deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

DOLDURUŞA GELDİM!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.10.2012 - 16:22, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

DOLDURUŞA GELDİM!

SIRRI SÜREYYAʹDAN ÖZKÖKʹE İLGİNÇ SORU Özkök, komisyonun incelediği dönemin olağanüstü bir dönem olduğunu ve 20 yıllık genel yayın yönetmenliği döneminde olağanüstü bir çok dönemi yaşadığını söyledi. Komisyonun BDP’li üyesi Sırrı Süreyya Önder’in Ertuğrul Özkök’ün döneme ilişkin açıklamasında ‘olağanüstü’ kelimesine atıfta bulunarak, döneme bakıldığında kendilerince hiçbir olağanüstülüğün bulunmadığını ve diğer dönemlere göre ne farklılığı olduğunu sordu. Soru üzerine Ertuğrul Özkök, gazetecilik için olağanüstü bir dönem olduğunu söyledi. Döneme ilişkin ‘olağanüstü’ cümlesini kullanırken, bir anlam ifadesi katarak kullanmadığını söyleyen Özkök, birçok dönemin kendisi açışından olağanüstü olduğunu ve siyasi bir anlamda olağanüstü kelimesini kullanmadığını belirtti. “HİÇ BİR ASKERDEN MANŞET İÇİN TALİMAT ALMADIM” 28 Şubat sürecinde hiçbir askerden manşet ve haber yapılması konusunda talimat almadığını söyleyen Özkök "hiç bir askerden manşet için talimat almadım" dedi. “28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanı ile bir kez görüştüm. O da bir brifingdi. Benimle birlikte 70-80 gazetecide oradaydı. Son katıldığım brifingden sonra Genelkurmay Başkanı Çevik Bir’in odasına gittik. Çevik Bir’in odasında biraz sohbet ettik. Bunun dışında o dönemde bir görüşmem olduğun hatırlamıyorum. Sadece o dönemde Çevik Bir ile bir telefon görüşmesi yaptık. O telefon görüşmesi de Fethullah Gülen ile ilgiliydi. Fethullah Gülen’in elinde bulunduğu iddia edilen okullar ile ilgili bir dosyayla ilgiliydi. O sırada Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen Alaaddin Kaya bey bana telefon etti. Bana, ʹbiz o okulları gerekirse devretmeye hazırızʹ dedi. Ben de bunu yazdım yazım olarak. Yanılmıyorsam Çevik Bir beni aradı bu konuyla ilgili olarak. Çevik Bir’le yaptığım telefon görüşmesinde, yapılan şeylerin haksızlık olduğunu kendisine anlattım. Ondan sonra yanılmıyorsam Aladdin Kaya beyle Çevik Bir buluştu. Bunun dışında askerlerle ilişkim olduğunu ben hatırlamıyorum.  "ANDIÇTA DOLDURUŞA GELDİM" Geçmişinde utandığı hususların da bulunduğunu belirten Özkök, bazı gazetecilerin işine son verilmesine neden olan Andıç haberinin bunlardan birisi olduğunu vurgulayarak, “Dolduruşa geldik. Kendi arkadaşları olduğu için bunları vermiyor diyorlardı. Ama verdik. Onun benim vicdanımda bıraktığı yarayı, acıyı hiçbir şey vermedi. Ama bu uygulamalar halen yürüyor” şeklinde konuştu. "NAZLI ILICAK BU ANDIÇTIR DİYE YAZDI 30 KERE ÖZÜR DİLEDİM" Komisyon üyelerinin, Andıç belgesi gibi manşet haberlere konu olan bilgilerin kendilerine nasıl geldiğine ilişkin soruları üzerine Özkök, “Bugün bunlar nasıl geliyorsa bazı gazetecilere, öyle geliyordu. Nereden geldiği belli. Nazlı Ilıcak çıkardı yazdı, ʹbu Andıçʹtırʹ dedi ve ben de 30 kez özür diledim” dedi. Özkök, bugün de “ Ergenekon ” davasıyla ilgili bazı gazetelerde Andıç benzeri yayınlar yapıldığını ve birbiriyle ilgisi olmayan isimlerin aynı çetenin üyesi gibi gösterilmek istendiğini ileri sürdü. Özkök, “28 Şubatʹta işini kaybeden gazeteci oldu ama içeriye giren gazeteci olmadı. Bugün içeride gazeteciler var. Bu dönemin değerlendirmesi de ileride yapılacak” diye konuştu. kaynak:www.gazeteciler.com
SIRRI SÜREYYAʹDAN ÖZKÖKʹE İLGİNÇ SORU Özkök, komisyonun incelediği dönemin olağanüstü bir dönem olduğunu ve 20 yıllık genel yayın yönetmenliği döneminde olağanüstü bir çok dönemi yaşadığını söyledi. Komisyonun BDP’li üyesi Sırrı Süreyya Önder’in Ertuğrul Özkök’ün döneme ilişkin açıklamasında ‘olağanüstü’ kelimesine atıfta bulunarak, döneme bakıldığında kendilerince hiçbir olağanüstülüğün bulunmadığını ve diğer dönemlere göre ne farklılığı olduğunu sordu. Soru üzerine Ertuğrul Özkök, gazetecilik için olağanüstü bir dönem olduğunu söyledi. Döneme ilişkin ‘olağanüstü’ cümlesini kullanırken, bir anlam ifadesi katarak kullanmadığını söyleyen Özkök, birçok dönemin kendisi açışından olağanüstü olduğunu ve siyasi bir anlamda olağanüstü kelimesini kullanmadığını belirtti. “HİÇ BİR ASKERDEN MANŞET İÇİN TALİMAT ALMADIM” 28 Şubat sürecinde hiçbir askerden manşet ve haber yapılması konusunda talimat almadığını söyleyen Özkök "hiç bir askerden manşet için talimat almadım" dedi. “28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanı ile bir kez görüştüm. O da bir brifingdi. Benimle birlikte 70-80 gazetecide oradaydı. Son katıldığım brifingden sonra Genelkurmay Başkanı Çevik Bir’in odasına gittik. Çevik Bir’in odasında biraz sohbet ettik. Bunun dışında o dönemde bir görüşmem olduğun hatırlamıyorum. Sadece o dönemde Çevik Bir ile bir telefon görüşmesi yaptık. O telefon görüşmesi de Fethullah Gülen ile ilgiliydi. Fethullah Gülen’in elinde bulunduğu iddia edilen okullar ile ilgili bir dosyayla ilgiliydi. O sırada Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen Alaaddin Kaya bey bana telefon etti. Bana, ʹbiz o okulları gerekirse devretmeye hazırızʹ dedi. Ben de bunu yazdım yazım olarak. Yanılmıyorsam Çevik Bir beni aradı bu konuyla ilgili olarak. Çevik Bir’le yaptığım telefon görüşmesinde, yapılan şeylerin haksızlık olduğunu kendisine anlattım. Ondan sonra yanılmıyorsam Aladdin Kaya beyle Çevik Bir buluştu. Bunun dışında askerlerle ilişkim olduğunu ben hatırlamıyorum.  "ANDIÇTA DOLDURUŞA GELDİM" Geçmişinde utandığı hususların da bulunduğunu belirten Özkök, bazı gazetecilerin işine son verilmesine neden olan Andıç haberinin bunlardan birisi olduğunu vurgulayarak, “Dolduruşa geldik. Kendi arkadaşları olduğu için bunları vermiyor diyorlardı. Ama verdik. Onun benim vicdanımda bıraktığı yarayı, acıyı hiçbir şey vermedi. Ama bu uygulamalar halen yürüyor” şeklinde konuştu. "NAZLI ILICAK BU ANDIÇTIR DİYE YAZDI 30 KERE ÖZÜR DİLEDİM" Komisyon üyelerinin, Andıç belgesi gibi manşet haberlere konu olan bilgilerin kendilerine nasıl geldiğine ilişkin soruları üzerine Özkök, “Bugün bunlar nasıl geliyorsa bazı gazetecilere, öyle geliyordu. Nereden geldiği belli. Nazlı Ilıcak çıkardı yazdı, ʹbu Andıçʹtırʹ dedi ve ben de 30 kez özür diledim” dedi. Özkök, bugün de “ Ergenekon ” davasıyla ilgili bazı gazetelerde Andıç benzeri yayınlar yapıldığını ve birbiriyle ilgisi olmayan isimlerin aynı çetenin üyesi gibi gösterilmek istendiğini ileri sürdü. Özkök, “28 Şubatʹta işini kaybeden gazeteci oldu ama içeriye giren gazeteci olmadı. Bugün içeride gazeteciler var. Bu dönemin değerlendirmesi de ileride yapılacak” diye konuştu. kaynak:www.gazeteciler.com
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.