deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Engelleri aşmak, seslerini duyurmak için mücadele eden bir dernek DENAD

YAŞAM 11.07.2021 - 15:59, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:04
 

Engelleri aşmak, seslerini duyurmak için mücadele eden bir dernek DENAD

ADALET BORA- Onlar çok güzel insanlar. Yürekleriyle, dilekleriyle ve elbette ki hayata bakışlarıyla. Bedensel olarak kendini eksiksiz görenlerin ruhlarındaki ve vicdanlarındaki paslanmış engeller olmasa dünyaları da hayatları da, yaşama sevinçleri de tüm dünyayı sarmaya yetecek kadar hoşgörülü ve iyiliklerle dolu dolu karşılıyorlar insanı.. Evet, Engelli bireylerden yani hayatımızın her yanında var olan ama ve fakat hem kenti yönetenlerin hem ülkeyi yönetenlerin çoğunlukla görmezden geldiği o güzel insanlarla buluştuk. Dilovası Engelliler ve Engelli Aileler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DENAD) başkanı Samet Elden ve gönüllü olarak derneğin sesini duyurmaya çalışan, bu özel ve güzel insanların her daim yardımına koşan sevgili arkadaşım Fatma Büyük’ün davetiyle derneğin Diliskelesindeki merkezinde buluştuk. Konuştuk. Dinledik . Bir masanın etrafına toplandık. Hepsi birbirinden güzel insanlar. Dernek Başkanı Samet Elden dernekleşme sürecinde yaşadığı zorlukları ve sıkıntıları anlattı. Hiç kolay olmamış. Ama mücadele etmişler ve Dilovasındaki engelliler için sonunda güzel ve şirin bir dernek binasına kavuşmayı başarmışlar. Kimi müzisyen kimi işletme mezunu, kimi elinden her iş gelen ancak çalışacak iş bulamayan, görsellik dışında hiçbir engeli olmayan hepsi birbirinden harika pırıl pırıl gençler. Serhat ve Yunus profesyonellere taş çıkartacak kadar güzel müzik yapıyorlar. Muhteşem sesleri ve türküleriyle taa yüreklere dokunurken insan düşünmeden edemiyor; hayatı onlara engelli hale getirenler utansın.. Çünkü engelli olmak, engelli doğmak hiç kimsenin seçimi olmadığı gibi, onları sırf bu yüzden toplumun dışına iten, onlara tekerlekli sandalyeleriyle, bastonlarıyla rahatlıkla yürübilecekleri anlanlar ve yollar yapmayan kent yöneticileri, belediye başkanları, Fen işleri müdürleri ve dahili olan herkesin utanması ve insanlık adına kendine vicdan askısı yapması gerektiğini düşünüyorum.. Yunus genç bir kardeşimiz. Üçüzleriyle birlikte görme engelli. Ama şahane bir sesi var. Ama işi yok. Üstelik iki kardeşine engelli maaşı verdikleri için ona bir maaş bile verilmiyor. Aile gelir ortalamasından dolayı. Bunu duyduğumda inanın o anda nasıl bir tepki vereceğimi bilemedim. Dünyanın en kirli cümlesini kurarak bunu Yunus’a reva görenlere bir göndermede bulunsam çare olur muydu bilmiyorum. Hangi gelir ortalaması böyle bir mantıksızlığın sebebi olabilir ki? Bence yetkililer ve etkililer buna bir an önce çözüm bulmalı. Yunus o maaşı almalı ve/veya Yunus bir an önce işe yerleştirilmeli. Burada Hamza Başkan’a hatırlatmak istiyorum. Yunus için lütfen devreye girin. Ya işe alın ya maaşını bağlatın. Ve Serhat. O da profesyonel bir müzisyen. Ama işte takılıp kalmış çaresizliğin eşiğine. Akülü aracını tamir için beşbin lirayı ödemesi gerektiğini söylerken, belediyenin neden bu insanların araç bakımına yardımcı olmadıklarını da bir dipnot olarak geçmekte fayda var diye düşünüyorum. Ve Tuncay’ın hikayesi en yürek burkanı. Akülü bir araç istemiş. Gelen yetkililer; ancak yatalak olursan verilir demişler o zamanlar. Şimdi tekerlekli bir sandalye ile hayatın yokuşunu iki kat daha tırmanarak hayata gülümserken, halen bir akülü araba için mücadelesini sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde bir milletvekiline dernek ziyareti sırasında bu isteğini iletmiş. İlgileneceğini söylemiş ancak Tuncay’ın bu konudaki acı deneyimleri onun umutlanmasına izin vermiyor. Yine de beklemekten başka çare yok. Peki kaç lira bir akülü araç dersiniz? Bir vekil, bir belediye başkanı, bir işadamı için çerez parası miktarınca. Beşbin ile altıbin bandında. Elbette daha iyisi de varmış ama onlar buna da razılar. Tuncay’ın hayatını kolaylaştıracak, onu istediği yere rahatlıkla ulaştıracak rakam; beşbinlira. Düşünebiliyor musunuz? Hayır düşünmesi gerekenler gelip poz verip, bir de engelliler gününde birkaç süslü ve copypaste cümle ile geçiştirip gitmişler bugüne kadar.. BÜYÜK BİR MÜCADELE VERİYORLAR Hepsinin hikayesine az buçuk dokunmak adına dinledikten sonra Dernek Başkanı Samet Elden’e Dernekleşme ile ilgli nasıl bir süreç geçirdiklerini sordum.  SAMET ELDEN;  Adalet Hanım zorlu bir süreçten geçtik. Daha önce Dilovası Kent konseyi Engelliler birimi olarak sesimizi duyurmaya çalışıyorduk. Ancak konsey bir süre sonra işlevselliğini yitirdi. Bizde buradaki kardeşlerimiz için Dernekleşme yoluna giderek  2015 yılında derneğimizi kurduk.Ancak kolay olmadı. Yer bulmaktan tutun, genel prosedürlere kadar yüzlerce sorun ve sıkıntı yaşadık ancak sonunda başardık. Bölgenin en aktif çalışan derneklerden biri haline geldik. Sonrasında belediyemiz bize bu yeri verdi ve şimdi burada faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bu süreçte bize Milletvekili Cemil Yaman, geçmiş dönem belediye başkanı Ali Toltar, Dilovasındaki işadamları ve bazı sanayicilerimiz sağ olsunlar destek oldular. Başkanımız Hamza Şayir’de destek oluyor. Dilovasında kaç engelli vatandaşımız var? Bu konuda bir çalışmanız var mı? SAMET ELDEN: Evet. Biz kentteki tüm engelli kardeşlerimizin tespiti yapmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ilçemizde 4 bine yakın engelli kardeşimiz var. Peki Dernek bünyesinde kaç kişi var? SAMET ELDEN: Binüçyüz elliye yakın üyemiz var. Sorun ve sıkıntılarını gidermek için inanın gece gündüz çabalıyoruz. Hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz ama tabiî ki bu bizim çabamızla mümkün olmuyor. Toplumun ve iş dünyasının ve tabiî ki kamu kurumların ve belediyenin de desteğiyle ancak mümkün olabilir. En büyük sorununuz nedir? Medikal ihtiyaçlar mı yoksa işsizlik mi? Samet Elden: En büyük sorunumuz işsizlik ve ilgisizlik. Maalesef engellilerin önündeki en büyük engel işsizlik engelidir. Bunu çözemiyoruz bir türlü. Her kurum ve kuruluş bir engelli vatandaşımızı, gencimizi işe alsa hem toplumsal hem maddi olarak büyük bir sorunu çözmüş oluruz. Ancak nereye gidersek gidelim engelli kardeşlerimizin bu sorununa maalesef henüz bir çözüm bulamıyoruz. Neden peki? Engelli oldukları için iş yapamazlar diye mi kimse çalıştırmak istemiyor? Samet Elden: Evet böyle düşünüyorlar. Oysa görme engelli bir gencimiz çok rahatlıkla çağrı merkezlerinde, beyaz masalarda ve benzeri işitsel alanlardaki pozisyonlarda çalışabilir. Buna hiçbir engel yok. Görme engellileri veya yürüme engelli vatandaşların zihinsel sorunu yok. Bunu kimse anlamak ve görmek istemiyor. Yani engelli deyince herkesin şöyle bir önyargısı mı var; Bu bir şey bilmiyor. Bir şey yamaz. Bizim işimize yaramaz diye mi düşünüyorlar? Samet Elden: Evet maalesef böyle bir kötü algı var. Oysa engelli bireyler çok daha çalışkan ve çok dah bilinçli insanlar. İşlerini en iyi yapmak için inanılmaz bir mücadele veriyorlar. Biz bu önyargıyı yıkmak için çalışıyoruz. Ve tabi üyelerimize yeni imkanlar sağlamak adına çeşitli kurslar düzenliyoruz. Sadece kendi bölgemizde değil ihtiyacı olan başka il ve ilçelerdeki arkadaşlarımıza da yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sonuç itibariyle hepimizin sorunları aynı. Sessimizi ve sorunlarımızı yeterince duyuramadığımız için de yaşanan sıkıntılarda hergün artarak büyüyor.. BÜTÜN MESELE GÖRMEK VE BAKMAK Evet, Samet Başkan Dilovasında elini taşın altına koymuş. Yıllardır Engelli vatandaşlara ve tabiî ki onların ailelerine sahip çıkmaya ve onların sorunlarını sıkıntılarını kamuoyuna ve yetkililere duyurmaya çalışıyor. Ancak gördüğümüz ve duyduğumuz odur ki iş sonunda dönüp dolaşıyor görmek ve bakmak arasındaki o kör vicdanlarda tepetaklak oluyor.. TÜRKÜLERLE UĞURLANMAK  Dernekten ayrılmadan önce Yunus ve Serhat bana büyük bir sürpriz yaparak üç güzel  türkü ile uğurladılar. Kendilerini anlatabildikleri tek yol ise o türkülerdi. Yunusun sesi halen kulaklarımda çınlıyor; Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece.. Gözleri görmesede Yunusun gönül gözüyle bize armağan ettiği bu şahane hediye için tekrar teşekkür ederken Diliskelesinin en tepe noktasında yükselen bu iki yürekten sesin güzelliğini duymayanların aslında kör ve sağır olduğunu düşünerek ayrıldım oradan. Harika bir misafirpervlik, yürekten bir uğurlamanın ardından şöyle bir şehir içi yollara bir kez daha dolaşarak bir yol bir iz aradım.  Ne görme engelliler için kabartma yüzeyli bir yol ne de tekerlekli sandalye kullanan engelliler için bir rampa, bir manevra alanı hiçbir yerde yoktu. Sadece Dilovasında mı durum böyle? Hayır. Bu kentin ve tüm kentlerin genelinde sorun aynı. Engelli bireyler yok sayılıyor yerel yönetimler tarafından. Uyduruk ve göstermelik birkaç kaygan zemin oluşturanlar da ne bakımını yapıyorlar ne onarımını. Zaten çoğunluk araç park alanı olarak hayasızca kullanılıyor.. Sözün özü; Bugün ve yarın, yerel yönetimlerin en büyük başarısı ancak kendi kentlerindeki engelli bireylerin mutluluğunu ve onların hayatlarına koydukları engelleri kaldırmakla ölçülebilir olmalı. Bundan sonra dünya engelliler gününde herkesin paylaşımlarını takip edip hangi başkan engelliler için neler yapmış. Kaç engelliyi işe almış veya aldırmış. Hangi alanlarda onların hayatını kolaylaştıracak araç, park, yol ve yordam yapmış onlara bakıp deşifre etmek herkesin görevi olmalı. Ez cümle; unutmayın ki bugün görmezden geldiğiniz engelliler ve ailelerinin yaşadıklarını birgün sizlerde yaşayabilirsiniz. Nihayetinde kendini bütün olarak mükemmel gören ve eksiz uzuvlarıyla hava atanlarda birer engelli adayıdır. Yarın kimin başına ne geleceğini kim bilebilir ki ? Değil mi? Hayatı dar ettiğiniz engelliler ve ailelerin feryatlarına kulağını tıkayanlara bir kez daha hatırlatmış olalım bu vesile ile..   VE BİR HATIRLATMA  Mutlaka gidin DENAD'a hayata ordan daha güzel bakıldığını göreceksiniz. Ve mutlaka onların sesine kulak verin. İş verin, samimiyet gösterin.. Onlar için hayatı kolaylaştırdığmız kadar insanız. Unutmayın!

ADALET BORA- Onlar çok güzel insanlar. Yürekleriyle, dilekleriyle ve elbette ki hayata bakışlarıyla. Bedensel olarak kendini eksiksiz görenlerin ruhlarındaki ve vicdanlarındaki paslanmış engeller olmasa dünyaları da hayatları da, yaşama sevinçleri de tüm dünyayı sarmaya yetecek kadar hoşgörülü ve iyiliklerle dolu dolu karşılıyorlar insanı..
Evet, Engelli bireylerden yani hayatımızın her yanında var olan ama ve fakat hem kenti yönetenlerin hem ülkeyi yönetenlerin çoğunlukla görmezden geldiği o güzel insanlarla buluştuk.
Resim
Dilovası Engelliler ve Engelli Aileler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DENAD) başkanı Samet Elden ve gönüllü olarak derneğin sesini duyurmaya çalışan, bu özel ve güzel insanların her daim yardımına koşan sevgili arkadaşım Fatma Büyük’ün davetiyle derneğin Diliskelesindeki merkezinde buluştuk. Konuştuk. Dinledik . Bir masanın etrafına toplandık. Hepsi birbirinden güzel insanlar. Dernek Başkanı Samet Elden dernekleşme sürecinde yaşadığı zorlukları ve sıkıntıları anlattı. Hiç kolay olmamış. Ama mücadele etmişler ve Dilovasındaki engelliler için sonunda güzel ve şirin bir dernek binasına kavuşmayı başarmışlar.Resim
Kimi müzisyen kimi işletme mezunu, kimi elinden her iş gelen ancak çalışacak iş bulamayan, görsellik dışında hiçbir engeli olmayan hepsi birbirinden harika pırıl pırıl gençler. Serhat ve Yunus profesyonellere taş çıkartacak kadar güzel müzik yapıyorlar. Muhteşem sesleri ve türküleriyle taa yüreklere dokunurken insan düşünmeden edemiyor; hayatı onlara engelli hale getirenler utansın.. Çünkü engelli olmak, engelli doğmak hiç kimsenin seçimi olmadığı gibi, onları sırf bu yüzden toplumun dışına iten, onlara tekerlekli sandalyeleriyle, bastonlarıyla rahatlıkla yürübilecekleri anlanlar ve yollar yapmayan kent yöneticileri, belediye başkanları, Fen işleri müdürleri ve dahili olan herkesin utanması ve insanlık adına kendine vicdan askısı yapması gerektiğini düşünüyorum..
Yunus genç bir kardeşimiz. Üçüzleriyle birlikte görme engelli. Ama şahane bir sesi var. Ama işi yok. Üstelik iki kardeşine engelli maaşı verdikleri için ona bir maaş bile verilmiyor. Aile gelir ortalamasından dolayı. Bunu duyduğumda inanın o anda nasıl bir tepki vereceğimi bilemedim. Dünyanın en kirli cümlesini kurarak bunu Yunus’a reva görenlere bir göndermede bulunsam çare olur muydu bilmiyorum. Hangi gelir ortalaması böyle bir mantıksızlığın sebebi olabilir ki? Bence yetkililer ve etkililer buna bir an önce çözüm bulmalı. Yunus o maaşı almalı ve/veya Yunus bir an önce işe yerleştirilmeli. Burada Hamza Başkan’a hatırlatmak istiyorum. Yunus için lütfen devreye girin. Ya işe alın ya maaşını bağlatın.Resim
Ve Serhat. O da profesyonel bir müzisyen. Ama işte takılıp kalmış çaresizliğin eşiğine. Akülü aracını tamir için beşbin lirayı ödemesi gerektiğini söylerken, belediyenin neden bu insanların araç bakımına yardımcı olmadıklarını da bir dipnot olarak geçmekte fayda var diye düşünüyorum.
Ve Tuncay’ın hikayesi en yürek burkanı. Akülü bir araç istemiş. Gelen yetkililer; ancak yatalak olursan verilir demişler o zamanlar. Şimdi tekerlekli bir sandalye ile hayatın yokuşunu iki kat daha tırmanarak hayata gülümserken, halen bir akülü araba için mücadelesini sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde bir milletvekiline dernek ziyareti sırasında bu isteğini iletmiş. İlgileneceğini söylemiş ancak Tuncay’ın bu konudaki acı deneyimleri onun umutlanmasına izin vermiyor. Yine de beklemekten başka çare yok. Peki kaç lira bir akülü araç dersiniz? Bir vekil, bir belediye başkanı, bir işadamı için çerez parası miktarınca. Beşbin ile altıbin bandında. Elbette daha iyisi de varmış ama onlar buna da razılar. Tuncay’ın hayatını kolaylaştıracak, onu istediği yere rahatlıkla ulaştıracak rakam; beşbinlira. Düşünebiliyor musunuz? Hayır düşünmesi gerekenler gelip poz verip, bir de engelliler gününde birkaç süslü ve copypaste cümle ile geçiştirip gitmişler bugüne kadar..
BÜYÜK BİR MÜCADELE VERİYORLAR
Hepsinin hikayesine az buçuk dokunmak adına dinledikten sonra Dernek Başkanı Samet Elden’e Dernekleşme ile ilgli nasıl bir süreç geçirdiklerini sordum.
 SAMET ELDEN;  Adalet Hanım zorlu bir süreçten geçtik. Daha önce Dilovası Kent konseyi Engelliler birimi olarak sesimizi duyurmaya çalışıyorduk. Ancak konsey bir süre sonra işlevselliğini yitirdi. Bizde buradaki kardeşlerimiz için Dernekleşme yoluna giderek  2015 yılında derneğimizi kurduk.Ancak kolay olmadı. Yer bulmaktan tutun, genel prosedürlere kadar yüzlerce sorun ve sıkıntı yaşadık ancak sonunda başardık. Bölgenin en aktif çalışan derneklerden biri haline geldik. Sonrasında belediyemiz bize bu yeri verdi ve şimdi burada faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Bu süreçte bize Milletvekili Cemil Yaman, geçmiş dönem belediye başkanı Ali Toltar, Dilovasındaki işadamları ve bazı sanayicilerimiz sağ olsunlar destek oldular. Başkanımız Hamza Şayir’de destek oluyor.
Dilovasında kaç engelli vatandaşımız var? Bu konuda bir çalışmanız var mı?
SAMET ELDEN
: Evet. Biz kentteki tüm engelli kardeşlerimizin tespiti yapmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ilçemizde 4 bine yakın engelli kardeşimiz var.
Peki Dernek bünyesinde kaç kişi var?
SAMET ELDEN:
Binüçyüz elliye yakın üyemiz var. Sorun ve sıkıntılarını gidermek için inanın gece gündüz çabalıyoruz. Hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz ama tabiî ki bu bizim çabamızla mümkün olmuyor. Toplumun ve iş dünyasının ve tabiî ki kamu kurumların ve belediyenin de desteğiyle ancak mümkün olabilir.
En büyük sorununuz nedir? Medikal ihtiyaçlar mı yoksa işsizlik mi?
Samet Elden:
En büyük sorunumuz işsizlik ve ilgisizlik. Maalesef engellilerin önündeki en büyük engel işsizlik engelidir. Bunu çözemiyoruz bir türlü. Her kurum ve kuruluş bir engelli vatandaşımızı, gencimizi işe alsa hem toplumsal hem maddi olarak büyük bir sorunu çözmüş oluruz. Ancak nereye gidersek gidelim engelli kardeşlerimizin bu sorununa maalesef henüz bir çözüm bulamıyoruz.
Neden peki? Engelli oldukları için iş yapamazlar diye mi kimse çalıştırmak istemiyor?
Samet Elden:
Evet böyle düşünüyorlar. Oysa görme engelli bir gencimiz çok rahatlıkla çağrı merkezlerinde, beyaz masalarda ve benzeri işitsel alanlardaki pozisyonlarda çalışabilir. Buna hiçbir engel yok. Görme engellileri veya yürüme engelli vatandaşların zihinsel sorunu yok. Bunu kimse anlamak ve görmek istemiyor.
Yani engelli deyince herkesin şöyle bir önyargısı mı var; Bu bir şey bilmiyor. Bir şey yamaz. Bizim işimize yaramaz diye mi düşünüyorlar?
Samet Elden:
Evet maalesef böyle bir kötü algı var. Oysa engelli bireyler çok daha çalışkan ve çok dah bilinçli insanlar. İşlerini en iyi yapmak için inanılmaz bir mücadele veriyorlar. Biz bu önyargıyı yıkmak için çalışıyoruz. Ve tabi üyelerimize yeni imkanlar sağlamak adına çeşitli kurslar düzenliyoruz. Sadece kendi bölgemizde değil ihtiyacı olan başka il ve ilçelerdeki arkadaşlarımıza da yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sonuç itibariyle hepimizin sorunları aynı. Sessimizi ve sorunlarımızı yeterince duyuramadığımız için de yaşanan sıkıntılarda hergün artarak büyüyor..
BÜTÜN MESELE GÖRMEK VE BAKMAK
Evet, Samet Başkan Dilovasında elini taşın altına koymuş. Yıllardır Engelli vatandaşlara ve tabiî ki onların ailelerine sahip çıkmaya ve onların sorunlarını sıkıntılarını kamuoyuna ve yetkililere duyurmaya çalışıyor. Ancak gördüğümüz ve duyduğumuz odur ki iş sonunda dönüp dolaşıyor görmek ve bakmak arasındaki o kör vicdanlarda tepetaklak oluyor..
TÜRKÜLERLE UĞURLANMAK 
Dernekten ayrılmadan önce Yunus ve Serhat bana büyük bir sürpriz yaparak üç güzel  türkü ile uğurladılar. Kendilerini anlatabildikleri tek yol ise o türkülerdi. Yunusun sesi halen kulaklarımda çınlıyor; Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece.. Gözleri görmesede Yunusun gönül gözüyle bize armağan ettiği bu şahane hediye için tekrar teşekkür ederken Diliskelesinin en tepe noktasında yükselen bu iki yürekten sesin güzelliğini duymayanların aslında kör ve sağır olduğunu düşünerek ayrıldım oradan. Harika bir misafirpervlik, yürekten bir uğurlamanın ardından şöyle bir şehir içi yollara bir kez daha dolaşarak bir yol bir iz aradım.  Ne görme engelliler için kabartma yüzeyli bir yol ne de tekerlekli sandalye kullanan engelliler için bir rampa, bir manevra alanı hiçbir yerde yoktu. Sadece Dilovasında mı durum böyle? Hayır. Bu kentin ve tüm kentlerin genelinde sorun aynı. Engelli bireyler yok sayılıyor yerel yönetimler tarafından. Uyduruk ve göstermelik birkaç kaygan zemin oluşturanlar da ne bakımını yapıyorlar ne onarımını. Zaten çoğunluk araç park alanı olarak hayasızca kullanılıyor..
Sözün özü; Bugün ve yarın, yerel yönetimlerin en büyük başarısı ancak kendi kentlerindeki engelli bireylerin mutluluğunu ve onların hayatlarına koydukları engelleri kaldırmakla ölçülebilir olmalı. Bundan sonra dünya engelliler gününde herkesin paylaşımlarını takip edip hangi başkan engelliler için neler yapmış. Kaç engelliyi işe almış veya aldırmış. Hangi alanlarda onların hayatını kolaylaştıracak araç, park, yol ve yordam yapmış onlara bakıp deşifre etmek herkesin görevi olmalı.
Ez cümle; unutmayın ki bugün görmezden geldiğiniz engelliler ve ailelerinin yaşadıklarını birgün sizlerde yaşayabilirsiniz. Nihayetinde kendini bütün olarak mükemmel gören ve eksiz uzuvlarıyla hava atanlarda birer engelli adayıdır. Yarın kimin başına ne geleceğini kim bilebilir ki ? Değil mi? Hayatı dar ettiğiniz engelliler ve ailelerin feryatlarına kulağını tıkayanlara bir kez daha hatırlatmış olalım bu vesile ile..  
VE BİR HATIRLATMA 
Mutlaka gidin DENAD'a hayata ordan daha güzel bakıldığını göreceksiniz. Ve mutlaka onların sesine kulak verin. İş verin, samimiyet gösterin.. Onlar için hayatı kolaylaştırdığmız kadar insanız. Unutmayın!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.