deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Milletvekili Çakır'dan gündemle ilgili önemli açıklamalar

GÜNCEL 28.04.2021 - 22:57, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:04
 

Milletvekili Çakır'dan gündemle ilgili önemli açıklamalar

Ak Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Soykırım iddası, 27 Nisan ve yetimler günü nedeniyle açıklamalar yapan Milletvekili Çakır,' Soykırım ifadesinin bizimle tarihin hiçbir döneminde hiç bir zaman buluşmadığını, örtüşmediğini aba altından sopa göstermek isteyenlerin de çok iyi bildiğini biliyorum.' dedi  Milletvekili Çakır yaptığı açıklamada; Hayatımın bir dönemini Yedikule- Samatya’da (ortaokul ve lise )geçti. Komşularımız arasında çok sayıda Ermeni ve Rum vardı. Çocukları benim sokakta misket ve sahada top oynadığım arkadaşlarımdı. Hiçbir fark, ayrım olmaksızın oynar, eğlenir, kavga eder ama ertesi sabahı iple çekerdik. Tarihin malı olmuş, tarihte yaşanmış olaylar o gün hiç birimizin umurunda bile değildi. Hangi saikler devreye girdi bilmiyorum ama emperyalizmin ülkem üzerindeki çirkin hedeflerinin hangi stratejileri uygulamaya koymaya çalıştığını, anlaşılması zor süreçleri başımıza bela ettiğini her geçen gün yeni nesil yaklaşımlarla öğrenmeye devam ediyoruz. ASALA pisliğinden sonra PKK vahşeti ülkemizin önüne çıkarılmış bir gelecek mücadelesinin adı olmuş aynı şiddette devam ediyor. Bunun yanında sanki o kapılara destek verecek bir alan gibi, her yılın 24 Nisanını başımızda sallanan bir kılıç gibi gözler olduk. Kendi tarihleri soykırımın zirvesini yaşamış ülkenin/ülkelerin dudaklarından çıkacak ifadeleri beklemeye alıştırıldık. Vietnam’ı, Kore’yi Kamboçya’yı, Afganistan’ı, Irak’ı, Hiroşima’yı, Nagazaki’yi dahası Kızılderililerin nasıl yok edildiğini unutup/unutturup bize ders, akıl ve şekil vermeye çalışan bir kovboy kafasına ve o kafadan çıkacak sözleri bekler olduk. Genelkurmay ATASE’de ( Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı) tarih uzmanı olarak çalıştığım dönemde ki askeri tarih belgelerinin bulunduğu arşivde çok sayıda Ermeni belge dosyası elimizden geçti. Yaşanan 1915 olaylarının en ince teferruatına kadar o belgelerde kayıt altında, sabit olduğunu görmüş olmak ve aynı zamanda devletin arşivleri karşılıklı açma teklifinin nasıl cevapsız kaldığını görünce maksadın üzüm yemek olmadığını anlamakta hiç zorlanmadığımı ifade etmeliyim. Reagan’ın Anayasa hukukçusu danışmanı Bruce FEİN’in “ Türkiye yaşanan bu olayları gün yüzüne çıkarmak için arşivlerinden yararlanmamız için kapılarını açtı. Ancak Ermenistan bu isteğimizi geri çevirdi. Düşünüyorum ki Ermenistan arşivlerini açma isteğimize olumlu yanıt verseydi gerçek ortaya çıkacaktı. Yani Ermeniler tüm dünyadan ve Türklerden uydurdukları tarihi yalandan dolayı özür dileyecekti,” derken elbette Ermeni düşmanlığını kazanmış olacaktı. Bugün hangi ifade kullanılırsa kullanılsın Ermeni dostu olduğuna inanmadığım Ermeni lobilerinin pişkin pişkin sırıttığına inanıyorum. Hiç bir olayın yüzyıl sonrasında siyaseten ve emperyal baskının malzemesi ve amacı olarak kullanılmasını ve buradan başka hesaplar yapılmasına olumlu bakılmayacağı aşikârdır. Eski defterleri karıştırmak durumunda kalınırsa buradan bu defterleri karıştıranların hangi kara lekelerle çıkacağı öngörülemez. Mezkûr tarihe kadar Tebaa-ı Sadıka olarak tanımlanmış bir milletin o tarihte tehcirle karşı karşıya kalacak süreci hazırlayan hangi kışkırtma ve kışkırtıcı yapıların etkisi olmuştur belki tarihi vesikalardan yola çıkılarak incelenmesi gereken önceliklİ bu alan olmalıdır. Kısaca belgelerin yaşanan her sıkıntıyı en ince detayına kadar anlatmasına rağmen belge ve bilgi olmadan Türkiye’yi mahkûm etme girişim ve hezeyanlar belki Paşinyan’ın Azerbaycan karşısında aldığı yenilgiyi unutturmak için yapılmış bir jest olmalıdır. Bu yanlış, yanlı yanılgıyı sadece dışımızdakilerin değil belki bir kısım dâhili destekçilerin, desteklediği bir sürecin dün olduğu bugünde devam ettiğini görmek gerektiğini hatırlamak/hatırlatmak durumundayız.  Hesabını veremeyeceğimiz bir geçmişimiz yok hamdolsun. 27 NİSAN MUHTIRASI 27 Nisan da E-Muhtıra unvanıyla kayıtlara geçen post modern bir darbe girişimi yaşadık, ülke olarak ders alınmadığından yaşamaya da devam ediyoruz. Darbeyle iş başına geleceğine inanmak elindeki silahı ve gücü millete karşı kullanmayı meşru gören bir anlayışın akla ziyan bir tezahürüdür. Eskiler “Kem Aletle Kemâlât Olmaz” derlerdi. Oysa bizim darbe heveslileri, goygoycular destekçileri bunu hiçbir zaman dikkate almamışlar bilakis bunun tersini yapmaya her fırsatı ganimet sayarak bunu hayata geçirmeyi her zaman denemişlerdir. 27 Nisan muhtırası AK Partinin darbe kıran duvarına çarpıp nasıl tuz buz olduysa darbelere karşı toplumun kenetlenmesi bu tür girişimleri kaynağında imha edecektir. 27 Nisan,Toplumun kaderiymiş gibi önümüze konulan yeni versiyon bir darbe dinamiğinin işaret fişeğiydi. Darbeyi kafasında kurgulayanların, her zaman başarılı olacağına dair safsata bir kanaati olduğunu biliyoruz. Oysa toplum darbecileri er ya da geç cezalandırmayı başarır. Ramazan’ın 15.inci günü Dünya Yetimler Günü olarak kutlanmaktadır. İnsan olma vasfından kaynaklanan bir yaklaşımla babasız kalan yetim bir çocuğa sahip çıkma, sorunlarına karşı duyarlı olmayı genelleştirerek yetimleri hatırlama, onlarla hemhal olma, sorunlarını giderme amaçlı böyle bir günde bu konuya odaklanmak çok önemlidir diye düşünüyorum. Hayatın doğallığı içerisinde babasını kaybeden bir çocuğun sahiplenilmesi elbette son derece önemlidir ve bu konuya el atmak insani bir özelliktir. Ama asıl önemli olan zulmün pençesinde, savaşların gölgesinde, açgözlü dünyanın sömürgeci tutum ve davranışlarından dolayı yetim kalanların niçin yetim kalmaya devam ettiğini, çocuklara anlatılabilecek ve bunu çözecek bir anlayışın hayat bulmasıdır. Milyonlarca yetim çocuğun ahı arşı tutmuş iken eğlence de olan bir dünya sadece vurdumduymaz değil aynı zamanda gerçek suçludur da.Yetimlerle hemhal olmayı başarmak temennisiyle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Ak Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Soykırım iddası, 27 Nisan ve yetimler günü nedeniyle açıklamalar yapan Milletvekili Çakır,' Soykırım ifadesinin bizimle tarihin hiçbir döneminde hiç bir zaman buluşmadığını, örtüşmediğini aba altından sopa göstermek isteyenlerin de çok iyi bildiğini biliyorum.' dedi 

Milletvekili Çakır yaptığı açıklamada; Hayatımın bir dönemini Yedikule- Samatya’da (ortaokul ve lise )geçti. Komşularımız arasında çok sayıda Ermeni ve Rum vardı. Çocukları benim sokakta misket ve sahada top oynadığım arkadaşlarımdı. Hiçbir fark, ayrım olmaksızın oynar, eğlenir, kavga eder ama ertesi sabahı iple çekerdik. Tarihin malı olmuş, tarihte yaşanmış olaylar o gün hiç birimizin umurunda bile değildi.

Hangi saikler devreye girdi bilmiyorum ama emperyalizmin ülkem üzerindeki çirkin hedeflerinin hangi stratejileri uygulamaya koymaya çalıştığını, anlaşılması zor süreçleri başımıza bela ettiğini her geçen gün yeni nesil yaklaşımlarla öğrenmeye devam ediyoruz. ASALA pisliğinden sonra PKK vahşeti ülkemizin önüne çıkarılmış bir gelecek mücadelesinin adı olmuş aynı şiddette devam ediyor. Bunun yanında sanki o kapılara destek verecek bir alan gibi, her yılın 24 Nisanını başımızda sallanan bir kılıç gibi gözler olduk. Kendi tarihleri soykırımın zirvesini yaşamış ülkenin/ülkelerin dudaklarından çıkacak ifadeleri beklemeye alıştırıldık. Vietnam’ı, Kore’yi Kamboçya’yı, Afganistan’ı, Irak’ı, Hiroşima’yı, Nagazaki’yi dahası Kızılderililerin nasıl yok edildiğini unutup/unutturup bize ders, akıl ve şekil vermeye çalışan bir kovboy kafasına ve o kafadan çıkacak sözleri bekler olduk.

Genelkurmay ATASE’de ( Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı) tarih uzmanı olarak çalıştığım dönemde ki askeri tarih belgelerinin bulunduğu arşivde çok sayıda Ermeni belge dosyası elimizden geçti.

Yaşanan 1915 olaylarının en ince teferruatına kadar o belgelerde kayıt altında, sabit olduğunu görmüş olmak ve aynı zamanda devletin arşivleri karşılıklı açma teklifinin nasıl cevapsız kaldığını görünce maksadın üzüm yemek olmadığını anlamakta hiç zorlanmadığımı ifade etmeliyim.

Reagan’ın Anayasa hukukçusu danışmanı Bruce FEİN’in “ Türkiye yaşanan bu olayları gün yüzüne çıkarmak için arşivlerinden yararlanmamız için kapılarını açtı. Ancak Ermenistan bu isteğimizi geri çevirdi. Düşünüyorum ki Ermenistan arşivlerini açma isteğimize olumlu yanıt verseydi gerçek ortaya çıkacaktı. Yani Ermeniler tüm dünyadan ve Türklerden uydurdukları tarihi yalandan dolayı özür dileyecekti,” derken elbette Ermeni düşmanlığını kazanmış olacaktı.

Bugün hangi ifade kullanılırsa kullanılsın Ermeni dostu olduğuna inanmadığım Ermeni lobilerinin pişkin pişkin sırıttığına inanıyorum. Hiç bir olayın yüzyıl sonrasında siyaseten ve emperyal baskının malzemesi ve amacı olarak kullanılmasını ve buradan başka hesaplar yapılmasına olumlu bakılmayacağı aşikârdır. Eski defterleri karıştırmak durumunda kalınırsa buradan bu defterleri karıştıranların hangi kara lekelerle çıkacağı öngörülemez. Mezkûr tarihe kadar Tebaa-ı Sadıka olarak tanımlanmış bir milletin o tarihte tehcirle karşı karşıya kalacak süreci hazırlayan hangi kışkırtma ve kışkırtıcı yapıların etkisi olmuştur belki tarihi vesikalardan yola çıkılarak incelenmesi gereken önceliklİ bu alan olmalıdır.

Kısaca belgelerin yaşanan her sıkıntıyı en ince detayına kadar anlatmasına rağmen belge ve bilgi olmadan Türkiye’yi mahkûm etme girişim ve hezeyanlar belki Paşinyan’ın Azerbaycan karşısında aldığı yenilgiyi unutturmak için yapılmış bir jest olmalıdır.

Bu yanlış, yanlı yanılgıyı sadece dışımızdakilerin değil belki bir kısım dâhili destekçilerin, desteklediği bir sürecin dün olduğu bugünde devam ettiğini görmek gerektiğini hatırlamak/hatırlatmak durumundayız.  Hesabını veremeyeceğimiz bir geçmişimiz yok hamdolsun.

27 NİSAN MUHTIRASI
27 Nisan da E-Muhtıra unvanıyla kayıtlara geçen post modern bir darbe girişimi yaşadık, ülke olarak ders alınmadığından yaşamaya da devam ediyoruz. Darbeyle iş başına geleceğine inanmak elindeki silahı ve gücü millete karşı kullanmayı meşru gören bir anlayışın akla ziyan bir tezahürüdür.

Eskiler “Kem Aletle Kemâlât Olmaz” derlerdi. Oysa bizim darbe heveslileri, goygoycular destekçileri bunu hiçbir zaman dikkate almamışlar bilakis bunun tersini yapmaya her fırsatı ganimet sayarak bunu hayata geçirmeyi her zaman denemişlerdir. 27 Nisan muhtırası AK Partinin darbe kıran duvarına çarpıp nasıl tuz buz olduysa darbelere karşı toplumun kenetlenmesi bu tür girişimleri kaynağında imha edecektir.

27 Nisan,Toplumun kaderiymiş gibi önümüze konulan yeni versiyon bir darbe dinamiğinin işaret fişeğiydi. Darbeyi kafasında kurgulayanların, her zaman başarılı olacağına dair safsata bir kanaati olduğunu biliyoruz. Oysa toplum darbecileri er ya da geç cezalandırmayı başarır. Ramazan’ın 15.inci günü Dünya Yetimler Günü olarak kutlanmaktadır. İnsan olma vasfından kaynaklanan bir yaklaşımla babasız kalan yetim bir çocuğa sahip çıkma, sorunlarına karşı duyarlı olmayı genelleştirerek yetimleri hatırlama, onlarla hemhal olma, sorunlarını giderme amaçlı böyle bir günde bu konuya odaklanmak çok önemlidir diye düşünüyorum.

Hayatın doğallığı içerisinde babasını kaybeden bir çocuğun sahiplenilmesi elbette son derece önemlidir ve bu konuya el atmak insani bir özelliktir. Ama asıl önemli olan zulmün pençesinde, savaşların gölgesinde, açgözlü dünyanın sömürgeci tutum ve davranışlarından dolayı yetim kalanların niçin yetim kalmaya devam ettiğini, çocuklara anlatılabilecek ve bunu çözecek bir anlayışın hayat bulmasıdır. Milyonlarca yetim çocuğun ahı arşı tutmuş iken eğlence de olan bir dünya sadece vurdumduymaz değil aynı zamanda gerçek suçludur da.Yetimlerle hemhal olmayı başarmak temennisiyle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.