deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

İŞTE TÜRK AİLESİ

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 26.04.2012 - 19:41, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

İŞTE TÜRK AİLESİ

Araştırmada bireylerin televizyon izleme alışkanlıklarından kültürel aktivitelere katılımına, alkol kullanımından evlilik kararına kadar birçok durum incelendi, yüzdeye vuruldu. Dev araştırma Türkiyeʹnin aile yapısının adeta fotoğrafını çekti. En dikkat çeken sonuçlardan biri de boşanma nedenlerinin sıralaması oldu. Genel kanının aksine boşanmada ilk sıralarda, dayak, aldatma, ekonomik yokluk yer almıyor. Yüzde 27,3ʹlük oranla "eşlerin birbirine ilgisizlik ve sorumsuzluğu" boşanma nedenlerinde açık ara birinci çıktı. 18 yaş üstü 10 bin 362 erkek, 13 bin 17 kadın olmak üzere toplam 23 bin 379 kişi ile görüşme gerçekleştirildi. Araştırmada 18 yaş altı 9 bin 356 erkek, 6 bin 703 kadın olmak üzere toplam 16 bin 59 kişinin demografik bilgisi alındı. Araştırmaya katılan ailelerin yüzde 9,6ʹsı tek kişilik aile, yüzde 75,3ʹü çekirdek aile, yüzde 14,4ʹü de geniş ailelerden oluşurken, öğrencilerden ve işçilerden oluşan aile oranı binde 7 olarak belirlendi. Araştırmada bireylerin televizyon izleme alışkanlıklarından, kültürel aktivitelere katılımına, alkol kullanımından evlilik kararına kadar birçok durum incelendi, yüzdeye vuruldu. EN ÇOK CİNSELLİK RAHATSIZ EDİYOR Araştırmada, televizyon izleme alışkanlıkları da belirlendi. Araştırmaya katılanlardan “hiç televizyon izlemediğini” belirtenlerin oranı yüzde 8,1 olurken, televizyon izlediğini bildirenlerin oranı yüzde 91,9 olarak tespit edildi. Televizyon yayınlarında rahatsız olunan içerikleri ise katılımcıların yüzde 46,9 ile cinsel içerikli yayınlar olduğunu belirtirken, yüzde 15,5 şiddet, yüzde 14,1 kötü, kaba ve küfürlü söz, yüzde 9,9 taraflı haber ve yorumlar, yüzde 9,6 da reklamlar olduğunu ifade etti. GÖRÜCÜ USULÜ HALA YAYGIN Araştırmada, ilk evlilik kararının nasıl verildiğiyle ilgili ilginç veriler ortaya çıktı. Buna göre, araştırmaya katılanların yüzde 44,2ʹsi görücü usulü ve kendi kararıyla ilk evliliğini yaptığını bildirdi. Yüzde 38,7ʹsi kendi seçimi ve ailesinin rızasıyla, yüzde 9,4ʹü görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan evlendiğini belirtti. Bu sonuçlara göre, Türkiyeʹde fikri alınmadan görücü usulüyle evlenenlerin oranının yıllar itibarıyla düşüş gösterdiği belirlendi. 1950ʹlerde bu oranın yüzde 29 seviyelerinde idi. EVİN DÜZENİ KADINDAN SORULUR 12 bin aile üzerinde yapılan “Türkiyeʹde Aile Yapısı Araştırması”na göre, ailelerde evin düzeni, çocuklar, komşu, akraba ilişkileri ve alışverişle ilgili kararlarda kadının kararı etkili oluyor. TELEVİZYON İZLEME SÜRESİ ARTTI Televizyon izleme sürelerinde ise 2006ʹdaki araştırmaya göre artış gözlendi. Katılımcıların yüzde 18,6ʹsı 0-1 saat, 55,9ʹu 1-3 saat, yüzde 22,1ʹi 4-6 saat yüzde 3,4ʹü ise 7 saat üzeri televizyon izlediklerini belirtti. Televizyon yayınlarında rahatsız olunan içerikleri ise katılımcıların yüzde 46,9 ile cinsel içerikli yayınlar olduğunu belirtirken, yüzde 15,5 şiddet, yüzde 14,1 kötü, kaba ve küfürlü söz, yüzde 9,9 taraflı haber ve yorumlar, yüzde 9,6 da reklamlar olduğunu ifade etti. Cinsellik ve şiddet konusunda kadınlar erkeklere oranla daha fazla rahatsız olduklarını belirtirken taraflı haber ve yorumlar ile reklamlardan erkekler kadınlara göre daha fazla rahatsızlıklarını ifade etti. Cinsellik ve şiddet içeren sahnelere televizyon izleyicileri tepkilerini kanal değiştirerek gösterdikleri de belirlendi. TİYATRO VE SİNEMAYA GİTME ORANLARI Kitap okuma alışkanlıklarında ise katılımcıların yüzde 44ʹünün hiç kitap okumadıkları belirlendi. Ara sıra okuyanlar yüzde 43,2, sık kitap okuyanların oranı ise yüzde 12,8 oldu. Sinema ve tiyatroya gitme oranlarına yönelik soruya ise yüzde 74,7ʹsi “hiç”, yüzde 22ʹsi “ara sıra”, yüzde 3,3ʹü “sık sık” yanıtını verdi. Geçmiş yıllara oranla sinema ve tiyatroya gitmede artış yaşanırken kenttekilerin kırdakilere, erkeklerin kadınlara, üst sosyoekonomik statüdekilerin alt statüdekilere göre daha sık sinema ve tiyatroya gittikleri tespit edildi. Spor yapma alışkanlıklarına bakıldığında ise 18 yaş üzeri nüfusun yüzde 68,4ʹünün spor yapma alışkanlığı bulunmuyor. Araştırmada yüzde 68,4ʹü hiç spor yapmadığını belirtirken yüzde 26,2ʹsi ara sıra, yüzde 5,4ʹü ise sık sık spor yaptıklarını söyledi. Kenttekilerin kırdakilere, erkeklerin kadınlara, üst sosyoekonomik statüdekilerin alt statüdekilere göre daha sık spor yapmaları dikkati çekti. İLK EVLENME YAŞI Araştırmada kadınlarda ve erkeklerde ilk evlenme yaşının yükseldiği ortaya çıktı. Buna göre, 2006-2010 yılları arasında 18 yaş altı erkeklerin evlenme oranı binde 2 olarak tespit edilirken, 18 yaş üstü evlenme oranı yüzde 99,8 olarak belirlendi. 18 yaş altında evlenen erkeklerin oranı 1950ʹlerde yüzde 35 seviyelerindeydi. Kadınlarda ise 18 yaş altı evlenme oranı yüzde 9,3, 18 yaş üstü evlenme oranı da yüzde 90,7 oldu. 18 yaş altında evlenen kadınların oranı 1950ʹlerde yüzde 65 oranındaydı. EVLİLİK KARARI Araştırmada, ilk evlilik kararının nasıl verildiğiyle ilgili ilginç veriler ortaya çıktı. Buna göre, araştırmaya katılanların yüzde 44,2ʹsi görücü usulü ve kendi kararıyla ilk evliliğini yaptığını bildirdi. Yüzde 38,7ʹsi kendi seçimi ve ailesinin rızasıyla, yüzde 9,4ʹü görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan evlendiğini belirtti. Araştırmaya katılanların yüzde 4,3ʹü kaçma ya da kaçırılma sonucu, yüzde 2,9ʹu da kendi kararıyla ancak ailesinin rızası olmadan, binde 5ʹi de berdel sonucu evlendiğini kaydetti. Bu sonuçlara göre, Türkiyeʹde fikri alınmadan görücü usulüyle evlenenlerin oranının yıllar itibarıyla düşüş gösterdiği belirlendi. 1950ʹlerde bu oranın yüzde 29 seviyelerinde idi. NİKAH TÜRÜ Araştırmaya göre, 2006 yılında yalnız resmi nikahla evlilik oranı yüzde 9,7 iken, son araştırmada bu oran yüzde 3,42 olarak tespit edildi. 2006ʹda sadece dini nikahla evlenenlerin oranı 3,7 iken, bu oran son araştırmada yüzde 3,36 oldu. 2006ʹda hem resmi, hem dini nikah yapanların oranı yüzde 85,9 iken, bu oran son araştırmada yüzde 93,22 olarak belirlendi. AKRABA EVLİLİĞİ Türkiyeʹde akraba evliliklerinin oranı 2006-2010 döneminde yüzde 17,3 iken, bu oranın yaklaşık yüzde 55ʹinin kuzenler arasında yapıldığı belirlendi. Akraba evliliklerinin 1996-2000 yılları arasında yüzde 19, 2001-2005 yılları arasında ise yüzde 20 olarak tespit edilmişti. Akraba evliliğini uygun bulanların oranı 2006ʹda yüzde 13,5 iken 2011ʹe gelindiğinde bu oran yüzde 14,4 olarak tespit edildi. EVLENİLECEK KİŞİDE ARANAN ÖZELLİKLER Çalışmada evlenilecek kişinin sosyal özellikleri erkekler ve kadınlara göre ayrı ayrı araştırıldı. Araştırmanın erkeklere göre evlenilecek kişide aranan sosyal özellikler bölümünde “ilk kez evlenecek olması” bölümünü önemli bulanların oranı yüzde 85 oldu. Araştırmada, “aile yapılarının benzer olması”nı önemli bulanlar yüzde 76,5, “dindar olması”nı önemli bulanlar yüzde 75,2, “aynı mezhepten olması”nı önemli bulanlar yüzde 59,2, “iyi eğitimli olması”nı önemli bulanlar yüzde 58,4, “aynı sosyal çevreden olması”nı önemli bulanlar yüzde 49, “aynı etnik kökenden olması”nı önemli bulanlar 51,2, “çalışma saatlerinin az olması”nı önemli bulanlar yüzde 47, “bir işinin olması”nı önemli bulanlar yüzde 54,1, “hemşehri olması”nı önemli bulanlar yüzde 38,6, “yüksek gelir sahibi olması”nı önemli bulanlar yüzde 30,6 olarak tespit edildi. Araştırmanın kadınlara göre evlenilecek kişide aranan sosyal özellikler bölümünde “bir işinin olması”nı önemli bulanların oranı yüzde 90,9 oldu. Araştırmada, “aile yapılarının benzer olması”nı önemli bulanlar yüzde 81,5, “ilk kez evlenecek olması”nı önemli bulanlar yüzde 84,1, “dindar olması”nı önemli bulanlar yüzde 80,5, “aynı mezhepten olması”nı önemli bulanlar yüzde 69,2, “iyi eğitimli olması”nı önemli bulanlar yüzde 66,7, “çalışma saatlerinin az olması”nı önemli bulanlar yüzde 54,4, “aynı etnik kökenden olması”nı önemli bulanlar 57,8, “aynı sosyal çevreden olması”nı önemli bulanlar yüzde 53,9, “yüksek gelir sahibi olması”nı önemli bulanlar yüzde 45,2, “hemşehri olması”nı önemli bulanlar da yüzde 43 olarak belirlendi. Bu verilere göre, erkekler için en öne çıkan özellik “ilk evlenecek olması” iken, kadınlarda “bir işinin olması” olarak tespit edildi. EVLİLİĞİN DURUMU VE BOŞANMA Araştırmada, Türkiyeʹde evlenmiş bireylerin yüzde 95ʹinin yalnız bir kez evlilik yaptığı görüldü. 2006ʹda tüm evlilikler için ilk evliliğin devam ettirenlerin oranı yüzde 86,2 tespit edilmişken, yüzde 8,9ʹunun eşinin vefat ettiği, yüzde 4,3ʹünün boşandığı, binde 6ʹsının da ayrı yaşadığı tespit edilmişti. 2011 verilerine göre evlilik sayısına göre oranlar şöyle belirlendi: (yüzde) Devam ediyor Eşi Öldü Boşandı Ayrı Yaşıyor 1. evlilik 86,1 8,3 5 0,6 2. evlilik 71,5 14,9 11,5 2,1 3. evlilik 53,5 15,9 28,5 2,1 4. evlilik 32,1 12,2 55,7 - 5. ve üstü evlilik 72,2 0,0 27,8 - Buna göre, birinci evliliklerin yalnızca yüzde 5ʹi boşanmayla sonuçlanırken, ikinci evliliklerin yüzde 11,5ʹi, üçüncü evliliklerin yüzde 28,5ʹi, dördüncü evliliklerin yüzde 55,7ʹsi, beşinci ve üstü evliliklerin yüzde 27,8ʹi boşanmayla sonuçlanıyor. BOŞANMA SEBEPLERİ Türkiye genelinde temel boşanma sebepleri arasında her iki cinsiyette de yüzde 27,3 oranı ile “sorumsuz ve ilgisiz davranma” ilk sırada yer aldı. Bu nedeni sırasıyla, evin ekonomik geçimini sağlayamama, aldatma, dayak/kötü muamele, içki ve kumar, eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması, terk etme/edilme, eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması, çocuk olmaması, ailedeki çocuklara karşı kötü muamele, eşin tedavisi güç bir hastalığa yakalanması, hırsızlık, dolandırıcılık, gasp taciz gibi suçlar, aile içi cinsel taciz ve diğer nedenler izledi. KADIN AÇISINDAN BOŞANMA SEBEBİ OLABİLECEK DAVRANIŞLAR Araştırmada, kadın açısından boşanma nedeni olabilecek davranış ve özellikler de belirlendi. Buna göre, erkeğin karısını bir kez bile aldatmış olmasını boşanma sebebi görenlerin oranı yüzde 87,5 oldu. Bu nedeni sırasıyla erkeğin hırsızlık, dolandırıcılık, gasp ve taciz gibi suçları işlemesi, içki ve kumar gibi kötü alışkanlıkları olması, karısına kötü muamele etmesi, eve, eşe ve çocuklara sorumsuz ve ilgisiz davranması, evin ekonomik olarak geçimini sağlayamaması, ailesinin aile içi ilişkilere çok karışması, eşinin ailesi ile geçinememesi, çocuğunun olmaması, tedavisi güç bir hastalığa yakalanması nedenleri izledi. ERKEKLERİN BOŞANMA NEDENLERİ Erkek açısından boşanma nedeni olabilecek davranış ve özelliklerin de belirlendiği araştırmada, kadının kocasını bir kez bile aldatmış olması, yüzde 93 oranı ile en büyük neden olarak gösterildi. Kadının hırsızlık, dolandırıcılık, gasp taciz gibi suçları işlemesi (yüzde 84), içki ve kumar gibi kötü alışkanlıkları olması, kocasına kötü muamele etmesi eve, eşe ve çocuklara sorumsuz ve ilgisiz davranması, ailesinin aile içi ilişkilere çok karışması, eşinin ailesi ile geçinememesi, çocuğunun olmaması, tedavisi güç bir hastalığa yakalanması nedenleri izledi. Bu verilere göre, kadın ve erkek için boşanmaya sebep olacak davranışlar benzer özellikler gösteriyor.
Araştırmada bireylerin televizyon izleme alışkanlıklarından kültürel aktivitelere katılımına, alkol kullanımından evlilik kararına kadar birçok durum incelendi, yüzdeye vuruldu. Dev araştırma Türkiyeʹnin aile yapısının adeta fotoğrafını çekti. En dikkat çeken sonuçlardan biri de boşanma nedenlerinin sıralaması oldu. Genel kanının aksine boşanmada ilk sıralarda, dayak, aldatma, ekonomik yokluk yer almıyor. Yüzde 27,3ʹlük oranla "eşlerin birbirine ilgisizlik ve sorumsuzluğu" boşanma nedenlerinde açık ara birinci çıktı. 18 yaş üstü 10 bin 362 erkek, 13 bin 17 kadın olmak üzere toplam 23 bin 379 kişi ile görüşme gerçekleştirildi. Araştırmada 18 yaş altı 9 bin 356 erkek, 6 bin 703 kadın olmak üzere toplam 16 bin 59 kişinin demografik bilgisi alındı. Araştırmaya katılan ailelerin yüzde 9,6ʹsı tek kişilik aile, yüzde 75,3ʹü çekirdek aile, yüzde 14,4ʹü de geniş ailelerden oluşurken, öğrencilerden ve işçilerden oluşan aile oranı binde 7 olarak belirlendi. Araştırmada bireylerin televizyon izleme alışkanlıklarından, kültürel aktivitelere katılımına, alkol kullanımından evlilik kararına kadar birçok durum incelendi, yüzdeye vuruldu. EN ÇOK CİNSELLİK RAHATSIZ EDİYOR Araştırmada, televizyon izleme alışkanlıkları da belirlendi. Araştırmaya katılanlardan “hiç televizyon izlemediğini” belirtenlerin oranı yüzde 8,1 olurken, televizyon izlediğini bildirenlerin oranı yüzde 91,9 olarak tespit edildi. Televizyon yayınlarında rahatsız olunan içerikleri ise katılımcıların yüzde 46,9 ile cinsel içerikli yayınlar olduğunu belirtirken, yüzde 15,5 şiddet, yüzde 14,1 kötü, kaba ve küfürlü söz, yüzde 9,9 taraflı haber ve yorumlar, yüzde 9,6 da reklamlar olduğunu ifade etti. GÖRÜCÜ USULÜ HALA YAYGIN Araştırmada, ilk evlilik kararının nasıl verildiğiyle ilgili ilginç veriler ortaya çıktı. Buna göre, araştırmaya katılanların yüzde 44,2ʹsi görücü usulü ve kendi kararıyla ilk evliliğini yaptığını bildirdi. Yüzde 38,7ʹsi kendi seçimi ve ailesinin rızasıyla, yüzde 9,4ʹü görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan evlendiğini belirtti. Bu sonuçlara göre, Türkiyeʹde fikri alınmadan görücü usulüyle evlenenlerin oranının yıllar itibarıyla düşüş gösterdiği belirlendi. 1950ʹlerde bu oranın yüzde 29 seviyelerinde idi. EVİN DÜZENİ KADINDAN SORULUR 12 bin aile üzerinde yapılan “Türkiyeʹde Aile Yapısı Araştırması”na göre, ailelerde evin düzeni, çocuklar, komşu, akraba ilişkileri ve alışverişle ilgili kararlarda kadının kararı etkili oluyor. TELEVİZYON İZLEME SÜRESİ ARTTI Televizyon izleme sürelerinde ise 2006ʹdaki araştırmaya göre artış gözlendi. Katılımcıların yüzde 18,6ʹsı 0-1 saat, 55,9ʹu 1-3 saat, yüzde 22,1ʹi 4-6 saat yüzde 3,4ʹü ise 7 saat üzeri televizyon izlediklerini belirtti. Televizyon yayınlarında rahatsız olunan içerikleri ise katılımcıların yüzde 46,9 ile cinsel içerikli yayınlar olduğunu belirtirken, yüzde 15,5 şiddet, yüzde 14,1 kötü, kaba ve küfürlü söz, yüzde 9,9 taraflı haber ve yorumlar, yüzde 9,6 da reklamlar olduğunu ifade etti. Cinsellik ve şiddet konusunda kadınlar erkeklere oranla daha fazla rahatsız olduklarını belirtirken taraflı haber ve yorumlar ile reklamlardan erkekler kadınlara göre daha fazla rahatsızlıklarını ifade etti. Cinsellik ve şiddet içeren sahnelere televizyon izleyicileri tepkilerini kanal değiştirerek gösterdikleri de belirlendi. TİYATRO VE SİNEMAYA GİTME ORANLARI Kitap okuma alışkanlıklarında ise katılımcıların yüzde 44ʹünün hiç kitap okumadıkları belirlendi. Ara sıra okuyanlar yüzde 43,2, sık kitap okuyanların oranı ise yüzde 12,8 oldu. Sinema ve tiyatroya gitme oranlarına yönelik soruya ise yüzde 74,7ʹsi “hiç”, yüzde 22ʹsi “ara sıra”, yüzde 3,3ʹü “sık sık” yanıtını verdi. Geçmiş yıllara oranla sinema ve tiyatroya gitmede artış yaşanırken kenttekilerin kırdakilere, erkeklerin kadınlara, üst sosyoekonomik statüdekilerin alt statüdekilere göre daha sık sinema ve tiyatroya gittikleri tespit edildi. Spor yapma alışkanlıklarına bakıldığında ise 18 yaş üzeri nüfusun yüzde 68,4ʹünün spor yapma alışkanlığı bulunmuyor. Araştırmada yüzde 68,4ʹü hiç spor yapmadığını belirtirken yüzde 26,2ʹsi ara sıra, yüzde 5,4ʹü ise sık sık spor yaptıklarını söyledi. Kenttekilerin kırdakilere, erkeklerin kadınlara, üst sosyoekonomik statüdekilerin alt statüdekilere göre daha sık spor yapmaları dikkati çekti. İLK EVLENME YAŞI Araştırmada kadınlarda ve erkeklerde ilk evlenme yaşının yükseldiği ortaya çıktı. Buna göre, 2006-2010 yılları arasında 18 yaş altı erkeklerin evlenme oranı binde 2 olarak tespit edilirken, 18 yaş üstü evlenme oranı yüzde 99,8 olarak belirlendi. 18 yaş altında evlenen erkeklerin oranı 1950ʹlerde yüzde 35 seviyelerindeydi. Kadınlarda ise 18 yaş altı evlenme oranı yüzde 9,3, 18 yaş üstü evlenme oranı da yüzde 90,7 oldu. 18 yaş altında evlenen kadınların oranı 1950ʹlerde yüzde 65 oranındaydı. EVLİLİK KARARI Araştırmada, ilk evlilik kararının nasıl verildiğiyle ilgili ilginç veriler ortaya çıktı. Buna göre, araştırmaya katılanların yüzde 44,2ʹsi görücü usulü ve kendi kararıyla ilk evliliğini yaptığını bildirdi. Yüzde 38,7ʹsi kendi seçimi ve ailesinin rızasıyla, yüzde 9,4ʹü görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan evlendiğini belirtti. Araştırmaya katılanların yüzde 4,3ʹü kaçma ya da kaçırılma sonucu, yüzde 2,9ʹu da kendi kararıyla ancak ailesinin rızası olmadan, binde 5ʹi de berdel sonucu evlendiğini kaydetti. Bu sonuçlara göre, Türkiyeʹde fikri alınmadan görücü usulüyle evlenenlerin oranının yıllar itibarıyla düşüş gösterdiği belirlendi. 1950ʹlerde bu oranın yüzde 29 seviyelerinde idi. NİKAH TÜRÜ Araştırmaya göre, 2006 yılında yalnız resmi nikahla evlilik oranı yüzde 9,7 iken, son araştırmada bu oran yüzde 3,42 olarak tespit edildi. 2006ʹda sadece dini nikahla evlenenlerin oranı 3,7 iken, bu oran son araştırmada yüzde 3,36 oldu. 2006ʹda hem resmi, hem dini nikah yapanların oranı yüzde 85,9 iken, bu oran son araştırmada yüzde 93,22 olarak belirlendi. AKRABA EVLİLİĞİ Türkiyeʹde akraba evliliklerinin oranı 2006-2010 döneminde yüzde 17,3 iken, bu oranın yaklaşık yüzde 55ʹinin kuzenler arasında yapıldığı belirlendi. Akraba evliliklerinin 1996-2000 yılları arasında yüzde 19, 2001-2005 yılları arasında ise yüzde 20 olarak tespit edilmişti. Akraba evliliğini uygun bulanların oranı 2006ʹda yüzde 13,5 iken 2011ʹe gelindiğinde bu oran yüzde 14,4 olarak tespit edildi. EVLENİLECEK KİŞİDE ARANAN ÖZELLİKLER Çalışmada evlenilecek kişinin sosyal özellikleri erkekler ve kadınlara göre ayrı ayrı araştırıldı. Araştırmanın erkeklere göre evlenilecek kişide aranan sosyal özellikler bölümünde “ilk kez evlenecek olması” bölümünü önemli bulanların oranı yüzde 85 oldu. Araştırmada, “aile yapılarının benzer olması”nı önemli bulanlar yüzde 76,5, “dindar olması”nı önemli bulanlar yüzde 75,2, “aynı mezhepten olması”nı önemli bulanlar yüzde 59,2, “iyi eğitimli olması”nı önemli bulanlar yüzde 58,4, “aynı sosyal çevreden olması”nı önemli bulanlar yüzde 49, “aynı etnik kökenden olması”nı önemli bulanlar 51,2, “çalışma saatlerinin az olması”nı önemli bulanlar yüzde 47, “bir işinin olması”nı önemli bulanlar yüzde 54,1, “hemşehri olması”nı önemli bulanlar yüzde 38,6, “yüksek gelir sahibi olması”nı önemli bulanlar yüzde 30,6 olarak tespit edildi. Araştırmanın kadınlara göre evlenilecek kişide aranan sosyal özellikler bölümünde “bir işinin olması”nı önemli bulanların oranı yüzde 90,9 oldu. Araştırmada, “aile yapılarının benzer olması”nı önemli bulanlar yüzde 81,5, “ilk kez evlenecek olması”nı önemli bulanlar yüzde 84,1, “dindar olması”nı önemli bulanlar yüzde 80,5, “aynı mezhepten olması”nı önemli bulanlar yüzde 69,2, “iyi eğitimli olması”nı önemli bulanlar yüzde 66,7, “çalışma saatlerinin az olması”nı önemli bulanlar yüzde 54,4, “aynı etnik kökenden olması”nı önemli bulanlar 57,8, “aynı sosyal çevreden olması”nı önemli bulanlar yüzde 53,9, “yüksek gelir sahibi olması”nı önemli bulanlar yüzde 45,2, “hemşehri olması”nı önemli bulanlar da yüzde 43 olarak belirlendi. Bu verilere göre, erkekler için en öne çıkan özellik “ilk evlenecek olması” iken, kadınlarda “bir işinin olması” olarak tespit edildi. EVLİLİĞİN DURUMU VE BOŞANMA Araştırmada, Türkiyeʹde evlenmiş bireylerin yüzde 95ʹinin yalnız bir kez evlilik yaptığı görüldü. 2006ʹda tüm evlilikler için ilk evliliğin devam ettirenlerin oranı yüzde 86,2 tespit edilmişken, yüzde 8,9ʹunun eşinin vefat ettiği, yüzde 4,3ʹünün boşandığı, binde 6ʹsının da ayrı yaşadığı tespit edilmişti. 2011 verilerine göre evlilik sayısına göre oranlar şöyle belirlendi: (yüzde) Devam ediyor Eşi Öldü Boşandı Ayrı Yaşıyor 1. evlilik 86,1 8,3 5 0,6 2. evlilik 71,5 14,9 11,5 2,1 3. evlilik 53,5 15,9 28,5 2,1 4. evlilik 32,1 12,2 55,7 - 5. ve üstü evlilik 72,2 0,0 27,8 - Buna göre, birinci evliliklerin yalnızca yüzde 5ʹi boşanmayla sonuçlanırken, ikinci evliliklerin yüzde 11,5ʹi, üçüncü evliliklerin yüzde 28,5ʹi, dördüncü evliliklerin yüzde 55,7ʹsi, beşinci ve üstü evliliklerin yüzde 27,8ʹi boşanmayla sonuçlanıyor. BOŞANMA SEBEPLERİ Türkiye genelinde temel boşanma sebepleri arasında her iki cinsiyette de yüzde 27,3 oranı ile “sorumsuz ve ilgisiz davranma” ilk sırada yer aldı. Bu nedeni sırasıyla, evin ekonomik geçimini sağlayamama, aldatma, dayak/kötü muamele, içki ve kumar, eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması, terk etme/edilme, eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması, çocuk olmaması, ailedeki çocuklara karşı kötü muamele, eşin tedavisi güç bir hastalığa yakalanması, hırsızlık, dolandırıcılık, gasp taciz gibi suçlar, aile içi cinsel taciz ve diğer nedenler izledi. KADIN AÇISINDAN BOŞANMA SEBEBİ OLABİLECEK DAVRANIŞLAR Araştırmada, kadın açısından boşanma nedeni olabilecek davranış ve özellikler de belirlendi. Buna göre, erkeğin karısını bir kez bile aldatmış olmasını boşanma sebebi görenlerin oranı yüzde 87,5 oldu. Bu nedeni sırasıyla erkeğin hırsızlık, dolandırıcılık, gasp ve taciz gibi suçları işlemesi, içki ve kumar gibi kötü alışkanlıkları olması, karısına kötü muamele etmesi, eve, eşe ve çocuklara sorumsuz ve ilgisiz davranması, evin ekonomik olarak geçimini sağlayamaması, ailesinin aile içi ilişkilere çok karışması, eşinin ailesi ile geçinememesi, çocuğunun olmaması, tedavisi güç bir hastalığa yakalanması nedenleri izledi. ERKEKLERİN BOŞANMA NEDENLERİ Erkek açısından boşanma nedeni olabilecek davranış ve özelliklerin de belirlendiği araştırmada, kadının kocasını bir kez bile aldatmış olması, yüzde 93 oranı ile en büyük neden olarak gösterildi. Kadının hırsızlık, dolandırıcılık, gasp taciz gibi suçları işlemesi (yüzde 84), içki ve kumar gibi kötü alışkanlıkları olması, kocasına kötü muamele etmesi eve, eşe ve çocuklara sorumsuz ve ilgisiz davranması, ailesinin aile içi ilişkilere çok karışması, eşinin ailesi ile geçinememesi, çocuğunun olmaması, tedavisi güç bir hastalığa yakalanması nedenleri izledi. Bu verilere göre, kadın ve erkek için boşanmaya sebep olacak davranışlar benzer özellikler gösteriyor.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.