HAYIRLI(!) POZLAR

ADALET BORA- Salgınlar, depremler, afetler döneminde yardımlaşma  çok kıymetlidir.. Var olanı paylaşmak insanlığın en büyük erdemidir böylesi dönemlerde.. Coronavirüs salgınının ilk dönemlerinde reklamsız aracısız ve sessiz yapılan yardımlar salgın süresi uzadıkça ve insanlar artık salgını kendi normallerine göre yorumlamaya başladıkça ard arda hayırlı pozlar(!)da verilmeye başlanarak yapılan yardım resmen 'en büyük benim, en yardımsever benim' kibriyle çöpe atılmış oldu/oluyor.. Böylece güzel olan o yardımlar sevimsizleştirildi. Kıymetsizleştirildi yine kendi elleriyle.. İçinde iki üç kilo yiyecek maddesi olan bir koli veriliyor şak şak fotoğraf ve videolar Maske dağıtılıyor fotoğraf Ekmek veriliyor fotoğraf Bir koli uzatılıyor fotoğraf Bir şişe su veriliyor şak şak fotoğraflar ard arda geliyor.. Kısacası hayır ve dayanışma ve sevap adına yapılan herşey belgelenip bol bol pozlarla çöpe atılmış oldu ve olmaya devam ediyor.. BÜYÜKAKIN RAHATSIZLIĞINI DİLE GETİRDİ  Seversiniz, sevmezsiniz.. O ayrı. Ama verdiği mesajla iyiliğin fotoğrafsız ve riyasız olandan yana olduğunu ve kendisini asla elinde yardım kolileriyle görüntülenmeyeceğini  açıkladı geçtiğimiz günlerde..  Büyükakın öyle güzel anlattı ki yardımın nasıl verilmesini gerektiğini;  Yardımın da bir adabı vardır. İnsanları rencide ederek veya göze sokularak yardım yapılmaz. Beni hiçbir zaman elimde bir gıda kolisi veya o koliyi bir ihtiyaç sahibi vatandaşımıza verirken görmediniz. Bundan sonra da göremeyeceksiniz.  Belediyeler bu millete hizmet etmek için var. Bunun reklamı olmaz ancak örneği olabilir. Korona virüs sürecinde ne vatandaşımızın ne de kamu görevlilerimizin bir ihtiyacı olduğunda elimizi taşın altına koymaktan çekinmedik.Bunun reklamını gürültüsünü yapmadan ihtiyaçların tamamını karşılıyoruz'diyerek herkese alkışlanacak bir insanlık dersi verdi.. Başkan Büyükakın böylece;bu işin şovunu yapanlara subliminal bir göndermede bulundu ve bir şeyin daha altını çizdi bu belediyelerin işidir zaten dedi.... Öyle ya, kişi kendinden sorumludur. Her koyun kendi bacağından asılır demiş atalarımız. Kimsenin günahı ve iyiliği başkasına yüklenmeyeceğine göre başkan Büyükakın kendisine düşen sorumluluğu kamuoyuna deklere ederek 'ben bunu yapmayacağım, yaptığımız iyilikleri gizli ve saklı'  olacak dedi .. ​Bunu söylerken de bir başkandan ziyade büyük ihtimal empati yaparak yardım alan o insanların yerine koymuştur kendini. Düşünsenize biri size iki-üç günlük bir yiyecek kolisi getiriyor ve birde kendini kudretli ve rızık veren sizi de zavallı ve doyurulmaya muhtaç olarak fotoğraflayıp, yetmiyor bir de videosunu montajlatıp  bunu kamuoyuna çarşaf çarşaf sunuyor Çok berbat, çok kötü hisetmez misiniz kendiniiz? Ama işte yoksulluğun gözü çıksın ki yapılacak bir şey de olmayınca mecburen veren elin görsel tokadına da yanağını çevirmek ve zorla gülümsemek zorunda bırakılıyor. İğrenç değil mi? İşkence değil mi? İnsanlık onurunu ayaklar altına almak değil midir bu?  Ne demiş atalarımız bugün ona yarın size.. Düşmez kalkmaz bir Allah!