar dost dediklerine menfaatleri sona erdiğinde düşmanlığın en alçağını gösteren.. Geçtiğimiz gün Kim milyoner olmak ister yarışmasında çıkan ; Hangisi, sırtlanlarla diğerlerinden daha yakın akrabadır? sorusunu görünce işte bunları düşündüm.. Ve o sorunun  cevabı aslında hain, zalim, çıkarperest, plancı ve yalancı ve iftiracı ve Allah'tan korkmayan, kuldan utanmayan insanlar olmalıydı diye düşündüm.. Çünkü hem Sırtlan hem de Firavun farelerinin ortak noktaları ; her ikisinin de sinsi ve korkunç birer düşman olmaları !  Etrafınıza bir bakın bakalım; kinleri ve düşmanlıklarıyla iblisin yol arkadaşı olan,  vicdanlarını, dinlerini, imanlarını, insanlıklarını bir kenara koyup birer sırtlan ve firavun faresi gibi pusuda yatan nicelerini görürsünüz! Allah bizleri; Dost gibi görünen ancak pusu üstüne pusu kurarak, tuzaklar ve yalanlar çukurunda fırsat kollayan hasımlardan  korusun!