deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Gebze'den umuda yolculuğa çıktı. Yunan polisi herşeyini alıp geri gönderdi

YAŞAM 03.03.2020 - 23:05, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:03
 

Gebze'den umuda yolculuğa çıktı. Yunan polisi herşeyini alıp geri gönderdi

ADALET BORA/ÖZEL HABER- Adı Dünya.. İdlip'li Dünya.. Daha 30 yaşında..5 çocuk annesi.. 4 ikizden Buruç ile Şumuh 6 yaşında. Mezun ile Abdulvahap  4 yaşındalar.. Almaha daha 1 yaşında.. Dünya Almaha’ya hamileyken eşi savaşta ölüyor.. Annesi ve babasını da kaybediyor Dünya.. İki erkek kardeşi önce Türkiye’ye sonra Almanya’ya gidiyor..Dünya tek başına kalıyor bu dünyada beş çocuğuyla birlikte..Savaşın en korkunç yüzünü görmüş, malını, mülkünü, eşini, ailesini kaybetmiş.. Silbaştan yeni bir dünya kurabilmek için beş çocuğuna önce Hatay’a oradan Kocaeli’ye ve sonra Gebze’ye gelmiş haberpi.com@haberpi     Gebze’de hayat ona güzel bir buluşmayı sunmuş. Dünya’ya Gebzeli Kadı ailesi kapılarını açmış. Ona çocuklarıyla birlikte istediği kadar kalabilecekleri bir dairelerini tahsis etmişler.. Ali Rıza- Nurten Kadı çifti Suriyeli Dünya ve beş minik yavrusuna kendi yavruları gibi sahip çıkmış.. Kendi evlatları gibi kol kanat germişler..Evlatları gibi bilmişler.. O kadar güzel bir insanlık göstermişler ki anne ve babasının yerine koymuş Dünya'da  Ali Rıza- Nurten Kadı  çiftini.. UMUT YOLCULUĞU DEVAM EDİYOR Ve İdlip saldırısından sonra Türkiye’nin sınır kapılarını açması üzerine Dünya beş minik yavrusunu alıp Almanya’daki ağabeylerinin yanına gitmek için Edirneye gitmeye karar verir.. Kadı  ailesinin tüm ısrarlarına rağmen bu dünyada 4’ü kız biri erkek beş çocuğunu nasıl tek başına büyüteceği sorusunun cevabı olarak gördüğü ve ailesinden geriye kalan iki abisine kavuşup birlikte hayata yeniden başlamak için bunu yaptığını anlatır.. Kadı ailesi ve kızları  Fatma abla günlerdir Dünya'nın nerede olduğunu sınırı geçip geçmediğini merakla bekler durur yüreği ağzında.. Buna şahitlik etmiş biri olarak Fatma Abla (Malkoç) gibilerinin güzel yüreği sayesinde halen umudun varlığına bir kez daha bin kez daha inandım.. Dünya'da işte bu güzel insanların kendisine sahip çıkmasının verdiği umutla son bir kez daha şansını deneyip abilerine ulaşmak için önce Allah'a sonra dara düşerse Kadı çiftine inanmış.. Yol başlar ve yolculuk uzundur.. Gecenin karanlığında yola çıkar beş çocuğuyla birlikte Dünya. Edirne’ye gider.. Meriç nehrinin kıyısında bekleyen diğer mültecilere katılır.. Ve gidişinin ikinci günü Yunanistan’a geçmeyi başarır berberindeki iki Filistinli, bir İranlı, iki Afganistanlı yol arkadaşlarıyla.. Ancak Selanik’e çok yaklaşmışken bir Yunanlı onları görür ve ihbar eder.. Polisler gelir önce çocuklarının mamalarını alırlar, sonra üst ve başlarında ne varsa hepsini zorla çıkarıp yırtarlar.. Kimliklerini, paralarını, telefonlarını çalarak bir bota bindirip yeniden Türkiye’ye gönderirler.. Omuzlarında derin ağrılar.. Yunan polisleri tarafından  joplanmış, dövülmüş, yaralar bereler içinde bırakılmış.. Hınzırlar, kötülük bekçileri diyor Dünya onlara.. Yunan polis deyince küçük Buruc’un gözleri doluyor.. O kadar ürkmüş ve korkmuş ki elinden alınan mamasının derin yarası var diyor Dünya.. Bundan sonrasını ondan dinleyelim Dünya: Yunan Polisi bizi yakaladı, joplarla saldırmaya başladı. Küfür ettiler.. Çocukların mamalarını, bezlerini aldılar. Sütlerini döktüler. Kimliğimi, telefonumu, paramı aldılar. Üstümüz ve başımızdaki her şeyi çıkarıp attılar. Yarı çıplak bir şekilde bota bindirip tekrar Türkiye’ye gönderiler İHBAR EDENLERE 50 EURO VERİYORLAR Biz Selanik’e çok yaklaşmıştık. Bir harabe ev bulduk hepimiz oraya girdik saklandık. Bizi bir yunanlı gördü ve ihbar etti. Sonra Yunan polisler geldi. Hınzır (Domuz) gibiydiler acımasız ve insanlık dışı bir şekilde bizi dövdüler. Sonra öğrendik, mültecileri ihbar eden yunanlılara 50 Euro ödül veriyorlarmış. Onun için ihbar ediyorlar herkesi.. Polis her şeyimi alıp beni,çocuklarımı ve birlikte gittiğimiz arkadaşlarımızı  Türkiye’ye geri gönderdiler.. Bir top gibi karşı kıyıya attılar bizi.. Mülteciler yani biz şu anda bir top gibi olduk bir Yunanistan kıyısına gidiyoruz onlar bizi yakalayıp bu tarafa atıyor.. Allah razı olsun Türk askerleri bize sahip çıktı. Yemek verdiler, mont ve ayakkabı verdiler. Çocuklara mama verdiler.. TEKRAR GİDECEĞİM Çocukları hastalanmış Dünya’nın özellikle Abdulvahap çok hasta. Aç ve susuz kalmışlar. Ama Dünya yine gideceklerini ve mutlaka ağabeylerini bulması gerektiğini belirterek; Geldik tekrar gideceğiz. Bugün biraz dinlenip yola çıkacağız. Beş çocukla tek başıma burada yapamam. Ağabeylerime ihtiyacım var. Bir yıldır Türkiye’deyim herkes bize çok yardımcı oldu. Türkiye’ye şükran borcumuz var. Ama Avrupa ülkeleri bu hafta sınırda bekleyenlerden bir bölümünü alacaklarını söylüyorlar.. Şansımızı bir kez daha deneyeceğiz.. Kaçak yolla olmasada bekleyeceğiz. Biz savaşın mağdurlarıyız. Çocuklarımın yaşaması için ülkemizi, evimizi, sevdiklerimizi bırakıp kaçtık. Çocuklarımın yaşaması için bu yolu tekrar deneyeceğim’ İKNA EDEMEDİK DÜNYAYI  Büyük büyük bir kaygıyla Dünya’yı bu ikinci denemesinden vazgeçirmeye çalışıyor Fatma abla (Malkoç).. Ve bende uzun uzun anlatıyorum umuda yolculuğun nasıl tehlikeli bir yolculuk oludğunu, bu beş çocukla mümkün olmayacağını.. Gencecik bir anne olan Dünya, 4 ikizi ve bir minik kızıyla öylesine çaresiz ki, çare diye sunduğumuz ‘gitme kal’ ısrarımıza minnet ve şükran duyduğunu ama bir kez daha bu yolu denemekten vazgeçmeyeceğini Allah’tan başka sığınacak bir kimsesinin olmadığını anlatıyor dili döndüğünce.. Hiç konuşmasak yan yana dursak kardeş denilebilecek kadar bize benzeyen, bizden biri olan, savaşın derin yaralarını yaşamış olan DÜNYA ile kucaklaşarak vedalaşıyoruz.. Bir kez daha sarılıyoruz. Bir kez daha ısrar ediyoruz.. Kararlı gidecek.. Duadan başka yapılacak bir şey kalmayınca tekrar tekrar sarılıyoruz vedalaşmanın en zor haliyle.. Ve yola çıkıyor DÜNYA.. 30 yaşında 5 çocuk annesi.. Dünyayı sırtına almışçasına kara gözlerinde derin bir hüzünle arkasına bir kez daha bakarak yola koyuluyor.. Derin bir kederle ve kardeşimi göndermişçesine sancılanıyor yüreğim.. Dua ediyorum.. Yolun açık olsun, kötülerin gözleri kör olsun, seni ve savaşın halen ne olduğunu bilemeyecek kadar küçük yavrularını Allah korusun DÜNYA.. Allaha emanet olun.. Dileğim ve duam odur ki, birgün ağabeylerine kavuşur ve kimsesizliğinin derin yarasını onlarla iyileştirirsin.. Güle güle DÜNYA..Allah yar ve yardımcın olsun! diyorum..  Gencecik bir anne DÜNYA.. Ve tekrar sarılıyoruz, tekrar.. Dünya beş çocuğuyla yola çıkıyor..Kadı ve Malkoç  ailesi derin bir keder içinde.. Dünya derin bir kederle birlikte umut içinde.. Ben hüzünle-kaygıyla, duayla, savaştan kazananlar, çocuklara ve kadınlara dünyayı dar edenlere milyonlarca bedduayla ayrılıyorum onlardan.. Ve bir kez daha bin kez daha; Yolun umudun açık olsun DÜNYA.. Dilerim senden güzel haberler alırız. Tüm dualarımız senin ve o minik yetim yavruların için..

ADALET BORA/ÖZEL HABER- Adı Dünya.. İdlip'li Dünya.. Daha 30 yaşında..5 çocuk annesi.. 4 ikizden Buruç ile Şumuh 6 yaşında. Mezun ile Abdulvahap  4 yaşındalar.. Almaha daha 1 yaşında.. Dünya Almaha’ya hamileyken eşi savaşta ölüyor.. Annesi ve babasını da kaybediyor Dünya.. İki erkek kardeşi önce Türkiye’ye sonra Almanya’ya gidiyor..Dünya tek başına kalıyor bu dünyada beş çocuğuyla birlikte..Savaşın en korkunç yüzünü görmüş, malını, mülkünü, eşini, ailesini kaybetmiş.. Silbaştan yeni bir dünya kurabilmek için beş çocuğuna önce Hatay’a oradan Kocaeli’ye ve sonra Gebze’ye gelmiş

 

Gebze’de hayat ona güzel bir buluşmayı sunmuş. Dünya’ya Gebzeli Kadı ailesi kapılarını açmış. Ona çocuklarıyla birlikte istediği kadar kalabilecekleri bir dairelerini tahsis etmişler.. Ali Rıza- Nurten Kadı çifti Suriyeli Dünya ve beş minik yavrusuna kendi yavruları gibi sahip çıkmış.. Kendi evlatları gibi kol kanat germişler..Evlatları gibi bilmişler.. O kadar güzel bir insanlık göstermişler ki anne ve babasının yerine koymuş Dünya'da  Ali Rıza- Nurten Kadı  çiftini..
UMUT YOLCULUĞU DEVAM EDİYOR
Ve İdlip saldırısından sonra Türkiye’nin sınır kapılarını açması üzerine Dünya beş minik yavrusunu alıp Almanya’daki ağabeylerinin yanına gitmek için Edirneye gitmeye karar verir.. Kadı  ailesinin tüm ısrarlarına rağmen bu dünyada 4’ü kız biri erkek beş çocuğunu nasıl tek başına büyüteceği sorusunun cevabı olarak gördüğü ve ailesinden geriye kalan iki abisine kavuşup birlikte hayata yeniden başlamak için bunu yaptığını anlatır.. Kadı ailesi ve kızları  Fatma abla günlerdir Dünya'nın nerede olduğunu sınırı geçip geçmediğini merakla bekler durur yüreği ağzında.. Buna şahitlik etmiş biri olarak Fatma Abla (Malkoç) gibilerinin güzel yüreği sayesinde halen umudun varlığına bir kez daha bin kez daha inandım.. Dünya'da işte bu güzel insanların kendisine sahip çıkmasının verdiği umutla son bir kez daha şansını deneyip abilerine ulaşmak için önce Allah'a sonra dara düşerse Kadı çiftine inanmış..
Yol başlar ve yolculuk uzundur..
Gecenin karanlığında yola çıkar beş çocuğuyla birlikte Dünya. Edirne’ye gider.. Meriç nehrinin kıyısında bekleyen diğer mültecilere katılır.. Ve gidişinin ikinci günü Yunanistan’a geçmeyi başarır berberindeki iki Filistinli, bir İranlı, iki Afganistanlı yol arkadaşlarıyla.. Ancak Selanik’e çok yaklaşmışken bir Yunanlı onları görür ve ihbar eder.. Polisler gelir önce çocuklarının mamalarını alırlar, sonra üst ve başlarında ne varsa hepsini zorla çıkarıp yırtarlar.. Kimliklerini, paralarını, telefonlarını çalarak bir bota bindirip yeniden Türkiye’ye gönderirler.. Omuzlarında derin ağrılar.. Yunan polisleri tarafından  joplanmış, dövülmüş, yaralar bereler içinde bırakılmış.. Hınzırlar, kötülük bekçileri diyor Dünya onlara.. Yunan polis deyince küçük Buruc’un gözleri doluyor.. O kadar ürkmüş ve korkmuş ki elinden alınan mamasının derin yarası var diyor Dünya..
Bundan sonrasını ondan dinleyelim
Dünya: Yunan Polisi bizi yakaladı, joplarla saldırmaya başladı. Küfür ettiler.. Çocukların mamalarını, bezlerini aldılar. Sütlerini döktüler. Kimliğimi, telefonumu, paramı aldılar. Üstümüz ve başımızdaki her şeyi çıkarıp attılar. Yarı çıplak bir şekilde bota bindirip tekrar Türkiye’ye gönderiler
İHBAR EDENLERE 50 EURO VERİYORLAR
Biz Selanik’e çok yaklaşmıştık. Bir harabe ev bulduk hepimiz oraya girdik saklandık. Bizi bir yunanlı gördü ve ihbar etti. Sonra Yunan polisler geldi. Hınzır (Domuz) gibiydiler acımasız ve insanlık dışı bir şekilde bizi dövdüler. Sonra öğrendik, mültecileri ihbar eden yunanlılara 50 Euro ödül veriyorlarmış. Onun için ihbar ediyorlar herkesi.. Polis her şeyimi alıp beni,çocuklarımı ve birlikte gittiğimiz arkadaşlarımızı  Türkiye’ye geri gönderdiler..
Bir top gibi karşı kıyıya attılar bizi.. Mülteciler yani biz şu anda bir top gibi olduk bir Yunanistan kıyısına gidiyoruz onlar bizi yakalayıp bu tarafa atıyor.. Allah razı olsun Türk askerleri bize sahip çıktı. Yemek verdiler, mont ve ayakkabı verdiler. Çocuklara mama verdiler..
TEKRAR GİDECEĞİM
Çocukları hastalanmış Dünya’nın özellikle Abdulvahap çok hasta. Aç ve susuz kalmışlar. Ama Dünya yine gideceklerini ve mutlaka ağabeylerini bulması gerektiğini belirterek; Geldik tekrar gideceğiz. Bugün biraz dinlenip yola çıkacağız. Beş çocukla tek başıma burada yapamam. Ağabeylerime ihtiyacım var. Bir yıldır Türkiye’deyim herkes bize çok yardımcı oldu. Türkiye’ye şükran borcumuz var. Ama Avrupa ülkeleri bu hafta sınırda bekleyenlerden bir bölümünü alacaklarını söylüyorlar.. Şansımızı bir kez daha deneyeceğiz.. Kaçak yolla olmasada bekleyeceğiz. Biz savaşın mağdurlarıyız. Çocuklarımın yaşaması için ülkemizi, evimizi, sevdiklerimizi bırakıp kaçtık. Çocuklarımın yaşaması için bu yolu tekrar deneyeceğim’

İKNA EDEMEDİK DÜNYAYI 
Büyük büyük bir kaygıyla Dünya’yı bu ikinci denemesinden vazgeçirmeye çalışıyor Fatma abla (Malkoç).. Ve bende uzun uzun anlatıyorum umuda yolculuğun nasıl tehlikeli bir yolculuk oludğunu, bu beş çocukla mümkün olmayacağını.. Gencecik bir anne olan Dünya, 4 ikizi ve bir minik kızıyla öylesine çaresiz ki, çare diye sunduğumuz ‘gitme kal’ ısrarımıza minnet ve şükran duyduğunu ama bir kez daha bu yolu denemekten vazgeçmeyeceğini Allah’tan başka sığınacak bir kimsesinin olmadığını anlatıyor dili döndüğünce..
Hiç konuşmasak yan yana dursak kardeş denilebilecek kadar bize benzeyen, bizden biri olan, savaşın derin yaralarını yaşamış olan DÜNYA ile kucaklaşarak vedalaşıyoruz.. Bir kez daha sarılıyoruz. Bir kez daha ısrar ediyoruz.. Kararlı gidecek.. Duadan başka yapılacak bir şey kalmayınca tekrar tekrar sarılıyoruz vedalaşmanın en zor haliyle..
Ve yola çıkıyor DÜNYA.. 30 yaşında 5 çocuk annesi.. Dünyayı sırtına almışçasına kara gözlerinde derin bir hüzünle arkasına bir kez daha bakarak yola koyuluyor.. Derin bir kederle ve kardeşimi göndermişçesine sancılanıyor yüreğim.. Dua ediyorum.. Yolun açık olsun, kötülerin gözleri kör olsun, seni ve savaşın halen ne olduğunu bilemeyecek kadar küçük yavrularını Allah korusun DÜNYA.. Allaha emanet olun.. Dileğim ve duam odur ki, birgün ağabeylerine kavuşur ve kimsesizliğinin derin yarasını onlarla iyileştirirsin.. Güle güle DÜNYA..Allah yar ve yardımcın olsun! diyorum..
 Gencecik bir anne DÜNYA.. Ve tekrar sarılıyoruz, tekrar.. Dünya beş çocuğuyla yola çıkıyor..Kadı ve Malkoç  ailesi derin bir keder içinde.. Dünya derin bir kederle birlikte umut içinde.. Ben hüzünle-kaygıyla, duayla, savaştan kazananlar, çocuklara ve kadınlara dünyayı dar edenlere milyonlarca bedduayla ayrılıyorum onlardan..
Ve bir kez daha bin kez daha; Yolun umudun açık olsun DÜNYA.. Dilerim senden güzel haberler alırız. Tüm dualarımız senin ve o minik yetim yavruların için..

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.