deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Oh Oh mu?

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 25.04.2011 - 09:16, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:00
 

Oh Oh mu?

İŞTE O YAZI Değerli sanatçı dostumuz Bedri Baykam hain bir saldırı sonucunda ağır yaralandı. Elbette bu saldırı onun kişiliğinde temsil ettiği değerlere yapılmıştır. Kendisine de, aynı saldırıda yaralanan Tuba Kurtulmuş’a da geçmiş olsun diyoruz. Bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz. Herhalde bu ülkenin Sayın Başbakanı da üzülmüştür. Kültür Bakanı Sayın Ertuğrul Günay elbette üzülmüştür. Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sayın Zafer Üskül de üzülmüştür. Çünkü Bedri Baykam, bu ülkenin harika çocuğu olarak yurtdışında resim eğitimine devlet tarafından gönderilmiştir. Dört yaşından beri yurtiçinde ve dışında sergiler açmış, Türkiye’yi bir dünya sanatçısı olarak temsil etmiştir. Ne ki devleti temsil eden bu makam sahiplerinin Bedri Baykam’a “Geçmiş olsun ülkemizin sanatçısı” gibi bir dilekleri olduğunu duyamadık. Ara(ya)madılar, sor(a)madılar, geçmiş olsun demediler. Neden? İbrahim Talıses’i arayan, koşup hastaneye giden, emrine uzmanlar görevlendiren, özel uçakla yurtdışında tedaviye gönderen devlet büyüklerimiz neden sessiz kaldılar? İbrahim Tatlıses “bizden biridir” diye mi düşündüler? Bedri Baykam “bizden değil” mi dediler? Eğer böyle ise bunu nasıl adlandıralım? Ayrımcılıktan başka ne denebilir? “Ötekileştirmek” bundan başka nedir ki? Oysa başbakan AKP’nin seçim bildirgesini açıklarken bunların tam tersini söylemişti. Demek ki inanmak saflık oluyor. Demek ki “balkon konuşmaları” başka, iş başka. Anlaşıldı. *** Peki, Başbakan’ın “Biz de beş bin, on bin genç dikeriz karşılarına” sözü ne oluyor? YGS şifresine karşı çıkanlar demek ki “Bizim gençlerimiz” değil. Onlar “ötekilerin gençleri”. Biz “bizim gençleri” yürütünce görürler, öyle mi? Bunu ülkenin başbakanı mı söylüyor? Biz, hangi cumhuriyetin vatandaşlarıyız? Bunu da söylesinler, yerimizi bilelim. Benimkine vah vah. Seninkine oh oh. Demek, artık vatanımız böyle yönetiliyor. *** Liberal kardeşlerime de iki cümle olsun. Liberal, yani devletin kontrolünü istemeyenler. Ekonomide, siyasette, her alanda özgür olmak isteyenler. ‘Yetmez ama evet’ demiştiniz, değil mi? Yaşananlar hâlâ ‘yetmiyor mu’? Evet mi? Evetiniz de iktidarınız da sizin olsun kardeşler. Yetmez yetmez. İktidarın çıraklık dönemi: ‘Hele bekleyin’ idi. Kalfalık, ‘Hele daha neler yapacağız’ oldu. Ustalık ‘katli vaciptir’ olacak herhalde. Yetmez ama evet mi?... ERDAL ATABEK-Cumhuriyet
İŞTE O YAZI Değerli sanatçı dostumuz Bedri Baykam hain bir saldırı sonucunda ağır yaralandı. Elbette bu saldırı onun kişiliğinde temsil ettiği değerlere yapılmıştır. Kendisine de, aynı saldırıda yaralanan Tuba Kurtulmuş’a da geçmiş olsun diyoruz. Bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz. Herhalde bu ülkenin Sayın Başbakanı da üzülmüştür. Kültür Bakanı Sayın Ertuğrul Günay elbette üzülmüştür. Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sayın Zafer Üskül de üzülmüştür. Çünkü Bedri Baykam, bu ülkenin harika çocuğu olarak yurtdışında resim eğitimine devlet tarafından gönderilmiştir. Dört yaşından beri yurtiçinde ve dışında sergiler açmış, Türkiye’yi bir dünya sanatçısı olarak temsil etmiştir. Ne ki devleti temsil eden bu makam sahiplerinin Bedri Baykam’a “Geçmiş olsun ülkemizin sanatçısı” gibi bir dilekleri olduğunu duyamadık. Ara(ya)madılar, sor(a)madılar, geçmiş olsun demediler. Neden? İbrahim Talıses’i arayan, koşup hastaneye giden, emrine uzmanlar görevlendiren, özel uçakla yurtdışında tedaviye gönderen devlet büyüklerimiz neden sessiz kaldılar? İbrahim Tatlıses “bizden biridir” diye mi düşündüler? Bedri Baykam “bizden değil” mi dediler? Eğer böyle ise bunu nasıl adlandıralım? Ayrımcılıktan başka ne denebilir? “Ötekileştirmek” bundan başka nedir ki? Oysa başbakan AKP’nin seçim bildirgesini açıklarken bunların tam tersini söylemişti. Demek ki inanmak saflık oluyor. Demek ki “balkon konuşmaları” başka, iş başka. Anlaşıldı. *** Peki, Başbakan’ın “Biz de beş bin, on bin genç dikeriz karşılarına” sözü ne oluyor? YGS şifresine karşı çıkanlar demek ki “Bizim gençlerimiz” değil. Onlar “ötekilerin gençleri”. Biz “bizim gençleri” yürütünce görürler, öyle mi? Bunu ülkenin başbakanı mı söylüyor? Biz, hangi cumhuriyetin vatandaşlarıyız? Bunu da söylesinler, yerimizi bilelim. Benimkine vah vah. Seninkine oh oh. Demek, artık vatanımız böyle yönetiliyor. *** Liberal kardeşlerime de iki cümle olsun. Liberal, yani devletin kontrolünü istemeyenler. Ekonomide, siyasette, her alanda özgür olmak isteyenler. ‘Yetmez ama evet’ demiştiniz, değil mi? Yaşananlar hâlâ ‘yetmiyor mu’? Evet mi? Evetiniz de iktidarınız da sizin olsun kardeşler. Yetmez yetmez. İktidarın çıraklık dönemi: ‘Hele bekleyin’ idi. Kalfalık, ‘Hele daha neler yapacağız’ oldu. Ustalık ‘katli vaciptir’ olacak herhalde. Yetmez ama evet mi?... ERDAL ATABEK-Cumhuriyet
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.