deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

KADIN CİNAYETLERİNİ KINADILAR

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 24.07.2011 - 11:42, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

KADIN CİNAYETLERİNİ KINADILAR

 İzmit İnsan hakları Parkı, özgürlük Meydanında MAZLUMDER Kocaeli Şubesi başkan yardımcısı, Medine KÜÇÜK ve Mazlumder üyelerinin ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerle şiddete uğrayan ve öldürülen kadınların resimleri taşındı. Basın açıklamasında kadına yönelik şiddeti sert bir dille eleştiren MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkan Yardımcısı Medine Küçük yaptığı açıklamada; Kadınların uğradığı bir hak ihlali üzerine başlattığımız ve sürdürdüğümüz eylemlerimizin, yine kadınlara yönelik başka bir hak ihlaline dikkat çekmek için yaptığımız 327. hafta basın açıklamamıza hoş geldiniz. Bundan 327 hafta önce kadının inanç, fikir, vicdan ve insani özgürlüğünü ortaya koyarak başını örtmesinin önüne konan engellerin kaldırılması için başladığımız bu eylemde; temel insan hakları konusunda daha da gerilere gitmek anlamını taşıyan kadının yaşama hakkına yapılan saldırıları konu edinmekten duyduğumuz hicabı en başta belirtmek isteriz. Her gün bültenlerden önümüze dökülen cinayet, saldırı, işkence, tecavüz ve çatışma haberleriyle memleketin şiddete teslim oluşunu izliyoruz. Bu toprakların kadınlarının ve evlatlarının aynı kaderi paylaşarak hunharca katledilişlerini, susup korkaklığımızın bizi hapsettiği yerden, yani ekranların arkasından seyretmeye daha ne kadar devam edeceğiz?.Ne kadar susarsak susalım bizim için de pandoranın kutusu açıldı bir kere. Artık makbul vatandaş olalım diye şiddetin nasıl hayatımıza hakim kılındığı ve bizim nasıl bunu görmezden geldiğimiz gerçeğinden kaçamaz durumdayız. Erkek egemen dünyamızın ve toplumumuzun kaçamadığı ve her gün yaşanan yeni olaylarla yüzleşmeye devam ettiği başka bir gerçek de bu şiddetten en çok da kadınların nasibini aldığı ve zihinlerde kadının şiddet görmesinin nasıl normalleştiğidir. Devlet kadını koruma konusunda beceriksiz kalıyor. Yetersiz kalsa da çeşitli yasal düzenlemeler getirmesine rağmen, bunların takibini yapamadığı için hala kadınlar pervasızca, utanmazca ve de barbarca öldürülmeye, tecavüze uğramaya, işkence görmeye, dayak yemeye, psikolojik baskıya uğramaya devam ediyor.Devletin kadını şiddete karşı koruması kadar ve belki de daha önemli olan bir hususta kamu vicdanının bu şiddeti reddetmesi ve karşı bir söylem ve eylem geliştirmesidir.Biz kadınlar hangi sebeple şiddete maruz kalıp, cinayete kurban gittiğimizi anlamaya çalışırken; "ne yaptı da bunu hak etti?" yorumunun topluma hakim oluşunu dehşete kapılarak ve artan endişelerimizle seyrediyoruz. Muhatap olduğumuz bu öfke ve şiddet kaynağını hangi safsatadan alıyor? Pandoranın kutusunun açılıp kötülüklerin ortaya dökülmesinin suçlusu hala kadın görüldüğü için mi bu öfke?. Yoksa cennetteki yasak elmanın yenmesine sebep olup insanoğlunun cennetten çıkarılmasının intikamı mı alınmaya devam ediliyor?. Bunların yüzünden mi namus cinayetlerine kurban gidiyoruz. Tıpkı 16 yaşındaki Medine Memi gibi... Erkeklerle konuştuğu için babası ve dedesi tarafından evin kümesine açılan iki metre derinliğindeki kuyuya elleri arkadan bağlanarak canlı canlı gömüldü. Seçim hakkımızı kullandığımız için aile meclislerinde ölüm kararları alınıyor ve en yakınımız olan erkekler tarafından infaz ediliyoruz. Tıpkı 21 yaşındaki Ceylan Soysal gibi... Ailesinin seçtiği değil de sevdiği adamla evlendi. Ama kocası kendisini terk edince bir yaşında bir kız çocuğu olan Ceylan için aile meclisi ölüm kararı verdi ve tabancayla vurularak öldürüldü. Kocamızı boşamaya karar verdiğimizde bedenimize ve canımıza kastediliyor. Tıpkı Tuğba Özbek ve İlknur Büyükyazıcı gibi... 38 yaşındaki Tuğba ve oğlu Buğra boşandığı eşi tarafından yakılarak öldürüldü. 36 yaşındaki İlknur ise yine boşandığı eşi tarafından 6 yaşındaki oğlunun gözleri önünde kurşunlanarak öldürüldü ve cesedi yol kenarına terk edildi.Kötü giden her şeyin sorumlusu olarak görülüp, işlerin düzelmesi için sağlığımız ve canımız kurban ediliyor.Tıpkı Aysel Ulusu ve Konyalı M.T gibi... 29 yaşındaki Aysel devamlı şiddet gördüğü kocasının yüzüne asit dökmesiyle yüzünde ve vücudunda kalıcı yanıklar oluştu. 32 yaşındaki Konyalı M.T ise sevgilisi tarafından kapatıldığı evde dört gün boyunca komaya girinceye kadar işkence gördü ve bir otobüs durağına terk edildi. Bu vahşetin durdurulması için bir kez daha bütün vicdanlara sesleniyoruz; Ey sesimizi duyan bütün kadın ve erkekler, sesimize ses verin. Bu vahşete dur deyin. Bu şiddete sessiz kaldığımız her an insanlığımızdan kaybettiğimizi unutmayın. Şiddetin yeryüzünden silindiğine şahitlik etmek umuduyla, irade beyanımızı ve duruşumuzu devam ettirmek adına haftaya yine burada buluşmak üzere katılan herkese teşekkür ederizʹ dedi..  
 İzmit İnsan hakları Parkı, özgürlük Meydanında MAZLUMDER Kocaeli Şubesi başkan yardımcısı, Medine KÜÇÜK ve Mazlumder üyelerinin ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerle şiddete uğrayan ve öldürülen kadınların resimleri taşındı. Basın açıklamasında kadına yönelik şiddeti sert bir dille eleştiren MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkan Yardımcısı Medine Küçük yaptığı açıklamada; Kadınların uğradığı bir hak ihlali üzerine başlattığımız ve sürdürdüğümüz eylemlerimizin, yine kadınlara yönelik başka bir hak ihlaline dikkat çekmek için yaptığımız 327. hafta basın açıklamamıza hoş geldiniz. Bundan 327 hafta önce kadının inanç, fikir, vicdan ve insani özgürlüğünü ortaya koyarak başını örtmesinin önüne konan engellerin kaldırılması için başladığımız bu eylemde; temel insan hakları konusunda daha da gerilere gitmek anlamını taşıyan kadının yaşama hakkına yapılan saldırıları konu edinmekten duyduğumuz hicabı en başta belirtmek isteriz. Her gün bültenlerden önümüze dökülen cinayet, saldırı, işkence, tecavüz ve çatışma haberleriyle memleketin şiddete teslim oluşunu izliyoruz. Bu toprakların kadınlarının ve evlatlarının aynı kaderi paylaşarak hunharca katledilişlerini, susup korkaklığımızın bizi hapsettiği yerden, yani ekranların arkasından seyretmeye daha ne kadar devam edeceğiz?.Ne kadar susarsak susalım bizim için de pandoranın kutusu açıldı bir kere. Artık makbul vatandaş olalım diye şiddetin nasıl hayatımıza hakim kılındığı ve bizim nasıl bunu görmezden geldiğimiz gerçeğinden kaçamaz durumdayız. Erkek egemen dünyamızın ve toplumumuzun kaçamadığı ve her gün yaşanan yeni olaylarla yüzleşmeye devam ettiği başka bir gerçek de bu şiddetten en çok da kadınların nasibini aldığı ve zihinlerde kadının şiddet görmesinin nasıl normalleştiğidir. Devlet kadını koruma konusunda beceriksiz kalıyor. Yetersiz kalsa da çeşitli yasal düzenlemeler getirmesine rağmen, bunların takibini yapamadığı için hala kadınlar pervasızca, utanmazca ve de barbarca öldürülmeye, tecavüze uğramaya, işkence görmeye, dayak yemeye, psikolojik baskıya uğramaya devam ediyor.Devletin kadını şiddete karşı koruması kadar ve belki de daha önemli olan bir hususta kamu vicdanının bu şiddeti reddetmesi ve karşı bir söylem ve eylem geliştirmesidir.Biz kadınlar hangi sebeple şiddete maruz kalıp, cinayete kurban gittiğimizi anlamaya çalışırken; "ne yaptı da bunu hak etti?" yorumunun topluma hakim oluşunu dehşete kapılarak ve artan endişelerimizle seyrediyoruz. Muhatap olduğumuz bu öfke ve şiddet kaynağını hangi safsatadan alıyor? Pandoranın kutusunun açılıp kötülüklerin ortaya dökülmesinin suçlusu hala kadın görüldüğü için mi bu öfke?. Yoksa cennetteki yasak elmanın yenmesine sebep olup insanoğlunun cennetten çıkarılmasının intikamı mı alınmaya devam ediliyor?. Bunların yüzünden mi namus cinayetlerine kurban gidiyoruz. Tıpkı 16 yaşındaki Medine Memi gibi... Erkeklerle konuştuğu için babası ve dedesi tarafından evin kümesine açılan iki metre derinliğindeki kuyuya elleri arkadan bağlanarak canlı canlı gömüldü. Seçim hakkımızı kullandığımız için aile meclislerinde ölüm kararları alınıyor ve en yakınımız olan erkekler tarafından infaz ediliyoruz. Tıpkı 21 yaşındaki Ceylan Soysal gibi... Ailesinin seçtiği değil de sevdiği adamla evlendi. Ama kocası kendisini terk edince bir yaşında bir kız çocuğu olan Ceylan için aile meclisi ölüm kararı verdi ve tabancayla vurularak öldürüldü. Kocamızı boşamaya karar verdiğimizde bedenimize ve canımıza kastediliyor. Tıpkı Tuğba Özbek ve İlknur Büyükyazıcı gibi... 38 yaşındaki Tuğba ve oğlu Buğra boşandığı eşi tarafından yakılarak öldürüldü. 36 yaşındaki İlknur ise yine boşandığı eşi tarafından 6 yaşındaki oğlunun gözleri önünde kurşunlanarak öldürüldü ve cesedi yol kenarına terk edildi.Kötü giden her şeyin sorumlusu olarak görülüp, işlerin düzelmesi için sağlığımız ve canımız kurban ediliyor.Tıpkı Aysel Ulusu ve Konyalı M.T gibi... 29 yaşındaki Aysel devamlı şiddet gördüğü kocasının yüzüne asit dökmesiyle yüzünde ve vücudunda kalıcı yanıklar oluştu. 32 yaşındaki Konyalı M.T ise sevgilisi tarafından kapatıldığı evde dört gün boyunca komaya girinceye kadar işkence gördü ve bir otobüs durağına terk edildi. Bu vahşetin durdurulması için bir kez daha bütün vicdanlara sesleniyoruz; Ey sesimizi duyan bütün kadın ve erkekler, sesimize ses verin. Bu vahşete dur deyin. Bu şiddete sessiz kaldığımız her an insanlığımızdan kaybettiğimizi unutmayın. Şiddetin yeryüzünden silindiğine şahitlik etmek umuduyla, irade beyanımızı ve duruşumuzu devam ettirmek adına haftaya yine burada buluşmak üzere katılan herkese teşekkür ederizʹ dedi..  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.