deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Romanlar. Bu ülkenin gülümseyen yüzü onlar.

GÜNCEL 08.04.2022 - 19:20, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:04
 

Romanlar. Bu ülkenin gülümseyen yüzü onlar.

ADALET BORA-Romanlar, onlar güzel insanlar.. Onların kendileri de hayatları da Roman. Çektikleri çilelere, ötekileştirmelere, itilmelere kakılmalara rağmen yine de umutlarını hiç kaybetmeden ve bu dünyaya bel bağlamadan ekmeklerinin peşi sıra günışığın takip ederek gidenler onlar.. Hangisini dinlesen bir roman yazılacak kadar hikayesi var.. Ama yine de inatla ve inançla yaşama sımsıkı ve gülümseyerek bağlılar.. Ve onlar bu ülkenin, bu kentin , bu sokakların, bu caddelerin asli unsurları ve vatandaşlarıdır.. İyisi çok kötüsü az olan asli unsurlar onlar.. Evet,  İnsanlığın en büyük hastalığı ırkçılıktır. Ötekileştirmektir, Kendini üstün başkalarını hakir görmektir. Çünkü hiç kimse doğuştan mensup olduğu kabileyi, dili, ırkı, bölgeyi, coğrafyayı seçme şansına sahip değil. Bu gerçekliği bilmesine rağmen insanoğlu görünümlü yaratıklar tarih boyunca yeryüzündeki tüm coğrafyaları ırkçılık ve ayrıımcılıkla kirletmişler ve halen de kirletmeye devam ediyorlar.. Ve Bugün 8 Nisan Dünya romanlar günü.. O kadar söylenecek selam ve kelam var ki onlara dair. Üstün ırkçılık oynayanların kendi aşağılıklarını örtbas etmek için çoğunlukla onlara yönelik kullandıkları çirkin yakıştırmalar, çirkin sözde atasözleri, çirkin ve iğrenç hitabetler, berbat yakıştırmalarla aşağılamaya çalıştıkları Romanlar.. Gazetecilik hayatımda onlara dair her dönem bir buluşma bir röportaj, bir dertlerine dokunuşu insani ve vicdani görev olarak bildim hep.. Örneğin yıllar önce Gebze Mevlana mahallesindeki romanlarla yaptığım röportaj sırasında kemanıyla harika bir zaman dilimini bize hediye eden ve kısa bir süre sonra rahmetli olan Kemancı Yaşar amcayı hiç unutmadım.. Her karşılaştığımızda 'abe bir çiçek alırmısın' diyerek gülümseyen, 9 çocuk annesi ve her sabah bıkmadan usanmadan, kar kış demeden ekmeğini kazanmak için kenti baştan başa dolaşan Hanife teyzeyi de hiç unutmadım..  Kalaycılık yaparak geçimini sağlayan ekmeğini ateşten ve demirden çıkaranlar, sırtına bohçasını yüklenip kenti dolaşan, yıkılmış inşaatlardan arta kalan ve beton bloklar arasında kalmış bir kaç demir parçasını çıkarmak için inanüstü çaba sarfeden kadınlar ve çocukların da dirençli bakışları bir fotoğraf karesi olarak aklımda hep..  Ve bugün onların günü.. Mart ayında Kent Konseyi Kadın Meclis Başkanımız Rumeysa Şen ile birlikte 8 Mart dünya kadınlar günü nedeniyle İzmit Yenimahallede buluştuk Romanlarla. O kadar keyifli o kadar içten ve o kadar insancaydılar ki tüm yalan ve yanlış yakıştırmaları yerle bir edecek misafirperverliklerini sanırım yıllar geçse de unutmayacağız.. Yıllarca bu ülkede onları çingene diyerek ötekileştiren, kendilerindeki pislikleri o insanların nezdinde onlara atıfta bulunarak göndermelerde bulunanlara inat onlar sabahın seherinde kimi at arabasına binip ekmeğini kazanmak için kentin yollarına düştü, kimi sırtına hayatın yüküyle birlikte onlarca kiloluk bohçalarını yüklenip 'bohçacı geldi hanım bohçacııı' diyerek pencerlere tül ve perde, kızlara çeyizlik malzemeler sattı. Kah kovuldular kapılardan kah çirkin iftiralara uğradılar. Ama yine de yüzlerinde zerrece öfke, kalplerinde zerrece kötülüğe, kine ve nefrete yer vermediler.. Ve yakınmadılar hiç bir zaman ve halen de yakınmıyorlar ötekileştirilmekten, dışlanmış olmaktan duydukları o derin acıdan. Ne zaman mahallelerine gitseniz kapıları açık, yüzlerinde gülümseme ve elbette ki kenar mahallelere itilmişliğin kederli hüznünü ifade etmeden bir kemanın telleriyle yeryüzüne bir sitem olarak gönderiyorlar.. Yeni Mahallede dolaşırken camını açıp bizi içeri buyur eden Aysel hanıma, Başına yıkılan çatısı, viraneye dönmüş evinin yaşanmaz hale gelişinin çaresizliğine rağmen yüreğindeki  insanlığın yüceliğini kaybetmeyen Filiz teyzeye, Tolga beyin efendiliğinde Ayla hanımın sımsıcak insanlığında ve adını burada hatırlamadığım o tüm güzel insanlara selam olsun. İyi ki yollarımız onlarla kesişti. İyi ki bu ülkenin mavi gökyüzünü birlikte paylaşıyoruz. Belki üstümüze düşen insanlık vazifesini tam olarak yerine getiremiyoruz ama bilin ki bu toprakların tüm renkleri tüm farklılıkları bizim için hep kıymetli bir değer ve rengarenk bir yeryüzünün vazgeçilmezleri olarak kalacaklar..Tüm Roman dostlarımızın 8 Nisan Dünya Romanlar günü kutlu olsun.. Ayrımcılık, ötekileştirme ve kötü benzetmelerin de sonu olsun.. Varlığınız bizim zenginlimizdir.. Bilin istedim..

ADALET BORA-Romanlar, onlar güzel insanlar.. Onların kendileri de hayatları da Roman. Çektikleri çilelere, ötekileştirmelere, itilmelere kakılmalara rağmen yine de umutlarını hiç kaybetmeden ve bu dünyaya bel bağlamadan ekmeklerinin peşi sıra günışığın takip ederek gidenler onlar.. Hangisini dinlesen bir roman yazılacak kadar hikayesi var.. Ama yine de inatla ve inançla yaşama sımsıkı ve gülümseyerek bağlılar.. Ve onlar bu ülkenin, bu kentin , bu sokakların, bu caddelerin asli unsurları ve vatandaşlarıdır.. İyisi çok kötüsü az olan asli unsurlar onlar..
Evet,  İnsanlığın en büyük hastalığı ırkçılıktır. Ötekileştirmektir, Kendini üstün başkalarını hakir görmektir. Çünkü hiç kimse doğuştan mensup olduğu kabileyi, dili, ırkı, bölgeyi, coğrafyayı seçme şansına sahip değil. Bu gerçekliği bilmesine rağmen insanoğlu görünümlü yaratıklar tarih boyunca yeryüzündeki tüm coğrafyaları ırkçılık ve ayrıımcılıkla kirletmişler ve halen de kirletmeye devam ediyorlar..
Ve Bugün 8 Nisan Dünya romanlar günü.. O kadar söylenecek selam ve kelam var ki onlara dair. Üstün ırkçılık oynayanların kendi aşağılıklarını örtbas etmek için çoğunlukla onlara yönelik kullandıkları çirkin yakıştırmalar, çirkin sözde atasözleri, çirkin ve iğrenç hitabetler, berbat yakıştırmalarla aşağılamaya çalıştıkları Romanlar..
Gazetecilik hayatımda onlara dair her dönem bir buluşma bir röportaj, bir dertlerine dokunuşu insani ve vicdani görev olarak bildim hep.. Örneğin yıllar önce Gebze Mevlana mahallesindeki romanlarla yaptığım röportaj sırasında kemanıyla harika bir zaman dilimini bize hediye eden ve kısa bir süre sonra rahmetli olan Kemancı Yaşar amcayı hiç unutmadım..
Her karşılaştığımızda 'abe bir çiçek alırmısın' diyerek gülümseyen, 9 çocuk annesi ve her sabah bıkmadan usanmadan, kar kış demeden ekmeğini kazanmak için kenti baştan başa dolaşan Hanife teyzeyi de hiç unutmadım.. 
Kalaycılık yaparak geçimini sağlayan ekmeğini ateşten ve demirden çıkaranlar, sırtına bohçasını yüklenip kenti dolaşan, yıkılmış inşaatlardan arta kalan ve beton bloklar arasında kalmış bir kaç demir parçasını çıkarmak için inanüstü çaba sarfeden kadınlar ve çocukların da dirençli bakışları bir fotoğraf karesi olarak aklımda hep.. 
Ve bugün onların günü..
Mart ayında Kent Konseyi Kadın Meclis Başkanımız Rumeysa Şen ile birlikte 8 Mart dünya kadınlar günü nedeniyle İzmit Yenimahallede buluştuk Romanlarla. O kadar keyifli o kadar içten ve o kadar insancaydılar ki tüm yalan ve yanlış yakıştırmaları yerle bir edecek misafirperverliklerini sanırım yıllar geçse de unutmayacağız..

Yıllarca bu ülkede onları çingene diyerek ötekileştiren, kendilerindeki pislikleri o insanların nezdinde onlara atıfta bulunarak göndermelerde bulunanlara inat onlar sabahın seherinde kimi at arabasına binip ekmeğini kazanmak için kentin yollarına düştü, kimi sırtına hayatın yüküyle birlikte onlarca kiloluk bohçalarını yüklenip 'bohçacı geldi hanım bohçacııı' diyerek pencerlere tül ve perde, kızlara çeyizlik malzemeler sattı. Kah kovuldular kapılardan kah çirkin iftiralara uğradılar. Ama yine de yüzlerinde zerrece öfke, kalplerinde zerrece kötülüğe, kine ve nefrete yer vermediler..
Ve yakınmadılar hiç bir zaman ve halen de yakınmıyorlar ötekileştirilmekten, dışlanmış olmaktan duydukları o derin acıdan. Ne zaman mahallelerine gitseniz kapıları açık, yüzlerinde gülümseme ve elbette ki kenar mahallelere itilmişliğin kederli hüznünü ifade etmeden bir kemanın telleriyle yeryüzüne bir sitem olarak gönderiyorlar..
Yeni Mahallede dolaşırken camını açıp bizi içeri buyur eden Aysel hanıma, Başına yıkılan çatısı, viraneye dönmüş evinin yaşanmaz hale gelişinin çaresizliğine rağmen yüreğindeki  insanlığın yüceliğini kaybetmeyen Filiz teyzeye, Tolga beyin efendiliğinde Ayla hanımın sımsıcak insanlığında ve adını burada hatırlamadığım o tüm güzel insanlara selam olsun. İyi ki yollarımız onlarla kesişti. İyi ki bu ülkenin mavi gökyüzünü birlikte paylaşıyoruz. Belki üstümüze düşen insanlık vazifesini tam olarak yerine getiremiyoruz ama bilin ki bu toprakların tüm renkleri tüm farklılıkları bizim için hep kıymetli bir değer ve rengarenk bir yeryüzünün vazgeçilmezleri olarak kalacaklar..Tüm Roman dostlarımızın 8 Nisan Dünya Romanlar günü kutlu olsun.. Ayrımcılık, ötekileştirme ve kötü benzetmelerin de sonu olsun.. Varlığınız bizim zenginlimizdir.. Bilin istedim..

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.