deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Gül uyardı; Bu gidiş tehlikeli!

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 27.04.2011 - 11:11, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:00
 

Gül uyardı; Bu gidiş tehlikeli!

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya yazdı... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, belli konularda çok kaygılı. İyimser tabiatı ve gülümseyen yüzüyle bilinen Gül, ʹiçerideʹ ve ʹdışarıdaʹ bazı gelişmeleri endişeyle izliyor. Toplam 32 saatlik bir Balkan seyahati için çıktığımız yolda, Gülʹün düşünce ve tepkilerini öğrenme imkanı bulduk. Genellikle ʹaşırı temkinliʹ açıklamalarıyla gündelik siyasi polemiklerin dışında kalmaya özen gösteren Cumhurbaşkanıʹnın yorum ve değerlendirmelerini zaman içinde aktaracağız. Yazılmamak üzere olan kısımları hariç tutarak elbette... DAP uçağındayız. Devlet zirvesinin uçak havuzundaki küçük uçakta... Dört gazeteci Gülʹü izliyoruz. Belgradʹa ʹbir barış ziyaretiʹ düzenleniyor. Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan üçlü zirvesi için... Girişim, Türkiye tarafından başlatılmıştı. İtici güç yine Ankara. Cumhurbaşkanı, ʹBalkanlarʹda barış ve istikrar için devredeyiz, buraların tekrar barut fıçısına dönmesini istemiyoruzʹ dedi. İşin başlangıçtan bugüne gelişimini anlattı. Balkan inisiyatifimiz önemli. Kayıtsız kalamayız. Dışişleri Bakanıʹndan birkaç kez ne zorlu süreçlerden geçildiğini dinlemiştik. Ama aklımız bir yandan komşudaki yangında... Ben araya girdim, ʹSuriyeʹde durum kötüʹ... Bir süre durdu, Balkan konusuna devam etti, cümlesi bitince bana döndü ve üzgün bir yüz ifadesiyle, ʹBizi çok kaygılandırıyor. Can kayıplarını gördükçe çok üzülüyoruzʹ sözleriyle ilk yorumunu yaptı. Tekrar duraksadı. Yazılmamak üzere konuştu ve Suriyeʹyle ilgili açıklama yapmanın güçlüklerini anlattı. Haklı, Türkiyeʹnin çok özel bir konumu var. Şam yönetimi, ülkesini dönüştürmek için Türkiyeʹyle işbirliği yapıyor. Ancak Esad, reformlarda yavaş kaldı, kan dökülmeye başlandı. Gül, bir yandan kapalı toplumdan yana görünmek istemiyor, diğer yandan reform konusunda Türkiyeʹye güvenen Esadʹı hayal kırıklığına uğratmaktan kaçınıyor. Ne yapılması gerektiği konusunda şunları söyleyerek Suriye faslını kapattı: ʹYapılacak iş, Suriye halkının meşru taleplerini hızla yerine getirmek. Yönetim, güzel şeyler yapmak istiyor. Ama hızlı, daha hızlı olmalı. Çok partili sisteme geçilmeli. Elbirliğiyle (mevcut yönetimle) reformları yapmalılar.ʹ ʹDAHA NE SÖYLEYEYİMʹ Buraya kadarki bölüm Cumhurbaşkanıʹnın kaygılarını yansıtıyor. Suriyeʹdeki istikrarsızlığın artmasından endişe ediyor. Gelelim, Gülʹü biraz kızdıran iç siyasetle ilgili kısma... YSK kararından sonra Güneydoğuʹdaki şiddet olaylarına üzülmüş ve tepkili. Hukuk kuralları içinde her türlü mekanizmanın çözüm üreteceğini hatırlattı ve şunları söyledi: ʹBeğenirsiniz beğenmezsiniz, burası bir hukuk devleti. Kanunlar işliyor. Şiddet yoluyla, kanunsuz biçimde, terörize ederek, mecbur edilerek değil, kararlar hukuk yoluyla alınıyor. Asla... Asla... Buna çok karşıyım. Bunlar çok tehlikeli şeyler. Tehditvari şeylerle bir yere varılamaz. Bunu düşünmek bile Türkiyeʹye büyük kötülük olur. Belli süreçlerde karşılıklı hatalar olabilir, sonuçta varsa yanlışlık hukuk yoluyla düzeltilir. Aksini kimse düşünmesin.ʹ BU GİDİŞ TEHLİKELİ! Uçağımız Belgradʹa doğru inişe geçmişti. Gül ayağa kalktı. Son sorumuz, başlayan seçim kampanyalarının daha ilk gününde baş gösteren sert kavgalar ve hakarete varan ifadelerdi. Aynı soru, havaalanında sorulmuştu, Gül yanıt vermemişti. Çok kısa şekilde bize şu çarpıcı açıklamayı yaptı: ʹBu çağrıyı çok yaptım. Tehlikeli gidiş olduğunu herkesin görmesi lazım. Çok sert suçlamalar... Eee, sonra?ʹ Akşam olmak üzereyken Belgradʹa indik, iki saatlik bir tekne turunda bu kez her şeyi konuştuk. Onlar yazılmamak üzere... Yorum ve analizlerin sağlıklı olması adına... Cumhurbaşkanı için de kendi ifadesiyle, ʹBiraz da dertleşmiş oldukʹ. Bu kadar açık konuştuğuna hiç şahit olmamıştım. Başdanışman Ahmet Sever de Gülʹün böyle sansürsüz konuşmasına biraz şaşırmıştı.  
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya yazdı... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, belli konularda çok kaygılı. İyimser tabiatı ve gülümseyen yüzüyle bilinen Gül, ʹiçerideʹ ve ʹdışarıdaʹ bazı gelişmeleri endişeyle izliyor. Toplam 32 saatlik bir Balkan seyahati için çıktığımız yolda, Gülʹün düşünce ve tepkilerini öğrenme imkanı bulduk. Genellikle ʹaşırı temkinliʹ açıklamalarıyla gündelik siyasi polemiklerin dışında kalmaya özen gösteren Cumhurbaşkanıʹnın yorum ve değerlendirmelerini zaman içinde aktaracağız. Yazılmamak üzere olan kısımları hariç tutarak elbette... DAP uçağındayız. Devlet zirvesinin uçak havuzundaki küçük uçakta... Dört gazeteci Gülʹü izliyoruz. Belgradʹa ʹbir barış ziyaretiʹ düzenleniyor. Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan üçlü zirvesi için... Girişim, Türkiye tarafından başlatılmıştı. İtici güç yine Ankara. Cumhurbaşkanı, ʹBalkanlarʹda barış ve istikrar için devredeyiz, buraların tekrar barut fıçısına dönmesini istemiyoruzʹ dedi. İşin başlangıçtan bugüne gelişimini anlattı. Balkan inisiyatifimiz önemli. Kayıtsız kalamayız. Dışişleri Bakanıʹndan birkaç kez ne zorlu süreçlerden geçildiğini dinlemiştik. Ama aklımız bir yandan komşudaki yangında... Ben araya girdim, ʹSuriyeʹde durum kötüʹ... Bir süre durdu, Balkan konusuna devam etti, cümlesi bitince bana döndü ve üzgün bir yüz ifadesiyle, ʹBizi çok kaygılandırıyor. Can kayıplarını gördükçe çok üzülüyoruzʹ sözleriyle ilk yorumunu yaptı. Tekrar duraksadı. Yazılmamak üzere konuştu ve Suriyeʹyle ilgili açıklama yapmanın güçlüklerini anlattı. Haklı, Türkiyeʹnin çok özel bir konumu var. Şam yönetimi, ülkesini dönüştürmek için Türkiyeʹyle işbirliği yapıyor. Ancak Esad, reformlarda yavaş kaldı, kan dökülmeye başlandı. Gül, bir yandan kapalı toplumdan yana görünmek istemiyor, diğer yandan reform konusunda Türkiyeʹye güvenen Esadʹı hayal kırıklığına uğratmaktan kaçınıyor. Ne yapılması gerektiği konusunda şunları söyleyerek Suriye faslını kapattı: ʹYapılacak iş, Suriye halkının meşru taleplerini hızla yerine getirmek. Yönetim, güzel şeyler yapmak istiyor. Ama hızlı, daha hızlı olmalı. Çok partili sisteme geçilmeli. Elbirliğiyle (mevcut yönetimle) reformları yapmalılar.ʹ ʹDAHA NE SÖYLEYEYİMʹ Buraya kadarki bölüm Cumhurbaşkanıʹnın kaygılarını yansıtıyor. Suriyeʹdeki istikrarsızlığın artmasından endişe ediyor. Gelelim, Gülʹü biraz kızdıran iç siyasetle ilgili kısma... YSK kararından sonra Güneydoğuʹdaki şiddet olaylarına üzülmüş ve tepkili. Hukuk kuralları içinde her türlü mekanizmanın çözüm üreteceğini hatırlattı ve şunları söyledi: ʹBeğenirsiniz beğenmezsiniz, burası bir hukuk devleti. Kanunlar işliyor. Şiddet yoluyla, kanunsuz biçimde, terörize ederek, mecbur edilerek değil, kararlar hukuk yoluyla alınıyor. Asla... Asla... Buna çok karşıyım. Bunlar çok tehlikeli şeyler. Tehditvari şeylerle bir yere varılamaz. Bunu düşünmek bile Türkiyeʹye büyük kötülük olur. Belli süreçlerde karşılıklı hatalar olabilir, sonuçta varsa yanlışlık hukuk yoluyla düzeltilir. Aksini kimse düşünmesin.ʹ BU GİDİŞ TEHLİKELİ! Uçağımız Belgradʹa doğru inişe geçmişti. Gül ayağa kalktı. Son sorumuz, başlayan seçim kampanyalarının daha ilk gününde baş gösteren sert kavgalar ve hakarete varan ifadelerdi. Aynı soru, havaalanında sorulmuştu, Gül yanıt vermemişti. Çok kısa şekilde bize şu çarpıcı açıklamayı yaptı: ʹBu çağrıyı çok yaptım. Tehlikeli gidiş olduğunu herkesin görmesi lazım. Çok sert suçlamalar... Eee, sonra?ʹ Akşam olmak üzereyken Belgradʹa indik, iki saatlik bir tekne turunda bu kez her şeyi konuştuk. Onlar yazılmamak üzere... Yorum ve analizlerin sağlıklı olması adına... Cumhurbaşkanı için de kendi ifadesiyle, ʹBiraz da dertleşmiş oldukʹ. Bu kadar açık konuştuğuna hiç şahit olmamıştım. Başdanışman Ahmet Sever de Gülʹün böyle sansürsüz konuşmasına biraz şaşırmıştı.  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.