Dün akşam saatlerinden  itibaren gelen acı haberlerle sarsıldık En acı geceydi.. En uzun ve acı geceydi.. En kahredici geceydi.. İdlib'tek hain saldırıda canlarını bu vatananın savunması bu vatanın geleceği ve huzuru ve barışı için hiçe sayan 33 yiğidimiz ne yazık ki şehit oldu Gece boyunca sarsıldık üst üste gelen acı haberlerle Önce 9 askerimizin şehit haberini verdi Hatay Valisi Rahmi Doğan Saatler geçtikçe durum ağırlaştı Yüreğimiz ağzımızda bekledik Her gelen acı haberi gece boyunca sizlerle paylaştık.. Acı öylesine derinleştirdi ki gecenin karanlığını artık bitsin bu kötülük diye dualara kalktı ellerimiz.. Mehmetçiğin ateşi tüm ocaklara düştü gecenin karanlığında.. Türkiye'nin yüreği yandı Annelerin yüreği yandı Babaların, eşlerin, kardeşlerin yüreği yandı.. Ve Türkiye gece boyunca uyumadı.. Ve Türkiye Suriyeli mültecilerle ilgili radikal bir karar alarak gece yarısı sınır kapılarını açarak denizden ya da karadan Avrupa'ya ulaşmak isteyen mültecileri durdurmayacağını tüm dünyaya duyurdu Peki bu ne anlama geliyor? Bu karar Türkiye'nin Suriye ve dolayısıyla İdlib'te oluşunun insani boyuttta olduğunu dünyaya kanıtlama anlamını taşıyor. Türkiye Suriyeyi işgal etmek değil, büyük bir insanlık dramının yaşandığı İdlib'teki vahşet görmek istemeyen ve halen rejimden yana tavırlarından ödün vermeyen Avrupa'nın kör gözüne  parmağını sokma   kararıdır.. Doğru bir karar olmuştur.. Büyük acımızın ardından alınan bu karar elbette ki tüm dünyanın gözünü ve vicdanını bir kez daha İdlib ve dolayısıyla Suriye'de kimin kimden yana olduğunun da açık ve net resmi olmuştur.. 33 Canımızın şehit olduğu İdlib'teki saldırıyı yapanların da bundan sonra rahat uyumayacağını da dünyaya ilan etmiştir..