deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Efsane Müdür Feyzullah Arslan ile başarı hikayesini konuştuk

SİYASET 26.02.2021 - 16:33, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:04
 

Efsane Müdür Feyzullah Arslan ile başarı hikayesini konuştuk

ADALET BORA- Bugünkü röportaj konuğum tüm Türkiye’nin yakından tanıdığı görev yaptığı her ilde ardından bir efsane bırakan Emniyet Eski Genel Müdür Yardımcısı,eski il Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan.. Evet.. Emniyet eski Genel Müdür yardımcısı Feyzullah Arslan 10 parmağında 13 marifet olan, eski ama eskimeyen efsane bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve Emniyet  müdürü. Boğaza nazır  keyifli bir sohbetle geçmişe yolculuk yaparken, Boğazın yağmurlu sessizliğinde geleceğe notlar bırakmak için konuştuk.. Arslan Müdür, 1998 yılında Elazığ, 2001 yılında Kocaeli, 2004 yılında Gaziantep, 2006 yılında Antalya il Emniyet Müdürlüğü yaptı. Ardından  Emniyet Genel Müdür Yardımcısı iken aynı zamanda Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcülüğü görevini de üstlendi. 2009 yılında İskandinav ülkeleri Emniyet Müşaviriliği yaptıktan sonra Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanı Danışmanlığı ve Bakanlık sözcüsü olarak görev aldı. Aynı zamanda Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Bölümü, Gazi Üniversitesi İşletme Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Ayrıca Gazi Üniversitesi İdari Bilimler, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitülerinde yüksek lisans eğitimlerini tamamlayarak olmazı başaran bir isim.. MAKAMI ZİRVEDE BIRAKTI O beş yıldızlı bir hareket yaparak dört yıldızlı emniyet müdürlüğü koltuğunu bırakan, Anadolu dervişlerini aratmayacak kadar tevazu sahibi, sohbetinde milyonlarca tebessümü milyonlarca kelimeyi bir araya dizerek edebiyattan sanata, ülkenin geleceğinden adalet ve hukukun üstünlüğünden asla taviz vermemiş, insanları dillere, bölgelere, mezheplere ve ırklara göre değerlendirmemiş bu ülkenin değerlerinden ve duayen emniyetçilerinden  bir isim.. Masanın üstüne kimliklerini koyuyor; Emniyet Kimliği, Avukatlık kimliği, Gazetecilik kimliği, üniversite hocası kimliği, Arabuluculuk kimliği, Müşavirlik kimliği, Uzlaştırmacı kimliği diye uzayıp gidiyor.. BABA MÜDÜR Ama en önemli kimliği baba bir müdür, baba bir avukat, baba bir adam kimliğine sahip olması.. O gerçekten baba bir adam. Özü, sözü bir. Adam gibi adam.. Emniyet Müdürlüğü koltuğunda iken de öyleydi yükselip Emniyet Genel Müdür yardımcılığı yaparkende öyleydi. Onu tanıyan herkes bilir ki makamları ve mevkileri zerrece önemsememiş bilge o.. Bilgisiyle, görgüsüyle, yetenekleri ile ve Anadolu’nun tüm babacanlığını ve adamlığıyla karşısındakine derin saygı uyandıran bir isim o.. Umudu, öğrenmeyi, bilgiyi ve erdemli duruşu kendine vazgeçilmez kimlik yapan bir isim.. En hızlı kalem kurşun kalemdir diyecek kadar kalem ve kelama önem veren emniyetin yüzakıdır o.. Onun için kıymetlidir Feyzullah Müdür. Onunla çalışan Asistanları için de , ondan ders alan öğrenciler için de  onun müdürlüğü döneminde görev yapan polisler için de  yurdışındaki gazeteci için de , Alevisi, sunnisi, papazı, süryanisi kısacası onu tanıyan herkes için çok kıymetli bir abi, kıymetli  bir baba, İnsana dağ güveni veren bu ülkenin kıymetli ve kudreti bilgisinden görgüsünden, mütevaziliğinden gelen, güldürürken düşündüren, düşündürürken kıymetlendiren bir güzel insan…  Yunusvari bir dervişliğin bilgeliğindeki alçak gönüllülüğüdür onu tüm rütbelerden arınmışken de saygın kılan.. Bir tespihin imamesi gibidir Feyzullah müdür. Dostlarını nerede olsa bulup buluşturur, onlarla bir araya gelir ve mutlaka ama mutlaka her birine kıymetli olduğunu hissettirir.. Onun sırrı da işte burada gizlidir. Tüm dostlarına ayıracak bir zaman bulur ve onun en büyük zenginliği de sınırlar ötesine kadar uzanan dostluklarıdır.. KOCAELİ-GAZİNATEP  Kocaeli’de kaldığı 6 ay gibi kısa bir sürede efsaneleşerek giden bir Emniyet Müdürüydü. O Kocaeliye özel olarak gönderilmişti.Emniyetteki bir takım olumsuzluklar üst üste gelince Arslan Müdür Elazığ’dan geçici görevle Kocaeliye atanmış ve altı ay gibi kısa bir sürede kentte kendi efsanesini oluşturup yine aynı şekilde sürpriz bir şekilde gitmişti kentten. Ama altı aylık sürede Kocaeli’de adım atmadık yer, uğramadığı karakol, değiştirmediği kural ve kaide kalmamıştı.. Kendisiyle o dönemde röportaj yapmıştım. Sonra bana büyük bir sürpriz yaparak yazdığı kitapta o röportaja da yer vererek unutulmaz anılar arasında yer almasını sağlamıştı. Gül Güldür Düşündür kitabındaki Sondeyiş röportajımla ilgili güzel dilek ve temennilerini gülümseten bir notla tamamlamıştı.. Ardından Feyzullah Müdürle yolumuz bu sefer Gaziantep’te kesişti. Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde ‘Gaziantep,  adı gibi güzel bir kent gelin görün ve bu şahane kentin güzelliklerine şahitlik edin’ diyerek davet etmişti. Gazinantep’te de aynı efsanesini sürdürüyordu. Sonra Emniyet Genel Müdür yardımcılığıyla birlikte aynı zamanda Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcülüğü görevini de üstlendi. 2009 yılında İskandinav ülkeleri Emniyet Müşaviriliği yaptıktan sonra Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve TBMM’de Bakan ve Başkan Danışmanlığı görevlerinde bulunan Arslan, hâlâ Akdeniz Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Kültür Varlıkları Kurulu üyeliği,  Avukatlık, Arabuluculuk, Bilirkişi, Yazarlık, Bahçeşehir Üniversitesinde öğretim üyeliği yapıyor. YOLLARIMIZ BİR KEZ DAHA KESİŞİYOR 31 Mart Yerel seçimlerinde bir baktım memleketi Sivas-Gürün’de Ak Partiden  belediye başkan adayı olarak açıklanmış Feyzullah Arslan müdür. Arayıp başarılar diledim. Seçim çalışmaları için Sivas-Gürün’e davet ederek ‘ Burada Adalet’e ihtiyaç var, Adaletli bir seçim için Gürün’e bekliyorum’ dedi .. Ancak  kendisinden özür dileyerek İşlerimin yoğunluğundan gidemedim.. Seçim sonuçları ne yazık ki istediği gibi olmadı ve Gürün büyük bir değeri kaybetti. O zamanda kendisiyle ilgili bir yazı yazmıştım ve Feyzullah Müdürün kazanması halinde Gürün’ün bir dünya yıldızı kent haline getireceğinden kuşkumun olmadığını belirtmiştim..Nasipten öte yol yok derler ya. Öyle oldu. Seçimi alamadı Feyzullah Müdür ve dört fakülte, yabancı dil, onlarca projesiyle Gürün’e fazla geldi, tıpkı diğer kaliteli ve düzgün insanlar gibi o da seçilemedi.. Akdeniz Üniversitesinde yeniden görevine döndüğünde Üniversiteye davet etti ancak yine ertelemek zorunda kaldık röportajı..  Ve geçtiğimiz gün Feyzullah Müdürle telefonla konuştuk. Avukat olarak İstanbul’daki bir dava için geleceğini söyledi. Uzun zamandır ertelediğimiz sivil röportajımızı bu sefer ertelemedik Baltalimanı Polis Evi Sosyal tesislerinde uzun ve keyifli bir sohbet yaptık. Haktan, hukuktan, edebiyattan, emniyetten, üniversiteden, öğrencilerden, yurdışında görev yaptığı dönemlerde Türkiye’ye yönelik olumsuz imajlarla nasıl mücadele ettiğinden konuştuk Feyzullah Müdürümle.. Yanında dostları, birlikte çalıştığı zeki ve bir o kadarda acar Avukat Merve Dinçer ve asistanının da yer aldığı dost masasında uzun uzun sohbet ettik.. Ve tabi hemen sordum; 2015’te dört yıldızlı Emniyet Müdürlüğünü bıraktınız. Oysa herkesin hayalini kurduğu en yüksek mevkideydiniz. Neden en zirvedeyken mesleği bıraktınız? Feyzullah Arslan: Rütbelerin vazgeçilir olduğuna inananlardanım.Evet, bu işi zirvede bırakarak zor olanı yaptım. Asıl olan gönüllerdeki rütbelerdir. Rütbelerinizle değil insanlığınız, adil ve adaletli oluşunuzla insanların kalbinde, yüreğinde yer edindiğinizde sorun kalmıyor.Bize bizi bilen gerek . Gerisi elbette birgün bitiyor ve makamlar asla sonsuz değildir.İşte buna inandığım için 2015’te dört yıldızlı Emniyet Müdürlüğünü bırakıp Avukat oldum. Bu da hakka çok inandığımdandır. Rütbeden hava alanlardan ve hava atanlardan olmadım hiçbir zaman ve o nedenle çok rahat bıraktım. Emniyet Müdürlüğünü bıraktınız ama çalışmayı ve koşturmayı bırakmadınız. Hiç yorulmuyor musunuz? Feyzullah Arslan: Hayır yorulmuyorum. Eğitime çok önem veriyorum. Bilgi ve birikimimi genç nesille paylaşmak için gece gündüz yollardayım. Bahçeşehir Üniversitesinde sosyal sorumluluk  dersi veriyorum. Akdeniz Üniversitesinde Adalet etiği dersi ve hukuksal etik dersi veriyorum genç hukukçulara. Vakıf komisyon üyesiyim ve tabi Avukatlık yapıyorum. Bildiklerimizi aktarmak bizim görevimiz. Onun için yorulmuyorum. Eğitim olmazsa hiçbir şey değişmez. Ülkemiz ve milletimizin geleceği eğitimli, güzel düşünen, üreten, ülkesine faydalı olmak için gece gündüz çabalayanlarla ancak mümkün olacağına inandığım için yorulmuyorum.. Ve şimdi birinci işiniz olan Avukatlığa dönmek istiyorum. Emniyet Müdürü iken suçluları yakalayan ve sorgulayan makamdan şimdi ise tam zıttı bir noktada olmak nasıl bir duygu. Bizim tanımlamamızla suçluları savunmak ilginç değil mi? Feyzullah Arslan-  Hayır hukuka her zaman inanan bir insanım. Bunu geçtiğimiz günlerde  ‘Hukuksal Etik’ dersinde hakem ve hakim arasındaki farkı sorduğum öğrencilerin verdiği bir espiri ile cevaplayayım; Geçen hafta çarşamba günü üniversitede öğrencilere online olarak internet üzerinden Hukuksal Etik dersi verirken hükm sözcüğünü anlatıyordum. Hükm sözcüğünün Arapça’dan geldiğini ve güç, hükmetmek, yetkili salahiyetli olmak, egemen olmak, buyruğunu yürütmek, egemenlik vb anlamına geldiğini anlattım. Arapça’nın çekimli bükümlü dil olduğunu hükm kelimesinden hakim, hekim, hakem, hakan, hükümdar, hükümet, hakimiyet, hakkaniyet vb kelime örnekleri verdim. Anlatırken, Türkiye’de işine çok karışılmayan kararlarında özgür bırakılan, zor, güç yeten üç meslek vardır. Bunlar hakim, hakem ve hekim dedim. Hakimin kararı, hakemin düdüğü, hekimin raporu çok zor değiştirilebilir diye anlattım. Bu arada öğrencilerin derse katılımını sağlamak için genel olarak sordum; Hakim ile hakemin en önemli farkı nedir? Herkes çok farklı cevaplar verdiler. Ancak en son bir kız öğrencinin cevabı doğruydu. ‘Nereden öğrendin’ diye sordum. ‘Bir bulmacada sorulmuştu. Oradan öğrendim’ dedi. Cevap aynen şöyle ve beklediğim doğru cevap; Hakim ceza verirse içeriye atar, hakem ceza verirse dışarıya atar. Ancak sonuçta ikisi de atar; birisi içeriye, birisi dışarıya. (Doğrusu güzel bir cevap oldu ve bir hayli güldük masadaki tüm dostlarla) Memuriyet hayatınız boyunca vazgeçmediğiniz temel ilkenin ne olduğunu merak edenler için neler söyleyeceksiniz? Feyzullah Arslan- Memuriyet hayatımda bana intikal eden olaylarda hep empati yapmaya, durumdan vazife çıkarmaya, konulara tez elden vatandaş yararını da düşünerek çözüm bulmak öncelikli hedefim olmuştur. Kamu yönetiminde istenilen de bu olup, modern yönetimde müşteri memnuniyeti asıldır. Müşteri velinimetimizdir atasözü de bu anlayıştan gelmektedir.  2009-2012 yılları arasında İskandinav ülkeleri Emniyet Müşavirliği görevi yaptınız. Neler kattı hayatınıza o üç yıllık deneyim? Feyzullah Arslan- Yurtdışı Emniyet Müşavirliği hizmetlerinin ve sorumluluğunun çok önemli olduğu bilinciyle hareket ettim. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Büyükelçiliğimizin de talimat ve destekleriyle İskandinav Ülkeleri Polis Teşkilatlarıyla, Türk Polisinin, ortak çalışmasına işbirliği yapmasına elimden geldiğince gayret gösterdim. İskandinav ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın ve Türkiye’de yaşayan İskandinav ülke vatandaşlarının sorunlarıyla yakından ilgilenmeye, çözüm getirecek makamlara iletmeye özen gösterdim. Birçok konuyuda “Önlemek, Tedavi Etmekten Daha İyidir” mantığıyla önceden önlem alarak oradaki vatandaşlarımızla birlikte çözümleme yolunu seçerek, ortak güç ve ortak aklı kullanmaya çalıştım ve tabi yurtdışı Emniyet Müşavirliği hizmetlerinin ve sorumluluğunun çok önemli olduğu bilinciyle hareket ettim. Şimdi emekli olup bir kenarda oturmak yerine Emniyet Genel Müdürlüğü yardımcılığından çok daha fazlasını yapıyorsunuz? Bir günde üç ilde olabiliyorsunuz? Bunu nasıl başarıyorsunuz? Feyzullah Arslan- Hayat felsefem ve vicdani kanaatim gereği insanlara elimden geldiğince başkalarının derdini dertetmek, yardımcı olmak, yol göstermek, sorunlarını çözmek, acısını ve mutluluğunu paylaşmak, bildiklerimi aktarmak, her zaman amacım olmuştur ve mutlu etmiştir beni. Aslında herşeyin temelinde sevgi yatıyor. Ananızı, babanızı, evladınızı, arkadaşlarınızı, mesleğinizi, memleketinizi sevmezseniz, hayat sizin için hiçbir şey ifade etmezse, hiçbir şeyi dert etmez ot gibi yaşardınız. Hayat felsefem ve vicdani kanaatim gereği insanlara elimden geldiğince başkalarının derdini dertetmek, yardımcı olmak, yol göstermek, sorunlarını çözmek, acısını ve mutluluğunu paylaşmak, bildiklerimi aktarmak.Bu inanç bana güç veriyor ve emekli olmak yerine üretmek ve hayata değer katmak için yorulmadan ve dinlenmeden çalışıyorum.. Bir de Antalya emniyet müdürlüğünüz sırasında çok ilginç bir Ramazan- Bayram uygulamanız vardı. Espiriyle pratiğin birleştiği bir kararkol hikayesi. Nasıl karar vermiştiniz böyle ilginç bir uygulamaya? Feyzullah Arslan- Evet, “2006-2009 yılları arasında Antalya Emniyet Müdürüyken Antalya Karaoğlan (Kaleiçi) Parkında iftar sonrası etkinliklerin olduğu panayır Pazar kuruluyordu. İftardan sonra oldukça kalabalık buraya geliyor vatandaşlar alışveriş ediyor çay kahve içiyor  geziyorlar ve sahura kadar vakit geçiriyorlardı. Buraya Ramazan süresince, Emniyet Müdürlüğü olarak geçici karakol oluşturuyorduk. Bu karakolun adını Ramazan Karakolu olarak belirledik ve Ramazan isimli tüm polisleri buraya görevlendirdik. Sanırım 15 civarında Ramazan isimli polis vardı. Bayramda da Bayram isimli polisleri görevlendirip bayram sonrası da karakolu buradaki panayır sona erdiği için kaldırıyorduk. Bu husus hem teşkilatın hem de vatandaşların “Ramazan+ Bayram adlı polislerden dolayı” ilgisini çekmişti… Son olarak Kocaelide görev yaptığınız dönemde unutamadığınız bir anınız var mı? Feyzullah Arslan- Kocaeli'ye gelişim çok ani oldu. Kısa sürede birçok dostluklar edindim, anılar biriktirdim. Ama unutmadığım en ilginç anım ise dönemin belediye başkanı Sefa Sirmen'in söyledikleri..O dönemde olaylara daha hızlı müdahale etmek için bir bisiklet timi kurmuştuk. Tabi yazın timlerimiz kısa şort giyiyorlardı. Sayın Sirmen birgün yanıma gelerek;  Müdür bugüne kadar polisten korkuyorduk. Şort giyip bisikletle devriye gezen polisleri gördükten sonra artık korkmuyoruz’ demişti. Ben de kendisine; O zaman amacımıza ulaşmışız. Çünkü polis korkulan değil sevilen olduğu zaman sorunlar çözülüyor demiştim. Sayın Sirmen'e sizin aracılığınızla selamlarımı iletiyorum.. VALİ SEDDAR YAVUZ , EMNİYET MÜDÜRÜ VEYSEL TİPİOĞLU VE  KAYMAKAM MUSTAFA GÜLER'E SELAM Antalya Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde O dönem  Antalya Kemer Kaymakamı olan Kocaeli Valisi Seddar Yavuz’a, yine birlikte görev yaptığı Kocaeli Emniyet Müdürü Veysel Tipioğlu'na  Gebze Kaymakamı dostu Mustafa Güler’e özel selamlarını ve başarı dileklerini göndermeyi de ihmal etmiyor Feyzullah Müdür. Ve Biz de sayın Valimize, Sayın Emnniyet Müdürümüze ve sayın Kaymakamımıza iletmek üzere Aleykümselam diyerek buradan üzerimizde kalmaması için sayın Arslan’ın selamlarını iletmiş olalım.. Ve tabi siz sadece polislik ve müdürlük yapmadınız. Aynı zamanda kitaplar yazdınız, tiyatro eserleriyle vatandaşlara yol ve yordam gösterdiniz..Cebinizde, kaleminizde, kelamınızda milyonlarca bilgi ve görev süreniz boyunca şahitlik ettiğiniz binlerce farklı olay ve insanlarla muhatap oldunuz. Bütün bu tecrübeler ışığında hayatı daha kolay ve yaşanılır kılmak için yapmaları gerekenler konusunda tavsiyelerinizin herkes için çok kıymetli olacağı görüşündeyim. Bizlere neler tavsiye edersiniz Feyzullah Arslan-  Hayatımızı kolaylaştırmak ve anlamlandırmak istiyorsak yapacakarımız çok basit.. Herkese tavsiyem şudur; Karşınızdakini dinlemesini bilin, dinlemenin güzel bir huy olduğunu unutmayın. Sizi dinleyenlerin anlayacağı kelimeler kullanın. İnsanların gönlünü almaktan çekinmeyin. Sinirlerinize hâkim olun. Şaka yapacağınız zamanı iyi seçin. Hayata iyi yönleri ile bakın. Allah’a şükredin. İnsanlara teşekkür edin. Kaybetme ihtimalini de göz önünde bulundurun. Gereksiz eleştirilerden kaçının. Ölçülü olun. Görüşlerinizi başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışmayın. Gürültü yapmayın, ancak sesinizi duyurun. Biri sizinle konuşurken işinizle meşgul olmayın onu dinlediğinizi halinizle, tavrınızla gösterin. Sözü başkalarının ağzından kapmayın, sıranın size gelmesini bekleyin. Ne zaman susmak gerektiğini bilin, susulması icap eden yer ve zamanda asla konuşmayın. Başkalarını kötülemeyin. Öğüt verdiğiniz şeyleri kendinizde uygulayın. Yüksekten atmayın daima alçak gönüllü olun. Herkesin işine burnunuzu sokmayın. Size danışıldığı zaman fikrinizi söyleyin, insanlar genelde öğüt almaktan hoşlanmaz. Bazen söz gümüş ise sükût altındır sözünü unutmayın. Adil davranın hakkaniyetten ayrılmayın. Karşınızdakinin sözünü kesmeyin şayet kesmek zorunda kalırsanız özür dileyin. Olduğunuz gibi görünün, göründüğünüz gibi olun.Kitap okuyun, gönüllü faaliyetlerde bulunun, ibadet edin, spor yapın, yenilikler peşinde koşun Sayın Arslan'a bu keyifli ve güzel sohbet için teşekkür ediyor, Boğaz'a bir selam çakıp ayrılıyoruz ve bir kez daha umutlanıyoruz  vatanseverlerin paha biçilemez bir kuvvet ve kudret olduğundan yana..

ADALET BORA- Bugünkü röportaj konuğum tüm Türkiye’nin yakından tanıdığı görev yaptığı her ilde ardından bir efsane bırakan Emniyet Eski Genel Müdür Yardımcısı,eski il Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan.. Evet.. Emniyet eski Genel Müdür yardımcısı Feyzullah Arslan 10 parmağında 13 marifet olan, eski ama eskimeyen efsane bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve Emniyet  müdürü. Boğaza nazır  keyifli bir sohbetle geçmişe yolculuk yaparken, Boğazın yağmurlu sessizliğinde geleceğe notlar bırakmak için konuştuk..ResimResimResim
Arslan Müdür, 1998 yılında Elazığ, 2001 yılında Kocaeli, 2004 yılında Gaziantep, 2006 yılında Antalya il Emniyet Müdürlüğü yaptı. Ardından  Emniyet Genel Müdür Yardımcısı iken aynı zamanda Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcülüğü görevini de üstlendi. 2009 yılında İskandinav ülkeleri Emniyet Müşaviriliği yaptıktan sonra Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanı Danışmanlığı ve Bakanlık sözcüsü olarak görev aldı.Resim
Aynı zamanda Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Bölümü, Gazi Üniversitesi İşletme Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Ayrıca Gazi Üniversitesi İdari Bilimler, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitülerinde yüksek lisans eğitimlerini tamamlayarak olmazı başaran bir isim..
MAKAMI ZİRVEDE BIRAKTI
O beş yıldızlı bir hareket yaparak dört yıldızlı emniyet müdürlüğü koltuğunu bırakan, Anadolu dervişlerini aratmayacak kadar tevazu sahibi, sohbetinde milyonlarca tebessümü milyonlarca kelimeyi bir araya dizerek edebiyattan sanata, ülkenin geleceğinden adalet ve hukukun üstünlüğünden asla taviz vermemiş, insanları dillere, bölgelere, mezheplere ve ırklara göre değerlendirmemiş bu ülkenin değerlerinden ve duayen emniyetçilerinden  bir isim..
Masanın üstüne kimliklerini koyuyor; Emniyet Kimliği, Avukatlık kimliği, Gazetecilik kimliği, üniversite hocası kimliği, Arabuluculuk kimliği, Müşavirlik kimliği, Uzlaştırmacı kimliği diye uzayıp gidiyor..
BABA MÜDÜRResim
Ama en önemli kimliği baba bir müdür, baba bir avukat, baba bir adam kimliğine sahip olması.. O gerçekten baba bir adam. Özü, sözü bir. Adam gibi adam.. Emniyet Müdürlüğü koltuğunda iken de öyleydi yükselip Emniyet Genel Müdür yardımcılığı yaparkende öyleydi. Onu tanıyan herkes bilir ki makamları ve mevkileri zerrece önemsememiş bilge o..
Bilgisiyle, görgüsüyle, yetenekleri ile ve Anadolu’nun tüm babacanlığını ve adamlığıyla karşısındakine derin saygı uyandıran bir isim o.. Umudu, öğrenmeyi, bilgiyi ve erdemli duruşu kendine vazgeçilmez kimlik yapan bir isim.. En hızlı kalem kurşun kalemdir diyecek kadar kalem ve kelama önem veren emniyetin yüzakıdır o..
Onun için kıymetlidir Feyzullah Müdür. Onunla çalışan Asistanları için de , ondan ders alan öğrenciler için de  onun müdürlüğü döneminde görev yapan polisler için de  yurdışındaki gazeteci için de , Alevisi, sunnisi, papazı, süryanisi kısacası onu tanıyan herkes için çok kıymetli bir abi, kıymetli  bir baba, İnsana dağ güveni veren bu ülkenin kıymetli ve kudreti bilgisinden görgüsünden, mütevaziliğinden gelen, güldürürken düşündüren, düşündürürken kıymetlendiren bir güzel insan…
 Yunusvari bir dervişliğin bilgeliğindeki alçak gönüllülüğüdür onu tüm rütbelerden arınmışken de saygın kılan.. Bir tespihin imamesi gibidir Feyzullah müdür. Dostlarını nerede olsa bulup buluşturur, onlarla bir araya gelir ve mutlaka ama mutlaka her birine kıymetli olduğunu hissettirir.. Onun sırrı da işte burada gizlidir. Tüm dostlarına ayıracak bir zaman bulur ve onun en büyük zenginliği de sınırlar ötesine kadar uzanan dostluklarıdır..Resim
KOCAELİ-GAZİNATEP 
Kocaeli’de kaldığı 6 ay gibi kısa bir sürede efsaneleşerek giden bir Emniyet Müdürüydü. O Kocaeliye özel olarak gönderilmişti.Emniyetteki bir takım olumsuzluklar üst üste gelince Arslan Müdür Elazığ’dan geçici görevle Kocaeliye atanmış ve altı ay gibi kısa bir sürede kentte kendi efsanesini oluşturup yine aynı şekilde sürpriz bir şekilde gitmişti kentten. Ama altı aylık sürede Kocaeli’de adım atmadık yer, uğramadığı karakol, değiştirmediği kural ve kaide kalmamıştı..
Kendisiyle o dönemde röportaj yapmıştım. Sonra bana büyük bir sürpriz yaparak yazdığı kitapta o röportaja da yer vererek unutulmaz anılar arasında yer almasını sağlamıştı. Gül Güldür Düşündür kitabındaki Sondeyiş röportajımla ilgili güzel dilek ve temennilerini gülümseten bir notla tamamlamıştı.. Ardından Feyzullah Müdürle yolumuz bu sefer Gaziantep’te kesişti. Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde ‘Gaziantep,  adı gibi güzel bir kent gelin görün ve bu şahane kentin güzelliklerine şahitlik edin’ diyerek davet etmişti. Gazinantep’te de aynı efsanesini sürdürüyordu. Sonra Emniyet Genel Müdür yardımcılığıyla birlikte aynı zamanda Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcülüğü görevini de üstlendi.
2009 yılında İskandinav ülkeleri Emniyet Müşaviriliği yaptıktan sonra Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve TBMM’de Bakan ve Başkan Danışmanlığı görevlerinde bulunan Arslan, hâlâ Akdeniz Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Kültür Varlıkları Kurulu üyeliği,  Avukatlık, Arabuluculuk, Bilirkişi, Yazarlık, Bahçeşehir Üniversitesinde öğretim üyeliği yapıyor.Resim
YOLLARIMIZ BİR KEZ DAHA KESİŞİYOR
31 Mart Yerel seçimlerinde bir baktım memleketi Sivas-Gürün’de Ak Partiden  belediye başkan adayı olarak açıklanmış Feyzullah Arslan müdür. Arayıp başarılar diledim. Seçim çalışmaları için Sivas-Gürün’e davet ederek ‘ Burada Adalet’e ihtiyaç var, Adaletli bir seçim için Gürün’e bekliyorum’ dedi .. Ancak  kendisinden özür dileyerek İşlerimin yoğunluğundan gidemedim.. Seçim sonuçları ne yazık ki istediği gibi olmadı ve Gürün büyük bir değeri kaybetti. O zamanda kendisiyle ilgili bir yazı yazmıştım ve Feyzullah Müdürün kazanması halinde Gürün’ün bir dünya yıldızı kent haline getireceğinden kuşkumun olmadığını belirtmiştim..Nasipten öte yol yok derler ya. Öyle oldu. Seçimi alamadı Feyzullah Müdür ve dört fakülte, yabancı dil, onlarca projesiyle Gürün’e fazla geldi, tıpkı diğer kaliteli ve düzgün insanlar gibi o da seçilemedi.. Akdeniz Üniversitesinde yeniden görevine döndüğünde Üniversiteye davet etti ancak yine ertelemek zorunda kaldık röportajı.. 
Ve geçtiğimiz gün Feyzullah Müdürle telefonla konuştuk. Avukat olarak İstanbul’daki bir dava için geleceğini söyledi. Uzun zamandır ertelediğimiz sivil röportajımızı bu sefer ertelemedik Baltalimanı Polis Evi Sosyal tesislerinde uzun ve keyifli bir sohbet yaptık.
 Haktan, hukuktan, edebiyattan, emniyetten, üniversiteden, öğrencilerden, yurdışında görev yaptığı dönemlerde Türkiye’ye yönelik olumsuz imajlarla nasıl mücadele ettiğinden konuştuk Feyzullah Müdürümle.. Yanında dostları, birlikte çalıştığı zeki ve bir o kadarda acar Avukat Merve Dinçer ve asistanının da yer aldığı dost masasında uzun uzun sohbet ettik..
Ve tabi hemen sordum; 2015’te dört yıldızlı Emniyet Müdürlüğünü bıraktınız. Oysa herkesin hayalini kurduğu en yüksek mevkideydiniz. Neden en zirvedeyken mesleği bıraktınız?
Feyzullah Arslan: 
Rütbelerin vazgeçilir olduğuna inananlardanım.Evet, bu işi zirvede bırakarak zor olanı yaptım. Asıl olan gönüllerdeki rütbelerdir. Rütbelerinizle değil insanlığınız, adil ve adaletli oluşunuzla insanların kalbinde, yüreğinde yer edindiğinizde sorun kalmıyor.Bize bizi bilen gerek . Gerisi elbette birgün bitiyor ve makamlar asla sonsuz değildir.İşte buna inandığım için 2015’te dört yıldızlı Emniyet Müdürlüğünü bırakıp Avukat oldum. Bu da hakka çok inandığımdandır. Rütbeden hava alanlardan ve hava atanlardan olmadım hiçbir zaman ve o nedenle çok rahat bıraktım.
Emniyet Müdürlüğünü bıraktınız ama çalışmayı ve koşturmayı bırakmadınız. Hiç yorulmuyor musunuz?
Feyzullah Arslan: 
Hayır yorulmuyorum. Eğitime çok önem veriyorum. Bilgi ve birikimimi genç nesille paylaşmak için gece gündüz yollardayım. Bahçeşehir Üniversitesinde sosyal sorumluluk  dersi veriyorum. Akdeniz Üniversitesinde Adalet etiği dersi ve hukuksal etik dersi veriyorum genç hukukçulara. Vakıf komisyon üyesiyim ve tabi Avukatlık yapıyorum. Bildiklerimizi aktarmak bizim görevimiz. Onun için yorulmuyorum. Eğitim olmazsa hiçbir şey değişmez. Ülkemiz ve milletimizin geleceği eğitimli, güzel düşünen, üreten, ülkesine faydalı olmak için gece gündüz çabalayanlarla ancak mümkün olacağına inandığım için yorulmuyorum..
Ve şimdi birinci işiniz olan Avukatlığa dönmek istiyorum. Emniyet Müdürü iken suçluları yakalayan ve sorgulayan makamdan şimdi ise tam zıttı bir noktada olmak nasıl bir duygu. Bizim tanımlamamızla suçluları savunmak ilginç değil mi?
Feyzullah Arslan-
  Hayır hukuka her zaman inanan bir insanım. Bunu geçtiğimiz günlerde  ‘Hukuksal Etik’ dersinde hakem ve hakim arasındaki farkı sorduğum öğrencilerin verdiği bir espiri ile cevaplayayım; Geçen hafta çarşamba günü üniversitede öğrencilere online olarak internet üzerinden Hukuksal Etik dersi verirken hükm sözcüğünü anlatıyordum. Hükm sözcüğünün Arapça’dan geldiğini ve güç, hükmetmek, yetkili salahiyetli olmak, egemen olmak, buyruğunu yürütmek, egemenlik vb anlamına geldiğini anlattım. Arapça’nın çekimli bükümlü dil olduğunu hükm kelimesinden hakim, hekim, hakem, hakan, hükümdar, hükümet, hakimiyet, hakkaniyet vb kelime örnekleri verdim. Anlatırken, Türkiye’de işine çok karışılmayan kararlarında özgür bırakılan, zor, güç yeten üç meslek vardır. Bunlar hakim, hakem ve hekim dedim. Hakimin kararı, hakemin düdüğü, hekimin raporu çok zor değiştirilebilir diye anlattım. Bu arada öğrencilerin derse katılımını sağlamak için genel olarak sordum; Hakim ile hakemin en önemli farkı nedir? Herkes çok farklı cevaplar verdiler. Ancak en son bir kız öğrencinin cevabı doğruydu. ‘Nereden öğrendin’ diye sordum. ‘Bir bulmacada sorulmuştu. Oradan öğrendim’ dedi. Cevap aynen şöyle ve beklediğim doğru cevap; Hakim ceza verirse içeriye atar, hakem ceza verirse dışarıya atar. Ancak sonuçta ikisi de atar; birisi içeriye, birisi dışarıya. (Doğrusu güzel bir cevap oldu ve bir hayli güldük masadaki tüm dostlarla)

Memuriyet hayatınız boyunca vazgeçmediğiniz temel ilkenin ne olduğunu merak edenler için neler söyleyeceksiniz?
Feyzullah Arslan- 
Memuriyet hayatımda bana intikal eden olaylarda hep empati yapmaya, durumdan vazife çıkarmaya, konulara tez elden vatandaş yararını da düşünerek çözüm bulmak öncelikli hedefim olmuştur. Kamu yönetiminde istenilen de bu olup, modern yönetimde müşteri memnuniyeti asıldır. Müşteri velinimetimizdir atasözü de bu anlayıştan gelmektedir.
 2009-2012 yılları arasında İskandinav ülkeleri Emniyet Müşavirliği görevi yaptınız. Neler kattı hayatınıza o üç yıllık deneyim?
Feyzullah Arslan- 
Yurtdışı Emniyet Müşavirliği hizmetlerinin ve sorumluluğunun çok önemli olduğu bilinciyle hareket ettim. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Büyükelçiliğimizin de talimat ve destekleriyle İskandinav Ülkeleri Polis Teşkilatlarıyla, Türk Polisinin, ortak çalışmasına işbirliği yapmasına elimden geldiğince gayret gösterdim. İskandinav ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın ve Türkiye’de yaşayan İskandinav ülke vatandaşlarının sorunlarıyla yakından ilgilenmeye, çözüm getirecek makamlara iletmeye özen gösterdim. Birçok konuyuda “Önlemek, Tedavi Etmekten Daha İyidir” mantığıyla önceden önlem alarak oradaki vatandaşlarımızla birlikte çözümleme yolunu seçerek, ortak güç ve ortak aklı kullanmaya çalıştım ve tabi yurtdışı Emniyet Müşavirliği hizmetlerinin ve sorumluluğunun çok önemli olduğu bilinciyle hareket ettim.
Şimdi emekli olup bir kenarda oturmak yerine Emniyet Genel Müdürlüğü yardımcılığından çok daha fazlasını yapıyorsunuz? Bir günde üç ilde olabiliyorsunuz? Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Feyzullah Arslan- 
Hayat felsefem ve vicdani kanaatim gereği insanlara elimden geldiğince başkalarının derdini dertetmek, yardımcı olmak, yol göstermek, sorunlarını çözmek, acısını ve mutluluğunu paylaşmak, bildiklerimi aktarmak, her zaman amacım olmuştur ve mutlu etmiştir beni. Aslında herşeyin temelinde sevgi yatıyor. Ananızı, babanızı, evladınızı, arkadaşlarınızı, mesleğinizi, memleketinizi sevmezseniz, hayat sizin için hiçbir şey ifade etmezse, hiçbir şeyi dert etmez ot gibi yaşardınız. Hayat felsefem ve vicdani kanaatim gereği insanlara elimden geldiğince başkalarının derdini dertetmek, yardımcı olmak, yol göstermek, sorunlarını çözmek, acısını ve mutluluğunu paylaşmak, bildiklerimi aktarmak.Bu inanç bana güç veriyor ve emekli olmak yerine üretmek ve hayata değer katmak için yorulmadan ve dinlenmeden çalışıyorum..
Bir de Antalya emniyet müdürlüğünüz sırasında çok ilginç bir Ramazan- Bayram uygulamanız vardı. Espiriyle pratiğin birleştiği bir kararkol hikayesi. Nasıl karar vermiştiniz böyle ilginç bir uygulamaya?
Feyzullah Arslan- 
Evet, “2006-2009 yılları arasında Antalya Emniyet Müdürüyken Antalya Karaoğlan (Kaleiçi) Parkında iftar sonrası etkinliklerin olduğu panayır Pazar kuruluyordu. İftardan sonra oldukça kalabalık buraya geliyor vatandaşlar alışveriş ediyor çay kahve içiyor  geziyorlar ve sahura kadar vakit geçiriyorlardı. Buraya Ramazan süresince, Emniyet Müdürlüğü olarak geçici karakol oluşturuyorduk. Bu karakolun adını Ramazan Karakolu olarak belirledik ve Ramazan isimli tüm polisleri buraya görevlendirdik. Sanırım 15 civarında Ramazan isimli polis vardı. Bayramda da Bayram isimli polisleri görevlendirip bayram sonrası da karakolu buradaki panayır sona erdiği için kaldırıyorduk. Bu husus hem teşkilatın hem de vatandaşların “Ramazan+ Bayram adlı polislerden dolayı” ilgisini çekmişti…Resim
Son olarak Kocaelide görev yaptığınız dönemde unutamadığınız bir anınız var mı?
Feyzullah Arslan-
 Kocaeli'ye gelişim çok ani oldu. Kısa sürede birçok dostluklar edindim, anılar biriktirdim. Ama unutmadığım en ilginç anım ise dönemin belediye başkanı Sefa Sirmen'in söyledikleri..O dönemde olaylara daha hızlı müdahale etmek için bir bisiklet timi kurmuştuk. Tabi yazın timlerimiz kısa şort giyiyorlardı. Sayın Sirmen birgün yanıma gelerek;  Müdür bugüne kadar polisten korkuyorduk. Şort giyip bisikletle devriye gezen polisleri gördükten sonra artık korkmuyoruz’ demişti. Ben de kendisine; O zaman amacımıza ulaşmışız. Çünkü polis korkulan değil sevilen olduğu zaman sorunlar çözülüyor demiştim. Sayın Sirmen'e sizin aracılığınızla selamlarımı iletiyorum..
VALİ SEDDAR YAVUZ , EMNİYET MÜDÜRÜ VEYSEL TİPİOĞLU VE  KAYMAKAM MUSTAFA GÜLER'E SELAM
Antalya Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde O dönem  Antalya Kemer Kaymakamı olan Kocaeli Valisi Seddar Yavuz’a, yine birlikte görev yaptığı Kocaeli Emniyet Müdürü Veysel Tipioğlu'na  Gebze Kaymakamı dostu Mustafa Güler’e özel selamlarını ve başarı dileklerini göndermeyi de ihmal etmiyor Feyzullah Müdür. Ve Biz de sayın Valimize, Sayın Emnniyet Müdürümüze ve sayın Kaymakamımıza iletmek üzere Aleykümselam diyerek buradan üzerimizde kalmaması için sayın Arslan’ın selamlarını iletmiş olalım..
Ve tabi siz sadece polislik ve müdürlük yapmadınız. Aynı zamanda kitaplar yazdınız, tiyatro eserleriyle vatandaşlara yol ve yordam gösterdiniz..Cebinizde, kaleminizde, kelamınızda milyonlarca bilgi ve görev süreniz boyunca şahitlik ettiğiniz binlerce farklı olay ve insanlarla muhatap oldunuz. Bütün bu tecrübeler ışığında hayatı daha kolay ve yaşanılır kılmak için yapmaları gerekenler konusunda tavsiyelerinizin herkes için çok kıymetli olacağı görüşündeyim. Bizlere neler tavsiye edersinizResim
Feyzullah Arslan-  Hayatımızı kolaylaştırmak ve anlamlandırmak istiyorsak yapacakarımız çok basit.. Herkese tavsiyem şudur; Karşınızdakini dinlemesini bilin, dinlemenin güzel bir huy olduğunu unutmayın. Sizi dinleyenlerin anlayacağı kelimeler kullanın. İnsanların gönlünü almaktan çekinmeyin. Sinirlerinize hâkim olun. Şaka yapacağınız zamanı iyi seçin. Hayata iyi yönleri ile bakın. Allah’a şükredin. İnsanlara teşekkür edin. Kaybetme ihtimalini de göz önünde bulundurun. Gereksiz eleştirilerden kaçının. Ölçülü olun. Görüşlerinizi başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışmayın. Gürültü yapmayın, ancak sesinizi duyurun. Biri sizinle konuşurken işinizle meşgul olmayın onu dinlediğinizi halinizle, tavrınızla gösterin. Sözü başkalarının ağzından kapmayın, sıranın size gelmesini bekleyin. Ne zaman susmak gerektiğini bilin, susulması icap eden yer ve zamanda asla konuşmayın. Başkalarını kötülemeyin. Öğüt verdiğiniz şeyleri kendinizde uygulayın. Yüksekten atmayın daima alçak gönüllü olun. Herkesin işine burnunuzu sokmayın. Size danışıldığı zaman fikrinizi söyleyin, insanlar genelde öğüt almaktan hoşlanmaz. Bazen söz gümüş ise sükût altındır sözünü unutmayın. Adil davranın hakkaniyetten ayrılmayın. Karşınızdakinin sözünü kesmeyin şayet kesmek zorunda kalırsanız özür dileyin. Olduğunuz gibi görünün, göründüğünüz gibi olun.Kitap okuyun, gönüllü faaliyetlerde bulunun, ibadet edin, spor yapın, yenilikler peşinde koşunResim
Sayın Arslan'a bu keyifli ve güzel sohbet için teşekkür ediyor, Boğaz'a bir selam çakıp ayrılıyoruz ve bir kez daha umutlanıyoruz  vatanseverlerin paha biçilemez bir kuvvet ve kudret olduğundan yana..

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.