AK PARTİYİ BEKLEYEN TUZAK

HP/CENGİZYUCAK Her ne kadar Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “2023’e kadar seçim yok” demiş olsa dahi yine Erdoğan’ın Teşkilatlara seslenirken “81 ilde meydanlara iniyoruz” şeklindeki talimatı ise 2023’e varmadan erken bir genel seçimin olabileceği ihtimalini de güçlendirdi.. Peki bu durum Ankara Merkez siyaset kulislerinde nasıl değerlendiriliyor? Ankara kulislerinde erken bir genel seçim için iki tarih konuşuluyor; 2020 Sonbaharı (Ekim-Kasım) 2021 İlkbaharı (Mart-Nisan) Peki Erdoğan ve Ak Parti erken bir genel seçime gider mi? Gider.. Niçin? Pandemi sürecinin ekonomiye olumsuz etkilerinin vatandaşa birebir yansımasından oluşacak kötü tablonun siyasi faturasını ödemektense, Koronavirüse karşı verilen başarılı mücadelenin artı getirisini siyasi karnesine ekletmek için.. Peki bu hesap tutar mı? Kağıt üzerinde tutar, sandıkta tutmaz.. Neden mi? Ak Partinin önünde kendisini iktidardan düşürmek için kurulmuş  siyasi  tuzaklar var da ondan tutmaz.. Nasıl tuzaklar mı? Dünyanın gerçek patronu ve üzerinde güneş doğmayan ülke olarak bilinen İngiltere’nin planladığı ve ABD ile AB’nin de uygulayıcısı olacağı tuzaklar.. Bu tuzak iki ayaklı bir tuzak; Birinci ayağında Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu var.. İkinci ayağında Dolar ve Euro yani para var.. Hani hep kafalarda soru işareti bıraktı ya “Babacan ile Davutoğlu niye tek parti olarak çıkmadılar da iki ayrı parti olarak çıktılar” diye.. Hem Ak Parti ile MHP  ittifak cephesinden kendilerine gelecek tepkileri ikiye ayırarak etkisizleştirmek hem de çıktıkları siyasi ringdeki ortak hedefleri olan Recep Tayyip Erdoğan’a sağlı sollu yumruklar  savurarak nakvat etmek için.. CHP lideri Kılıçdaroğlu boşuna mı Vekil gönderecek sandınız DEVA ve GELECEK Partilerine sanki.. Peki Erdoğan ve Ak Parti erken bir seçime giderse ne olur? Ak Parti ve MHP olası bir erken genel seçimi kaybeder ve 2023’e kadar oturma hakları oldukları koltuktan olur.. Niçin mi? Zaten pandemi süreci ile kötüye giden ekonomiyi, olası bir erken seçim arifesinde dolar-euro darbesi ile daha da kötüleştirirler de ondan.. Kötüleşen bir ekonomik tablonun vatandaşın mutfağını cayır cayır yaktığı bir atmosferde sen seçim meydanlarından  vatandaşa ne dersen de, hangi etkileyici nutuk atarsan at tutmaz.. “Bu CHP var ya bu CHP tek parti dönemlerinde neler yaptı neler” desen, aile reisleri “mutfağa bak mutfağa” ve 18 yaşında oy kullanma hakkını elde eden gençler de “biz doğduğumuzdan beri Ak Partiden başka tek bir parti iktidarı görmedik” derler.. "Başörtü ile uğraştılar" ve "28 Şubat zülmu" desen "O sürecin mağdurları şimdi hep iyi yerlerdeler. Bak artık başörtülü Bayan Bakanımız bile var" derler..   Peki Reis Erdoğan ve Ak Parti ne yapmalı? 2023’e kadar hak sahibi olduğu o  koltuğundan kalkmamalı.. Belediyelerdeki başarısı ile 18yıldan beri iktidarda kaldığını hatırlayarak elinde kalmış belediyeler ile Belediye Meclis üstünlüğünün elinde olduğu belediyelerde direk vatandaşın gözüne ve gönlüne girecek hizmetlerin önünü açmalı.. Bugüne kadar ki eylem ve söylemlerini gözden geçirerek artıları ve eksilerini güncellemeli.. Ne demişti Mevlana Celaleddin Rumi; Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş! Dünle beraber gitti cancağzım, Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım..