GAZETECİDEN DOST OLMAZ

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Başkanlar Konseyi Toplantısı’na katılan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, gazetecilere ve yargıya önemli mesajlar verdi. Alın teri döneminin yerini akıl terinin aldığını belirten Yıldırım, “Alın teri dönemi geçti. Yapıyor, üretiyor, ömrünüzü veriyorsunuz sattığınız zaman bir şey elinize geçmiyor. Ama akıl teri öyle değil. Bir yapıyorsunuz bin kazanıyorsunuz” dedi. İzmir’de tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’ndeki toplantıda konuşan Yıldırım, iletişimin insanlığın vazgeçilmez ihtiyacı olduğunu vurgulayarak yasama, yürütme ve yargının yanında medyanın da 4’ncü güç niteliği taşıdığını kaydetti. ‘Ahbap çavuşluk olmaz’ Yöneticileri denetleme görevinin medyada olduğunu belirten Yıldırım şöyle devam etti: “Eskiden sadece bu mesleği yapanlar bizi takip ediyordu, şimdi cümle alem takip ediyor. Şimdi elinde cep telefonu olan herkes gazeteci, muhabir, televizyoncu. Haber sirkülasyonu arttı, tekel bitti. Kimsenin iletişim, kamu adına ülkedeki yönetimi dizayn etme gibi bir görevinin işlemediğini gördük. Hatalarımızı da gayet şeffaf şekilde konuşmamız lazım. Bunun yolu da ne siyasetle, ticaretle, medyanın ahbap çavuş ilişkisine girmemesine bağlıdır. Bu ilişkilere girdiğinizde sesiniz kısılır. Siyasetçiyseniz de, gazeteciyseniz de sesiniz kısılır.” Konuşmasında Türkiye’de tutukluluk sürelerinin uzunluğuna ilişkin eleştirilere değinen Binali Yıldırım, bu konuda da şunları söyledi: “Tutukluluk konusunda kısa sürede hükme dönüşmemesi hepimizin vicdanını yaralıyor. Konuştuğun zaman ‘yargıya müdahale’ konuşmadığın zaman ‘nerdesin’ diyorlar. Yargının kendi işini çözmesi gerekiyor. Kardeşim bize şunu söylesinler, ‘Bize 10 bin tane savcı, al hakim al şunları yap, biz halledelim’ desinler. Bunu biz yapmak zorundayız. Ama ‘Neden hala dosyayı bitirmedin?’ dediğin zaman içeriye gidiyor. Yargıya müdahale olarak algılanıyor.” ‘Zaman mefhumları yok’ Yargı mensupları için zaman mefhumunun olmadığını, onların istediğini 1 ayda vermeyenlerin suç işlemiş sayıldığını ancak İzmir Limanı özelleştirmesinde 60 günde karar vermesi gereken Danıştay’ın 2.5 yılda karar alamadığını hatırlatan Bakan Yıldırım şöyle devam etti: “Herkes kendi alanında çalışacak. Sınır ihlali yaparsak o zaman işler karışıyor. Biz onun, o bizim işine heveslenirse dengeler bozuluyor, hoşumuza gitmeyen işler yaşanıyor.”