deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Davutoğluʹnun Danışmanı fena patladı!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 11.05.2016 - 19:28, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:02
 

Davutoğluʹnun Danışmanı fena patladı!

Başbakan Ahmet Davutoğluʹnun fahri başdanışmanı ve Karar gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, bugünkü yazısında Davutoğluʹnun neden gönderildiğini yazdı. "Parti içinde kendi geleceklerini Erdoğan üzerinden tasarlayan geniş bir grup Davutoğlu’nu her alanda ‘de facto’ yetkisiz kılmak üzere uğraştı" diyen Mahçupyan, Davutoğluʹnun zaten en az bir yıldan bu yana da istenmediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan hemen her konuda hükümetin ne yapması gerektiğini kamuoyu önünde dikte ettiğini ve bunu "Başbakan için bir itaat sınavına" dönüştürdüğünü söyleyen Etyen Mahçupyan, Davutoğlu’nun gönderilme şeklini de "seviyesizlik" olarak tanımladı. Erdoğanʹa göndermede bulunan Mahçupyan ayrıca, "Ataerkil oluşumlarda merkezileşen ve artan güç, seviyesizliğe neden olan bir çekim merkezi yaratır" ifadelerini kullandı. Davutoğlu’nun gidişini sadece bir kişinin ayrılması olarak değil, yeni bir ‘yönetememe’ döneminin başı olarak görüldüğünü söyleyen Mahçupyan, "cesur olmanın, yanlışları söylemenin tam zamanı" diye yazdı. İşte Etyen Mahçupyanʹın "Davutoğlu niçin gönderildi" başlıklı yazısından ilgili bölüm: "(...)Erdoğan ile arasında ideolojik bir kopuş mu vardı? Buna tek bir örnek bile bulmak zor. Aralarında farklılık taktiksel düzeydeydi ve orta noktalar hep mevcuttu. Ne var ki herkesin bilip de söylemediği gerçek basitti… Parti içinde kendi geleceklerini Erdoğan üzerinden tasarlayan geniş bir grup Davutoğlu’nu her alanda ‘de facto’ yetkisiz kılmak üzere uğraştı. Bu arada Erdoğan da hemen her konuda ön alıp hükümetin ne yapması gerektiğini kamuoyu önünde dikte ederek, bunu Başbakan için bir itaat sınavına dönüştürdü. Kısacası Davutoğlu istenmedi ve zaten en az bir yıldan bu yana da istenmiyordu. Siyaset hakkaniyet aramaz. AK Parti de istediği kişilerle yürüyecektir ve hiçbir konum kimsenin tapulu mülkü değil… Hakkaniyet AK Parti’nin kendisiyle ilgili tasavvuru, kimliği, giderek ortak kişiliği için önemli. Toplumla kurulan bağın yozlaşmaması için gerekli… Ne yazık ki Davutoğlu’nu göndermek üzere harekete geçen aparaçik ve amigoların seviyesizliği bunu engelledi. Bu seviyesizliğe ‘dur’ demeyenler bunun manevi vebaliyle birlikte şimdi ‘bu yollarda yürümek’ zorundalar. Ataerkil oluşumlarda merkezileşen ve artan güç, seviyesizliğe neden olan bir çekim merkezi yaratır. Nitelikli insanlar dışlanırken, merkez ve lider etrafında örülen koza sayesinde biat üzerine kurulu bir milisleşme üretilir. Ortak aklı kullanmayan, kullanmak istemeyen, giderek istese dahi kullanamayacak bir karar mekanizmasına doğru gidilir. AK Parti’nin önünde böyle bir tehlike var. Bir sürü insan Davutoğlu’nun gidişini sadece bir kişinin ayrılması olarak değil, yeni bir ‘yönetememe’ döneminin başı olarak görüyorlar ve haklı çıkabilirler. AK Parti liderliğinin, yönetiminin ve sıradan partililerin ortak bir sorumluluğu bulunuyor. Harekete gerçek nitelikleriyle sahip çıkmak gerek. Dürüst ve cesur olmanın, yanlışları söylemenin, birlikte doğruyu aramanın zamanı… Tarihi yeniden başa sarmak için bekleyenlere o fırsatı vermek istemiyorsak."
Başbakan Ahmet Davutoğluʹnun fahri başdanışmanı ve Karar gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, bugünkü yazısında Davutoğluʹnun neden gönderildiğini yazdı. "Parti içinde kendi geleceklerini Erdoğan üzerinden tasarlayan geniş bir grup Davutoğlu’nu her alanda ‘de facto’ yetkisiz kılmak üzere uğraştı" diyen Mahçupyan, Davutoğluʹnun zaten en az bir yıldan bu yana da istenmediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan hemen her konuda hükümetin ne yapması gerektiğini kamuoyu önünde dikte ettiğini ve bunu "Başbakan için bir itaat sınavına" dönüştürdüğünü söyleyen Etyen Mahçupyan, Davutoğlu’nun gönderilme şeklini de "seviyesizlik" olarak tanımladı. Erdoğanʹa göndermede bulunan Mahçupyan ayrıca, "Ataerkil oluşumlarda merkezileşen ve artan güç, seviyesizliğe neden olan bir çekim merkezi yaratır" ifadelerini kullandı. Davutoğlu’nun gidişini sadece bir kişinin ayrılması olarak değil, yeni bir ‘yönetememe’ döneminin başı olarak görüldüğünü söyleyen Mahçupyan, "cesur olmanın, yanlışları söylemenin tam zamanı" diye yazdı. İşte Etyen Mahçupyanʹın "Davutoğlu niçin gönderildi" başlıklı yazısından ilgili bölüm: "(...)Erdoğan ile arasında ideolojik bir kopuş mu vardı? Buna tek bir örnek bile bulmak zor. Aralarında farklılık taktiksel düzeydeydi ve orta noktalar hep mevcuttu. Ne var ki herkesin bilip de söylemediği gerçek basitti… Parti içinde kendi geleceklerini Erdoğan üzerinden tasarlayan geniş bir grup Davutoğlu’nu her alanda ‘de facto’ yetkisiz kılmak üzere uğraştı. Bu arada Erdoğan da hemen her konuda ön alıp hükümetin ne yapması gerektiğini kamuoyu önünde dikte ederek, bunu Başbakan için bir itaat sınavına dönüştürdü. Kısacası Davutoğlu istenmedi ve zaten en az bir yıldan bu yana da istenmiyordu. Siyaset hakkaniyet aramaz. AK Parti de istediği kişilerle yürüyecektir ve hiçbir konum kimsenin tapulu mülkü değil… Hakkaniyet AK Parti’nin kendisiyle ilgili tasavvuru, kimliği, giderek ortak kişiliği için önemli. Toplumla kurulan bağın yozlaşmaması için gerekli… Ne yazık ki Davutoğlu’nu göndermek üzere harekete geçen aparaçik ve amigoların seviyesizliği bunu engelledi. Bu seviyesizliğe ‘dur’ demeyenler bunun manevi vebaliyle birlikte şimdi ‘bu yollarda yürümek’ zorundalar. Ataerkil oluşumlarda merkezileşen ve artan güç, seviyesizliğe neden olan bir çekim merkezi yaratır. Nitelikli insanlar dışlanırken, merkez ve lider etrafında örülen koza sayesinde biat üzerine kurulu bir milisleşme üretilir. Ortak aklı kullanmayan, kullanmak istemeyen, giderek istese dahi kullanamayacak bir karar mekanizmasına doğru gidilir. AK Parti’nin önünde böyle bir tehlike var. Bir sürü insan Davutoğlu’nun gidişini sadece bir kişinin ayrılması olarak değil, yeni bir ‘yönetememe’ döneminin başı olarak görüyorlar ve haklı çıkabilirler. AK Parti liderliğinin, yönetiminin ve sıradan partililerin ortak bir sorumluluğu bulunuyor. Harekete gerçek nitelikleriyle sahip çıkmak gerek. Dürüst ve cesur olmanın, yanlışları söylemenin, birlikte doğruyu aramanın zamanı… Tarihi yeniden başa sarmak için bekleyenlere o fırsatı vermek istemiyorsak."
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.