deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

ˮGÜL BAŞA GEÇSİN!ˮ

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 06.01.2014 - 09:27, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

ˮGÜL BAŞA GEÇSİN!ˮ

CHP il başkanlarıyla buluşan Kılıçdaroğlu "Bize Ergenekoncu diyorlardı. Bizi suçluyorlardı. Bugün onlar bizim geldiğimiz noktaya geldiler. Demek ki, kim haklıymış? Biz haklıymışız. Demek ki biz neyi savunuyor muşuz? Hukukun üstünlüğünü savunuyormuşuz." dedi.. İşte Kılıçdaroluʹnun kanuşmasından bazı satır başları: SAVCI VE POLİS ENGELLENİYOR 1994’te Erdoğan, ‘Yolsuzluğu babam da yapsa sonuna kadar takip edeceğim’ demişti. Peki ya bugün? Bakanlar, onların çocukları ve kendi çocuğu şaibeli durumda. Peki bunları niye takip etmiyorsun. Savcı ve polis görevini yapacak, engelliyorsun. Başbakan’ın oğlu, yakınları vakıf kurmuş. O vakfa paralar nerelerden, neyin karşılığında geliyor? Yandaşlarına ihale verip sonra ‘Git oraya para yatır’ diyorsan bu suçtur, bunun adı ‘nüfuz ticareti’dir. Erdoğan, Başbakanlık koltuğunda oturmasaydı o vakfa işadamları milyarlarca lira yardım eder miydi? GÜL DEVREYE GİRMELİ Cumhurbaşkanı da ‘Yolsuzlukların üstü örtülürse toplum çürür’ dedi. Görev tanımınızda ‘Devletin kurumlarını uyum içinde çalıştırmak’ yazar. Sayın Cumhurbaşkanı, eğer bir şey yapamayacaksınız o koltukta neden oturuyorsunuz? ‘Ben ne yapabilirim ki’ dediğiniz andan itibaren ‘Ben cumhurbaşkanlık görevimi yerine getiremiyorum’ demektir. Yetkiyi kullanmayıp ‘Ben ne yapabilirim’ diyemez bir cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı olarak Bakanlar Kurulu’nu toplayıp, başına geçersiniz. devlet kİlİtlendİ Devleti çalışamaz hale getirdi bu iktidar. Bir Sayın Bakan diyor ki ‘Herkes kendi işine baksın.’ Bu demokrasilerde temel söylemdir. Herkes görev yapsın derken birilerinin görev yapmasını engellemek de suçtur. TOPAL ÖRDEK ARTIK O Operasyonlardan sonra toplumun baskısıyla bakanlar gitti. Bir bakan giderken dedi ki ‘Niye ben gidiyorum. Bütün imzaları Başbakan talimat verdi, ben attım. Önce o istifa etsin.’ Hırsızlığı bu kadar net ifade eden cumhuriyet tarihinde başka bir söylem olmamıştır. Kabinedeki bir bakan arkadaşı ‘O talimat verdi, yaptık’ dedi. O koltukta artık o topal ördektir. Yönetme iradesini kaybetmiştir artık. BEYEFENDİNİN OĞLU Bakanların çocuklarının yatak odalarında 7 tane kasa var. O odalara çocuklar uyurken çeteler gelip kasaları, dolarları, Euro’ları mı koydular? Mahkemeden karar alıyorlar, savcı tebliğ ediyor, ‘Şu kişileri getirin ifadelerini alacağım’ diye. Polis gitmiyor. Devletin çöktüğü yerdir burası. Yasalara aykırı uygulamayı yürütme başlatmıştır. Çünkü aralarında beyefendinin oğlu da var. Süleyman Bey cumhurbaşkanıydı. Onun yeğeni Yahya Murat Demirel, tutuklandı, hapis yattı. ‘Benim yeğenim. Tutuklayamazlar’ demedi. BANA NE CEMAATTEN KARDEŞİM ‘CHP ile Cemaat kol kola girdiler’ diyorlar. Bana ne Cemaat’ten kardeşim. Ben ‘Yolsuzluk var’ diyorum, onlar dikkati başka yöne çekmeye çalışıyor. Bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bize düşen tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumaktır. Salı günü açıklayacağım. ‘Yolsuzlukla mücadele nasıl edilir?’ Bunun ayrıntılarına gireceğiz. Siyaset zenginleşme aracı değildir. ERGENEKONDA BİZ HAKLI ÇIKTIK Değerli arkadaşlarım, bugünlerde tartışılan bir konu var. Efendim Ergenekon’da pek çok insana haksızlık yapıldı. Dolayısıyla bu haksızlıkların bir şekliyle giderilmesi lazım. Elinizi vicdanınıza koyun ve bir düşünün arkadaşlar. Tutuklu milletvekillerini ilk ziyaret eden Genel Başkan benim. Gözaltına alınıp tutuklanan Eski Genel Kurmay Başkanını ziyaret ettim. Gözaltına alınıp tutuklanan ordunun en genç teğmenini, en parlak, en çalışkan teğmenini ziyaret ettim, nikahında şahitlik yaptım. Silivri’yi bir toplama kampı olarak tanımladım. Orada görev yapan yargıçların çocuklarına çok kötü bir miras bıraktığını defalarca ama defalarca söyledim. O davalarda hukuk ihlalleri yapıldığını söyledim. Savunma haklarının kısıtlandığını söyledim. Delillerin yok edildiğini bazı delillerin, sahte delillerin üretildiğini söyledim. Tanıkların dinlenmediğini söyledim. Davanın savcılığını Recep Tayyip Erdoğan üstlendi. Ben o davanın savcısıyım dedi. Biz itiraz ettikçe siz zaten darbecisiniz, siz zaten Ergenekoncusunuz dediler. Kendisi hangi darbeden zarar gördü? Hiçbir darbeden. Zararı gören biziz. Mazlumun yayındaydık. Ergenekon davasıyla ilgili size bazı bilgiler vereyim değerli arkadaşlarım. Ergenekon davası sürecinde 60 bin kişinin telefonları dinlendi. 60 bin kişi. 3 bin kişi hakkında takibat yapıldı. 1360 kişi ifade verdi. Toplam 17 bin sayfalık 19 iddianame hazırlandı ya da birleştirildi. Dava süresince 7 kişi hayatını kaybetti. Bunlardan biriside Kuddusi Okkır’dı. Ergenekon’un kasası diyorlardı. Öldüğünde ailesi cenazesini İstanbul’a getirecek para bulamadı nasıl bir kasaymışsa bu. Bunu söyleyen insanlarda ya bir vicdan kırıntısı var mı emin olun kuşkuluyum. Emin olun kuşkuluyum. Dava dosyasının tamamı 120 milyon sayfayı aşıyor. 120 milyon sayfayı aşıyor. Bir yargıcın bunu okuması için 228 yıla ihtiyaç var. Yargıtay ne yaptı? Tak hepsini mahkum etti. İtiraz eden kim oldu? Biz dedik, yazık günahtır dedik. Hukuku katletmeyin dedik. Şimdi efendim biz bunları nasıl çözeriz? 17 maddelik özgürlük ve demokrasi bildirgemiz vardı. Onun maddelerinden birisi şu; özel yetkili mahkemeler kaldırılmalı. Kim söylemiş? Biz söylemişiz. Bunlar daha söylemeden önce. Kaldırılmalı. Hukukun üstünlüğü özel yetkili mahkemelerle sağlanmaz. Doğal yargılama sürecinin dışında özel mahkemeler, sıkıyönetim mahkemeleri adalet dağıtamaz. Biz söyledik bunu. İki; yine orada 17 maddelik Özgürlük ve Demokrasi Manifestomuzda bir bölüm daha var. Bu mahkemelerde açılan davaların tamamı yeniden görülmeli. Yeniden açılmalı. Kim söyledi? CHP söyledi. Bize Ergenekoncu diyorlardı. Bizi suçluyorlardı. Bugün onlar bizim geldiğimiz noktaya geldiler. Demek ki, kim haklıymış? Biz haklıymışız. Demek ki biz neyi savunuyor muşuz? Hukukun üstünlüğünü savunuyormuşuz.  
CHP il başkanlarıyla buluşan Kılıçdaroğlu "Bize Ergenekoncu diyorlardı. Bizi suçluyorlardı. Bugün onlar bizim geldiğimiz noktaya geldiler. Demek ki, kim haklıymış? Biz haklıymışız. Demek ki biz neyi savunuyor muşuz? Hukukun üstünlüğünü savunuyormuşuz." dedi.. İşte Kılıçdaroluʹnun kanuşmasından bazı satır başları: SAVCI VE POLİS ENGELLENİYOR 1994’te Erdoğan, ‘Yolsuzluğu babam da yapsa sonuna kadar takip edeceğim’ demişti. Peki ya bugün? Bakanlar, onların çocukları ve kendi çocuğu şaibeli durumda. Peki bunları niye takip etmiyorsun. Savcı ve polis görevini yapacak, engelliyorsun. Başbakan’ın oğlu, yakınları vakıf kurmuş. O vakfa paralar nerelerden, neyin karşılığında geliyor? Yandaşlarına ihale verip sonra ‘Git oraya para yatır’ diyorsan bu suçtur, bunun adı ‘nüfuz ticareti’dir. Erdoğan, Başbakanlık koltuğunda oturmasaydı o vakfa işadamları milyarlarca lira yardım eder miydi? GÜL DEVREYE GİRMELİ Cumhurbaşkanı da ‘Yolsuzlukların üstü örtülürse toplum çürür’ dedi. Görev tanımınızda ‘Devletin kurumlarını uyum içinde çalıştırmak’ yazar. Sayın Cumhurbaşkanı, eğer bir şey yapamayacaksınız o koltukta neden oturuyorsunuz? ‘Ben ne yapabilirim ki’ dediğiniz andan itibaren ‘Ben cumhurbaşkanlık görevimi yerine getiremiyorum’ demektir. Yetkiyi kullanmayıp ‘Ben ne yapabilirim’ diyemez bir cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı olarak Bakanlar Kurulu’nu toplayıp, başına geçersiniz. devlet kİlİtlendİ Devleti çalışamaz hale getirdi bu iktidar. Bir Sayın Bakan diyor ki ‘Herkes kendi işine baksın.’ Bu demokrasilerde temel söylemdir. Herkes görev yapsın derken birilerinin görev yapmasını engellemek de suçtur. TOPAL ÖRDEK ARTIK O Operasyonlardan sonra toplumun baskısıyla bakanlar gitti. Bir bakan giderken dedi ki ‘Niye ben gidiyorum. Bütün imzaları Başbakan talimat verdi, ben attım. Önce o istifa etsin.’ Hırsızlığı bu kadar net ifade eden cumhuriyet tarihinde başka bir söylem olmamıştır. Kabinedeki bir bakan arkadaşı ‘O talimat verdi, yaptık’ dedi. O koltukta artık o topal ördektir. Yönetme iradesini kaybetmiştir artık. BEYEFENDİNİN OĞLU Bakanların çocuklarının yatak odalarında 7 tane kasa var. O odalara çocuklar uyurken çeteler gelip kasaları, dolarları, Euro’ları mı koydular? Mahkemeden karar alıyorlar, savcı tebliğ ediyor, ‘Şu kişileri getirin ifadelerini alacağım’ diye. Polis gitmiyor. Devletin çöktüğü yerdir burası. Yasalara aykırı uygulamayı yürütme başlatmıştır. Çünkü aralarında beyefendinin oğlu da var. Süleyman Bey cumhurbaşkanıydı. Onun yeğeni Yahya Murat Demirel, tutuklandı, hapis yattı. ‘Benim yeğenim. Tutuklayamazlar’ demedi. BANA NE CEMAATTEN KARDEŞİM ‘CHP ile Cemaat kol kola girdiler’ diyorlar. Bana ne Cemaat’ten kardeşim. Ben ‘Yolsuzluk var’ diyorum, onlar dikkati başka yöne çekmeye çalışıyor. Bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bize düşen tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumaktır. Salı günü açıklayacağım. ‘Yolsuzlukla mücadele nasıl edilir?’ Bunun ayrıntılarına gireceğiz. Siyaset zenginleşme aracı değildir. ERGENEKONDA BİZ HAKLI ÇIKTIK Değerli arkadaşlarım, bugünlerde tartışılan bir konu var. Efendim Ergenekon’da pek çok insana haksızlık yapıldı. Dolayısıyla bu haksızlıkların bir şekliyle giderilmesi lazım. Elinizi vicdanınıza koyun ve bir düşünün arkadaşlar. Tutuklu milletvekillerini ilk ziyaret eden Genel Başkan benim. Gözaltına alınıp tutuklanan Eski Genel Kurmay Başkanını ziyaret ettim. Gözaltına alınıp tutuklanan ordunun en genç teğmenini, en parlak, en çalışkan teğmenini ziyaret ettim, nikahında şahitlik yaptım. Silivri’yi bir toplama kampı olarak tanımladım. Orada görev yapan yargıçların çocuklarına çok kötü bir miras bıraktığını defalarca ama defalarca söyledim. O davalarda hukuk ihlalleri yapıldığını söyledim. Savunma haklarının kısıtlandığını söyledim. Delillerin yok edildiğini bazı delillerin, sahte delillerin üretildiğini söyledim. Tanıkların dinlenmediğini söyledim. Davanın savcılığını Recep Tayyip Erdoğan üstlendi. Ben o davanın savcısıyım dedi. Biz itiraz ettikçe siz zaten darbecisiniz, siz zaten Ergenekoncusunuz dediler. Kendisi hangi darbeden zarar gördü? Hiçbir darbeden. Zararı gören biziz. Mazlumun yayındaydık. Ergenekon davasıyla ilgili size bazı bilgiler vereyim değerli arkadaşlarım. Ergenekon davası sürecinde 60 bin kişinin telefonları dinlendi. 60 bin kişi. 3 bin kişi hakkında takibat yapıldı. 1360 kişi ifade verdi. Toplam 17 bin sayfalık 19 iddianame hazırlandı ya da birleştirildi. Dava süresince 7 kişi hayatını kaybetti. Bunlardan biriside Kuddusi Okkır’dı. Ergenekon’un kasası diyorlardı. Öldüğünde ailesi cenazesini İstanbul’a getirecek para bulamadı nasıl bir kasaymışsa bu. Bunu söyleyen insanlarda ya bir vicdan kırıntısı var mı emin olun kuşkuluyum. Emin olun kuşkuluyum. Dava dosyasının tamamı 120 milyon sayfayı aşıyor. 120 milyon sayfayı aşıyor. Bir yargıcın bunu okuması için 228 yıla ihtiyaç var. Yargıtay ne yaptı? Tak hepsini mahkum etti. İtiraz eden kim oldu? Biz dedik, yazık günahtır dedik. Hukuku katletmeyin dedik. Şimdi efendim biz bunları nasıl çözeriz? 17 maddelik özgürlük ve demokrasi bildirgemiz vardı. Onun maddelerinden birisi şu; özel yetkili mahkemeler kaldırılmalı. Kim söylemiş? Biz söylemişiz. Bunlar daha söylemeden önce. Kaldırılmalı. Hukukun üstünlüğü özel yetkili mahkemelerle sağlanmaz. Doğal yargılama sürecinin dışında özel mahkemeler, sıkıyönetim mahkemeleri adalet dağıtamaz. Biz söyledik bunu. İki; yine orada 17 maddelik Özgürlük ve Demokrasi Manifestomuzda bir bölüm daha var. Bu mahkemelerde açılan davaların tamamı yeniden görülmeli. Yeniden açılmalı. Kim söyledi? CHP söyledi. Bize Ergenekoncu diyorlardı. Bizi suçluyorlardı. Bugün onlar bizim geldiğimiz noktaya geldiler. Demek ki, kim haklıymış? Biz haklıymışız. Demek ki biz neyi savunuyor muşuz? Hukukun üstünlüğünü savunuyormuşuz.  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.