KURTULMUŞ; ʹDAHA BİTMEDİʹ

NTVʹde canlı yayına çıkan  AK Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Ak Partili olduğunu ispatlamak için daha önce söylediklerinin tersini söylemeye devam etti. Yine herkesi şaşırttı. Geçen ay genel başkanı olduğu HAS Partiʹden AK Partiʹye transfer olan Kurtulmuş; dış politika, toplumsal değişim ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. E-muhtıra olarak bilinen Genelkurmay bildirisine değinen Kurtulmuş, "Balyoz davasında uluslararası konjoktür müsait olduğunda her an ihtilal yapacak olan insanların olduğunu gördük. Dışarısı müsaade etse 27 Nisan 2007ʹde bu milletin tepesine balyoz inecekti" dedi.  Askeri vesaitin uzantısı olduğunu belirttiği CHPʹyi de eleştiren Kurtulmuş, şunları söyledi: "Türk milleti iki temel saikle oy veriyor ve iktidarı öyle belirliyor. Birincisi askeri vesaitin karşısında kimi görürse ona oy veriyor. İkincisi askeri vesaitin Türkiyeʹdeki sivil uzantısı olarak gördüğü CHPʹyi iktidara getirmiyor. ʹASKERİ VESAİT BÜTÜNÜYLE ORTADAN KALKMADIʹ AKP’li olduğunu ve tamamen AKPʹli gibi düşündüğünü ispatlarcasına sık sık  “askeri vesayet” sözlerini Kurtulmuş, askeri vesaitin ortadan kaldırılması için çok önemli adımlar atıldığını ancak bütünüyle ortadan kaldırıldığını söyleyemeyeceklerini dile getiren Kurtulmuş;  Bunun için de Türkiyeʹde çok köklü anayasal reformlar gerekiyor. YAŞʹın yapısının değiştirilmesi, MGKʹnın anayasal kurum olmaktan çıkarılması, asker-sivil yargıç çift başlılığının ortadan kaldırılması gibi. ʹANAYASADA UZLAŞMA ÇIKMAYACAKʹ Bu parlamentodan önemli bir uzlaşma çıkmayacak gibi görünüyor. Bu nedenle önümüzde iki yol var. Biz bu milletin istediği reform anayasasını hazırlayıp parlamentoya getiririz. Böyle bir reform anayasasının yüzde 58ʹin üzerinde bir oyla çıkacağını düşünüyorum. Bu iktidarın üzerinde anayasa yapma yükümlülüğü vardır. Balyoz davasında uluslararası konjoktür müsait olduğunda her an ihtilal yapacak olan insaların olduğunu gördük. Dışarısı müsaade etse 27 Nisan 2010ʹda bu milletin tepesine balyoz inecekti. Bu iradeye sivil destek vermek, siyasi destek vermek askeri vesaitin önünü açmak demektir. Ergenekon davasında siyaset sussun, mahkemeler konuşsun dedik. Ergenekon davasının avukatıyız diyenler bile oldu.