deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK YANLIŞI BU!

GÜNCEL 13.02.2020 - 20:11, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:03
 

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK YANLIŞI BU!

ADALET BORA- Türkiye'nin Suriye politikasındaki en büyük çıkmazı ve yanlışı İran'la olan ilişkileridir Geçmişten günümüze  sürüdürülen temel yanlışlardan biri İran'ın sürekli olarak düşman ülke ilan edilmesi ve/veya bu duygunun kök hücrelere kadar sinmiş olmasıdır..  Peki bu sorunu kim başlatmış? Biz tabiki..Çünkü biz İran'ı ABD başta olmak üzere diğer AB ülkeleri ve hatta İsrail'in sunduğu şekliyle tanıyoruz ve onların düşmanı olduğu için bizde kendi düşman hanemize yazarak inanmışız ve o sevimsiz bize ezberletilmiş algıyla İran'ı yargılamaya devam ediyoruz.. Ezberleri bozmak için ise bugüne kadar bir milim dahi yol almamışız değil mi? ..İşte çok kısa ve basit birkaç soruyla kendimize ayna tutalım isterseniz? İran'ı seviyormuyuz?  Hayır! İran bizi seviyor mu? Evet.Her binlerce hatta belki milyonlara varan İran'lı turist başta doğu illeri olmak üzere tatillerini Türkiye'de geçiriyorlar.. İran'ın dostluğuna güveniyor muyuz? Hayır!  İran bize güveniyor mu? Haklı olarak Hayır! Peki İran'ı tanıyor muyuz, kaç kere iran'a gitmişiz, kaç İran'lı dostumuz , arkadaşımız, ahbapımız var? Bunların hepsine cevabımız ; hiç yok ve Hayır! İran bizi tanıyor mu? Evet. İran'ın bilim-teknoloju, kültür, sanat, sinema, edebiyat alanındaki gelişmelerini takip ediyor muyuz? Hayır! İran bizdeki gelişmeleri sosyal, kültürel, teknolojik gelişmeleri takip ediyor mu? Evet.... Peki neden İran'ı hep korkunç olarak görüyoruz dersiniz? Cevabı basit;  insan bilmediğinin ve tanımadığının düşmanıdır.. Bizde İran'la bu sorunu yaşıyoruz..Tanımıyoruz, gitmiyoruz, bilmiyoruz ama İsrail'den daha büyük düşman olarak görüyoruz değil mi? İran'ı yüzyıllardır hem sosyal, hem siyasal hem de en önemlisi olarak mezhepsel olarak büyük bir tehdit olarak algılayıp onu sadece şii kimliğiyle bir kenara itip, İran olmak istemiyoruz, İran gibi olmayacağız saçmalıklarını bize inandırdılar mı? Evet! Yakın geçmişte bu ülkede Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yapmış Abdullah Gül çıkıp ; Türkiye'nin İran olmasına müsaade etmeyeceğiz' dediğine şahitlik ettik mi? Ettik.. Peki hiç gitmediğimiz, hiç tanımadığımız, hakkında üç beş Amerika filmindeki terörist rolüyle fikir sahibi olduğumuz İran gerçekten Türkiye'nin düşmanı mı? Bence hayır! Türkiye ile İran'ın yan yana gelmesini istemeyen ABD, AB ve elbette ki Rusya, bütün bu algı operasyonunu yüzyıllardır bize dayattılar ve bizlerde buna inanarak İran'ı korkunç ülke, diğerlerini ise dost ve müttefik ilan ederek son 40 yılda terörle ve son 10 yıldır da Suriye sorunu ile baş etmeye çalışıyoruz İşte tam da bu noktada Türkiye artık yıllardır bize yutturulan İran fobisini yıkmadıkça, İran ile dostluğun kapılarını aralayıp Rusya arabuluculuğunu ortadan kaldırıp iki dost ve kardeş ülke olma yolunda gecikmiş hatayı telafi etmedikçe Suriye ve Irak'ın kuzeyi 'de dahil olmak üzere sınırlarındaki hiç bir sorunu çözemez. İdlib'te son dönemde yaşananlar ve Rusya'nın değişen tavrı Türkiye'nin Suriye konusundaki politikasını yeniden gözden geçirmeli.. Dost ülke hanesine İran'ı yazarak  ve İran'a ABD , İsrail gözüyle bakmaktan vazgeçmeli.. Rusya aracılığıyla İran'la ilişki kurma yangılgısından vazgeçmeli Geçmişten gelen yanlış ve hatalı önyargıları yıkarak İran'la yeni bir süreci aracısız, öngyargısız başlatmalı.. Türkiye bunu yapmadığı sürece ne Suriye sorunu, ne İsrail'in Kudüs'ü işgal etmesini, ne Irak'ın Kuzeyindeki terörü ne de yarın olası Rusya ile yaşanacak sorunlarla baş etmesi çok da mümkün görünmüyor.. Sözün Özü; İran'ı sürekli bir tehdit ve tehlike olarak görme yanılgısı ve algısı dün olduğu gibi bugünde terörü besleyen, terörle beslenlenlerin büyük bir oyunu ve ne yazık ki biz halen bunun farkında bile değiliz.. Unutmayalım ki; bize dost gibi görünenler, dostlarımızı düşman gibi göstermekte çok ustalar ve  kendi düşmanlıklarını bu ustalıkla şahane bir şekilde örtbas etmeye devam ediyorlar.. Uyanmadığmıız sürecede onlar kazanmaya biz ise asıl düşmanlarımızı unutup dostlarımızı yaralamaya devam ederek hep birlikte kaybetmeye mahkum oluruz!

ADALET BORA- Türkiye'nin Suriye politikasındaki en büyük çıkmazı ve yanlışı İran'la olan ilişkileridir
Geçmişten günümüze  sürüdürülen temel yanlışlardan biri İran'ın sürekli olarak düşman ülke ilan edilmesi ve/veya bu duygunun kök hücrelere kadar sinmiş olmasıdır..  Peki bu sorunu kim başlatmış? Biz tabiki..Çünkü biz İran'ı ABD başta olmak üzere diğer AB ülkeleri ve hatta İsrail'in sunduğu şekliyle tanıyoruz ve onların düşmanı olduğu için bizde kendi düşman hanemize yazarak inanmışız ve o sevimsiz bize ezberletilmiş algıyla İran'ı yargılamaya devam ediyoruz.. Ezberleri bozmak için ise bugüne kadar bir milim dahi yol almamışız değil mi? ..İşte çok kısa ve basit birkaç soruyla kendimize ayna tutalım isterseniz?
İran'ı seviyormuyuz? 
Hayır!
İran bizi seviyor mu?
Evet.Her binlerce hatta belki milyonlara varan İran'lı turist başta doğu illeri olmak üzere tatillerini Türkiye'de geçiriyorlar..
İran'ın dostluğuna güveniyor muyuz?
Hayır! 
İran bize güveniyor mu?
Haklı olarak Hayır!
Peki İran'ı tanıyor muyuz, kaç kere iran'a gitmişiz, kaç İran'lı dostumuz , arkadaşımız, ahbapımız var?
Bunların hepsine cevabımız ; hiç yok ve Hayır!

İran bizi tanıyor mu?
Evet.
İran'ın bilim-teknoloju, kültür, sanat, sinema, edebiyat alanındaki gelişmelerini takip ediyor muyuz?
Hayır!
İran bizdeki gelişmeleri sosyal, kültürel, teknolojik gelişmeleri takip ediyor mu?
Evet....
Peki neden İran'ı hep korkunç olarak görüyoruz dersiniz?
Cevabı basit;  insan bilmediğinin ve tanımadığının düşmanıdır.. Bizde İran'la bu sorunu yaşıyoruz..Tanımıyoruz, gitmiyoruz, bilmiyoruz ama İsrail'den daha büyük düşman olarak görüyoruz değil mi?
İran'ı yüzyıllardır hem sosyal, hem siyasal hem de en önemlisi olarak mezhepsel olarak büyük bir tehdit olarak algılayıp onu sadece şii kimliğiyle bir kenara itip, İran olmak istemiyoruz, İran gibi olmayacağız saçmalıklarını bize inandırdılar mı? Evet!
Yakın geçmişte bu ülkede Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yapmış Abdullah Gül çıkıp ; Türkiye'nin İran olmasına müsaade etmeyeceğiz' dediğine şahitlik ettik mi? Ettik..
Peki hiç gitmediğimiz, hiç tanımadığımız, hakkında üç beş Amerika filmindeki terörist rolüyle fikir sahibi olduğumuz İran gerçekten Türkiye'nin düşmanı mı? Bence hayır! Türkiye ile İran'ın yan yana gelmesini istemeyen ABD, AB ve elbette ki Rusya, bütün bu algı operasyonunu yüzyıllardır bize dayattılar ve bizlerde buna inanarak İran'ı korkunç ülke, diğerlerini ise dost ve müttefik ilan ederek son 40 yılda terörle ve son 10 yıldır da Suriye sorunu ile baş etmeye çalışıyoruz
İşte tam da bu noktada Türkiye artık yıllardır bize yutturulan İran fobisini yıkmadıkça, İran ile dostluğun kapılarını aralayıp Rusya arabuluculuğunu ortadan kaldırıp iki dost ve kardeş ülke olma yolunda gecikmiş hatayı telafi etmedikçe Suriye ve Irak'ın kuzeyi 'de dahil olmak üzere sınırlarındaki hiç bir sorunu çözemez.
İdlib'te son dönemde yaşananlar ve Rusya'nın değişen tavrı Türkiye'nin Suriye konusundaki politikasını yeniden gözden geçirmeli.. Dost ülke hanesine İran'ı yazarak  ve İran'a ABD , İsrail gözüyle bakmaktan vazgeçmeli..
Rusya aracılığıyla İran'la ilişki kurma yangılgısından vazgeçmeli

Geçmişten gelen yanlış ve hatalı önyargıları yıkarak İran'la yeni bir süreci aracısız, öngyargısız başlatmalı.. Türkiye bunu yapmadığı sürece ne Suriye sorunu, ne İsrail'in Kudüs'ü işgal etmesini, ne Irak'ın Kuzeyindeki terörü ne de yarın olası Rusya ile yaşanacak sorunlarla baş etmesi çok da mümkün görünmüyor..
Sözün Özü; İran'ı sürekli bir tehdit ve tehlike olarak görme yanılgısı ve algısı dün olduğu gibi bugünde terörü besleyen, terörle beslenlenlerin büyük bir oyunu ve ne yazık ki biz halen bunun farkında bile değiliz.. Unutmayalım ki; bize dost gibi görünenler, dostlarımızı düşman gibi göstermekte çok ustalar ve  kendi düşmanlıklarını bu ustalıkla şahane bir şekilde örtbas etmeye devam ediyorlar.. Uyanmadığmıız sürecede onlar kazanmaya biz ise asıl düşmanlarımızı unutup dostlarımızı yaralamaya devam ederek hep birlikte kaybetmeye mahkum oluruz!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.