deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Dr. İlhan Kadıoğlu ile aşıyı, pandemiyi, Gebze'yi konuştuk

SAĞLIK 14.01.2021 - 22:24, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:04
 

Dr. İlhan Kadıoğlu ile aşıyı, pandemiyi, Gebze'yi konuştuk

ADALET BORA/ RÖPORTAJ- Bana göre;  Hekimin güleryüzü şifadır. Hastalara da topluma da insanlığa da. Ne kadar iyi hekim olursanız olun, eğer yüzünüzde bir tebessüm yoksa verdiğiniz ilacın da koyduğunuz teşhisin de bir kıymeti yoktur. İşte Gebze ilçe Sağlık Müdürü de belki en çok da bu yüzden seviliyor. Bir hekim olarak her daim güler yüzlü. Pandeminin en zorlu koşullarında bile insanlara tebessüm ederek güven aşılarken aynı zamanda en çok saygı duyulan ve saygı duyan bir isim Dr. İlhan Kadıoğlu.. O da tüm diğer meslektaşları gibi bu zorlu süreçte en ön saflardaydı. Hem ekibinin hem de toplumun moralini yüksek tuttu. Pandeminin en sıkıntılı dönemlerinden itibaren Gebze’de herkesin ve hepimizin ilk konuştuğu ve görüşüne başvurduğu isim Gebze ilçe Sağlık Müdürü Dr. İlhan Kadıoğlu’ydu. Ben pandeminin her aşamasında sokakta, çevrede, mahallede, kentte neler olduğunu adım adım takip eden bir gazeteci olarak ne zaman pandemi ile ilgili takıldığım bir soru olursa  sayın Kadıoğlu’nu arıyordum.  Sağolsun her zaman bu konuda toplumu bilinçlendirmek adına hiç bizleri geri çevirmedi.. Böylesi bir dönemde Gebze gibi onlarca ilden büyük bir  kentte ilçe Sağlık Müdürü olmak hiç de kolay değildi.. Gecesini gündüzüne katarak çalıştığına şahitlik ettik. Onun ve ekibinin büyük fedakarlığını ve sağlıklarını tehlikeye atarak insanlar için nasıl çabaladıklarını biliyorum. Ve onun için manşeti büyük bir keyifle ve hakkaniyetle attım bana göre ; Kocaeli bölgesinin en başarılı ilçe sağlık müdürü gerçekten Dr. İlhan Kadıoğlu’dur. Nüfus potansiyelini göz önüne aldığımızda bu gerçeğe hiç kimsenin itirazı olmaz sanırım. Vakalarda düşüşler yaşanırken ve aşının da gelmesiyle biraz olsun rahat bir soluk almışken Dr. İlhan Kadıoğlu ile hem süreci, hem aşıyı, hem dünü hem bugünü hem de koronavirüse yakalandığında neler yaşadığına dair duygularını konuştuk.. ADALET BORA- Sayın Kadıoğlu, Mart ayında ilk vakaları duymaya başladığımız zaman büyük bir panik yaşadık. Ve sonra hergeçen gün ölümler ve vakalar arttı . Gebze bölgesinde en büyük artış ne zaman yaşandı? DR. KADIOĞLU:  Nisan ve mayıs ayında tüm ülkeye yayıldı vakalar. Ve ardından ciddi önlemler alındı. Haziran'da bir rahatlama oldu ve buna bağlı olarak yasaklar gevşedi ve sokağa çıkma yasağı ortadan kalktı. Yaz dönemindeki bu rahatlık maalesef daha sonra ciddi bir artışa tekrar başladı. Tüm ülkede olduğu gibi Gebze ve Kocaeli bölgemizde de Eylül ve Ekim sonu artışlar oldu. Kasım başlangıcında  artışlar  pik yaptı diyebiliriz. . Hastanelerde ciddi bir doluluk oranını beraberinde getirdi bu durum.. Ve sonra biliyorsunuz sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla yeni tedbirler ve önlemler açıklandı ve bunun neticesinde  bugün tüm ülke genelinde olduğu gibi Gebzemizde ve bölgemizde yüzde 70'lere varan bir düşüş yaşandı şükür. Bu ciddi bir artı sağladı bize. Hem filyasyon ekiplerimizin çalışmalarını kolaylaştırdı hem de hastanelerdeki servis ve yoğun bakımlardaki doluluk oranını ortadan kaldırdı. ADALET BORA: Sayın Kadıoğlu, geriye dönecek olursak, Mart’ta başlayan vakalar ve tüm dünyayı etkisi altına alırken özellikle gelişmiş sandığımız ülkelerde  ard arda gelen yüzlerce binlerce ölüm haberleri herkesi dehşete düşürdü ancak sıcakların virüsü ortadan kaldıracağı ve biteceği o dönemlerde sıklıkla dile getirildi. Ülkemizde ve tabi ki Gebze ve Kocaeli’deki artışların nedeni de bu yanlış bilgilendirmeden kaynaklandı diyebilir miyiz? DR.KADIOĞLU: Evet bunun etkisi oldu.  Virüsler aşırı sıcak ortamarda pek etkin olamıyorlar genellikle soğuk havalarda etkinler, başta grip virüsü olmak üzere. Halkta bunu baz alarak klasik pandemi olmamış gibi hareket etmeye başladı. Dolayısıyla tekrar virüse bir ortam oluştu. Tamam bazı virüsler sıcak mevsimlerde ortadan kalkıyor ama biz koronavirüsün kesinlikle sıcaklıkla ve kışla ilgili olmadığını gördük ve maalesef o dönem büyük bir artış oldu. Yaz döneminde de mutlaka maske, mesafe ve temizliğe dikkat etmemiz gerekiyordu ve halkımız buna da uymadı ve maalesef yeniden artış oldu. Ancak şunun altını tekrar çizmemiz gerekiyor; tedbiri kesinlikle elden bırakılmamalı.. ADALET BORA- Yasaklara tepkilerde oluştu bu süreçte. Yasak olmadan da vakaların azaltılması mümkün olabilir miydi? DR. KADIOĞLU: Hayır. Bu denendi ve maalesef hiç kimse tedbirlere uymadı. Yine toplu taşıma araçları doldu taştı, düğünler dernekler kalabalık bir şekilde yapıldı. Cenazeler ve taziyeler yine kalabalık şeklide yapıldı . Parklar ve mesire alanları doldu taştı. Dolayısıyla eğer yasaklar ve daha doğrusu kısıtlamalar olmasaydı bugün çok daha önüne geçilemez bir tablo ile karşı karşıya kalabilirdik. ADALET BORA- İlk ölüm vakaları olduğunda cenazeler hiç katılım yapılmadan gömüldü ama sonrasında birçok cenaze töreni ile karşılaştık ve halen de devam ediyor? Bunun gerekçesini hepimiz çok merak ediyoruz doğrusu. DR. KADIOĞLU- Evet doğru, İlk zamanlarda bütün cenazelerde ayırım yapılmaksızın temas yapılmadan ve merasim yapılmadan gömüldü. Çünkü virüsün ölen bir insandandan bulaşma riksi bilinmiyordu. Koronavirüsten hayatını kabeden kişinin naaşında  ne kadar süre kalır ne kadar kalmaz bu bilinmiyordu. Ama daha sonra ölen insanda virüsuün etkinliğinin normal bir insanda etkili olmadığı görüldü. Ölen bir naaştan bulaşma riskinin olmaması nedeniyle cenaze törenleri yapılmaya başlandı. Ancak burada dikkat edilmesi gereken taziyeler. Bu noktada çok sayıda yayılma oldu..Sonuçta hepimiz insanız ve acılarımızı tabiî ki paylaşarak azaltma yoluna gideriz ancak yine de sevdiklerimizi korumak adına halen çok dikkatli olmamız gerekiyor. Kalabalık taziyeler ve cenaze törenleri her zaman risk oluşturmaya devam ediyor. Bunu unutmayalım. ADALET BORA- Koronavirüsün Genetik yapıya bağlı değişkenlik gösterdiği gerçekliği var mı peki ? DR. KADIOĞLU: Genetik yapıya bağlı olması çok kuvvetli bir ihtimal. Bu konuda araştırmalar yapılıyor. Aynı aileden hem Gebzemizde hem Türkiye’de benzer acı tablolar gördük. Bazı genetik yapılar daha ağır geçiriyor. Doğal bağışıklığı kuvvetli ise daha değişik olabiliyor. Kronik hastalığı varsa daha sıkıntılı. Virüs akciğeri harap ediyor. İşin temeli akciğer zaten. Eğer kişide tansiyon, şeker ve kalp rahatsızlığı varsa  bu kişiler virüse karşı daha dayanıksız olabiliyor ve çoğu zamanda bu savaşı kaybedebiliyorlar.. A.BORA- Ve yine Gebze'ye gelecek olursak, Gebzede kaç filyasyon ekibi ve nasıl bir çalışma süreci yürütüyorsunuz? DR.KADIOĞLU: Bizim filyasyon ekiplerimiz Ekim kasım dönemlerinde gündüz 30 ekip gece 20 ekip olarak sahaya çıkıyordu. Toplam 50 ekiple mücadele ettik Ekim kasım aylarında. Sabah 9’da başlıyordu. Dönem dönem ekiplerimiz yetmedi. Çok sağ olsun hem sayın Valimizin hem sayın Kaymakamımızın başkanlığında komisyonlar heyetler kuruldu. Başta Milli Eğitim Bakanlığının personeli öğretmenlerimiz, Diyanet işleri Başkanlığından din görevlisi arkadaşlarımız ,Belediyelerden çok ciddi destek aldık. Hem insan gücü hem araç gereç anlamında.Buradan sayın Başkanımız Zinnur Büyükgöz’e teşekkür ediyorum. Diğer yandan sivil toplum kuruluşlarından destek aldık.  Çünkü bu top yekün bir savaştı. Bir seferberlik vardı.  Aynı şekilde TÜBİTAK ve Gebze Teknik Üniversitesi bize destek verdiler.. Filyasyon bu işin çok temeli idi Adalet Hanım. Çünkü biz vakayı hissettiğimiz anda eğer bloke izole edebilirsek yayılımı bu şekilde engelleyebiliriz. Türkiye’de zaten sağlık bakanlığımız en iyi olduğu alanlardan biri filyasyon çalışmaları geliyor.  Bütün dünyada ve Avrupa ülkelerine göre çok başarılıyız bu konuda. Filyasyonla birlikte önlemler çok başarılı olduğu için hastalığın aşırı şekilde yayılması bu şekilde önlenmiş oldu.. Tabiî ki yasaklarla birlikte de bu işi bloke etmiş olduk.. Avrupa ülkelerinde bizde olduğu kadar profesyonel değil. Onlar daha çok tedavi kapsamında ya da yasaklar kapsamında yapıyorlar. Çıkmayın dışarı diyorlar. Biz direkt olarak birebir kişiler nerdeyse evlerine, işyerlerine kadar gidiyoruz. Mesela bölgemizde çok gurbetçi işçilerimiz var. Biz oralara kadar gittik. İzalasyon koşulları iyi değilse yurtlara yerleştirdik ve yayılımı önledik ADALET BORA- Yine çok merak ettiğimiz bir konu var. Karantina süresi neden kısaldı? 14 Gün olarak başladı ancak daha sonra 10 gün ve son olarak bir haftaya kadar düşürüldü?  DR. KADIOĞLU: O şundan kaynaklanıyordu. Yeni koronavirüstü  tedbirler en üst seviyede alındı ve 14 günlük karantina ile başlamasının nedeni buydu. Daha sonra çalışmalar gösterdi ki 10. günden sonra etkinliği kalkıyor hiçbir şekilde bulaşma riski de kalmıyor. Şu anda da 7. günde test negatif çıkarsa tekrar işe başlıyor. Ama mutlaka bir negatif görmemiz gerekiyor. Aksi halde işe başlatmıyoruz . ADALET BORA- Yine ilk başa dönecek olursak karantinadan kaçan amcalar teyzeler, yurtlardan firar edenler ve daha birçok ilginç duruma şahitlik ettik. Gebze’de de böyle bir anınız oldu mu? DR.KADIOĞLU: Tabi evet böyle bir dönem yaşandı. Çünkü ne olduğu bilinmeyen ve korkulan bir durumdu. Örneğin; Filyasyon ekiplerimiz herhangi bir daireye giderken insanlar bir anda o dairelerdekileriyle ilişkileri kestiler. Ciddi bir korku oluştu. Sağlıkçılara karşı da aynı tepkiler oldu.. Sağlıkçılardan da korkmaya başladılar. Bu korkular tabii normaldı yeni bir virüs ve nasıl önleneceği bilinmiyordu. Onun için de korku daha fazlaydı.. A.BORA- Aslında korkunun ecele faydası var bu dönemde. Atalarımız bu sözü söylerken böyle bir virüsle karşılaşmamış olmalarındandır. Biz gördük ki korkunun gerçekten ecele faydası ve tedbirlere uymayanlara yine bir atasözümüz olan Eceline mi susadın diyerek durdurabiliriz belki ? DR. KADIOĞLU- Hakikaten korkunun bu hastalığı önlemedeki önemini gördük.. Avrupa ve Amerikadaki ölümlerin çokluğu insanları korkuttu ve tedbirlere daha fazla uydular..Biz yine de sağlıkçılar olarak diyoruz ki bu hastalıktan korkmaya devam etmeliyiz ve bunun tek çaresinin de maske-mesafe ve hijyen olduğunu unutmamalıyız.. ADALET BORA- Gebze'nin en büyük dezavantajı ve avantajı neydi? Ve şimdi son durum nasıl? DR. KADIOĞLU- Nufüs çok fazla ,bütün bölgelerin kesişme noktasındayız ve büyük bir sirkülasyon var. Bu durum elbette ki bizim dezavantajımız oldu ancak el birliğiyle bu sorunu da aştık. Fabrikalarda ciddi önlemler aldılar. Bize de bu konuda bilgi vererek yardımcı oldular. Ciddi tedbirler alarak mücadeleye destek verdiler.  Biz Kocaeli bölgesinde genç nufüsa en fazla sahip olan ilçeyiz. Ölüm oranlarımız en düşük olan ilçeyiz bu nedenle. Kronik hastalar daha az. Çünkü  genç nufus daha dirençli bu da Gebze’nin en önemli avantajı oldu. Vakalardaki düşüşler bu şekilde devam ederse ocak ayı sonunda hastanelerimiz tam kapasite rahat bir muayene süreci başlar diye umut ediyoruz..  ADALET BORA- Tabi sağlık ordusunun kıymetli birçok ismini kaybettik. Hemen hemen çoğu da koronaya yakalandı. Siz de koronvirüse yakalandınız. Nasıl bir süreçti ? DR. KADIOĞLU- Biz idareci sıfatımızla hem filyasyon ekiplerinin başındaydık hem de Kaymakımımız ile birlikte denetimlere de çıktık çok sık olarak. İnsanlarla çok sık bir temasımız oldu. Sayın Valimizin direktifleri doğrultusunda çok sıkı denetimler yapıldı.  Kurallara uygunluk konusunda ciddi denetimler yaptık. Bu kadar insanla temasımızdan sonra bir şekilde biz de koronaya yakalandık. Allaha şükür kolay atlattık. Yakınımızdaki kimse pozitif çıkmadı. Hemen ilaçlarımı kullandım ilk üçgünde ağrılarım oldu sonrasında hafifledi ve çok şükür sağlığımıza kavuşup yeniden görevimizin başına döndük.. VE AŞI ADALET BORA- Ve en çok tartışılan konu aşı. Neden aşı olmalıyız?  DR. KADIOĞLU- Aşı yeni geldi ve şimdilerde başta ilaçlarla ilgili yapılan negatif propaganda aşı içinde yapılıyor. Bu çok yanlış. Aşı bizi koruyacak tek etken. Hastaneden yoğun bakımdan koruyacak tek şey aşı. Pandeminin kırılması için bizim toplumumuzun yüzde 60’nın yüzde 70 'nin aşı olması gerekiyor. Bunu sağlarsak pandemi tamamen ortadan kalkmış olur. Bunun Çin menşei ,Alman veya  Rus menşei olması önemli değil. Zaten Çinden gelen aşılar bizim yıllardır kullandığımız in aktif aşılar. Daha önceki yıllarda kabakulak, kızamık, kuduzda kullandığımız aşılar. Bunlar ölü aşılar. Bunların hiçbir şekilde zararı yok bizlere. Aşı yapmamız gerekiyor. Pandemiyi kırmanın tek yolu aşı.  ADALET BORA- Aşı olmak zorunlu mu? İstemeyenler için bir yaptırım var mı? DR. İLHAN KADIOĞLU- Hayır zorunlu değil. Gönüllük esasına dayalı. Sağlık çalışanları başta olmak üzere herkese gönüllük esasına dayanan bir durum. Biz sadece anlatacağız aşı olmanız şundan şundan dolayı gereklidir diye anlatacağız. Ama olup olmamak konusu kişilerin özgür iradesine kalmış bir olay. Biz olmalarını istiyoruz. Olurlarsa pandemi çok daha hızlı bir şekilde kırılacak,  Çünkü toplumun aşılanması gerekiyor. Pandeminin ortadan kalkması için herkesin aşı olması gerekiyor. Onun için bizim Gebze halkından, Gebze bölgesinden iseğimiz ve ricamız; bu aşıları yaptırmalarını istiyoruz. Kronik hastalıkları olan yaşlılarımız başta olmak üzere tüm insanlar bunu yaptırsın. Aşı koronavirüsü engelleyecek, aşı ölümü engelleyecek ve  aşı bizleri yoğun bakımdan koruyacak. ADALET BORA- Genlerimizi değişirecek iddası var? DR. KADIOĞLU- BU AŞI GENLERİ DEĞİŞTİRECEK BİR AŞI DEĞİL. BİZE FAYDA SAĞLAYACAK BİR AŞI. Tüm halkımız bu konuda müsterih olsunlar ve aşı olsunlar istiyoruz..Biz hekim olarak 10 aydır bu mücadeleyi veriyoruz. Bakanlık olarak ülke olarak yaptırmak istiyoruz ki bir an önce normale dönelim istiyoruz. Bunun yolu da aşı olmaktan geçiyoruz. ÖNEMLİ NOT:  Evet, sayın Kadoğlu'nun da dediği gibi herkes aşı olmalı. Yani anladığım kadarıyla aşı yaptırdığımız zaman Türk uyuyup Çinli olarak uyanma riskimiz yok. Lütfen herkes hurafeleri bir kenara bıraksın ve aşı olsun.. VE BİR NOT DA HALİL BEŞER İÇİN Bu arada; yazmadan geçmemeliyim ki bu davette ve bu güzel sohbette Gebze ilçe Sağlık Müdürlüğünün  güleryüzlü, çalışkan ve kurumu her noktada en iyi şekilde temsil eden Basın iletişim birimi sorumlusu  Halil Beşer’in de emeği çok fazla. Bugüne kadar İlçe Sağlık Müdürlüğünde gördüğümüz en başarılı personel olduğu konusunda sanırım tüm basın mensupları hemfikir. Onun için sayın Beşer’e de ayrıca teşekkür ediyorum.

ADALET BORA/ RÖPORTAJ-
Bana göre;  Hekimin güleryüzü şifadır. Hastalara da topluma da insanlığa da. Ne kadar iyi hekim olursanız olun, eğer yüzünüzde bir tebessüm yoksa verdiğiniz ilacın da koyduğunuz teşhisin de bir kıymeti yoktur. İşte Gebze ilçe Sağlık Müdürü de belki en çok da bu yüzden seviliyor. Bir hekim olarak her daim güler yüzlü. Pandeminin en zorlu koşullarında bile insanlara tebessüm ederek güven aşılarken aynı zamanda en çok saygı duyulan ve saygı duyan bir isim Dr. İlhan Kadıoğlu..

ResimResimResimResimO da tüm diğer meslektaşları gibi bu zorlu süreçte en ön saflardaydı. Hem ekibinin hem de toplumun moralini yüksek tuttu. Pandeminin en sıkıntılı dönemlerinden itibaren Gebze’de herkesin ve hepimizin ilk konuştuğu ve görüşüne başvurduğu isim Gebze ilçe Sağlık Müdürü Dr. İlhan Kadıoğlu’ydu. Ben pandeminin her aşamasında sokakta, çevrede, mahallede, kentte neler olduğunu adım adım takip eden bir gazeteci olarak ne zaman pandemi ile ilgili takıldığım bir soru olursa  sayın Kadıoğlu’nu arıyordum.  Sağolsun her zaman bu konuda toplumu bilinçlendirmek adına hiç bizleri geri çevirmedi.. Böylesi bir dönemde Gebze gibi onlarca ilden büyük bir  kentte ilçe Sağlık Müdürü olmak hiç de kolay değildi.. Gecesini gündüzüne katarak çalıştığına şahitlik ettik. Onun ve ekibinin büyük fedakarlığını ve sağlıklarını tehlikeye atarak insanlar için nasıl çabaladıklarını biliyorum. Ve onun için manşeti büyük bir keyifle ve hakkaniyetle attım bana göre ; Kocaeli bölgesinin en başarılı ilçe sağlık müdürü gerçekten Dr. İlhan Kadıoğlu’dur. Nüfus potansiyelini göz önüne aldığımızda bu gerçeğe hiç kimsenin itirazı olmaz sanırım. Vakalarda düşüşler yaşanırken ve aşının da gelmesiyle biraz olsun rahat bir soluk almışken Dr. İlhan Kadıoğlu ile hem süreci, hem aşıyı, hem dünü hem bugünü hem de koronavirüse yakalandığında neler yaşadığına dair duygularını konuştuk..

ADALET BORA- Sayın Kadıoğlu, Mart ayında ilk vakaları duymaya başladığımız zaman büyük bir panik yaşadık. Ve sonra hergeçen gün ölümler ve vakalar arttı . Gebze bölgesinde en büyük artış ne zaman yaşandı?
DR. KADIOĞLU: 
Nisan ve mayıs ayında tüm ülkeye yayıldı vakalar. Ve ardından ciddi önlemler alındı. Haziran'da bir rahatlama oldu ve buna bağlı olarak yasaklar gevşedi ve sokağa çıkma yasağı ortadan kalktı. Yaz dönemindeki bu rahatlık maalesef daha sonra ciddi bir artışa tekrar başladı.
Tüm ülkede olduğu gibi Gebze ve Kocaeli bölgemizde de Eylül ve Ekim sonu artışlar oldu. Kasım başlangıcında  artışlar  pik yaptı diyebiliriz. . Hastanelerde ciddi bir doluluk oranını beraberinde getirdi bu durum.. Ve sonra biliyorsunuz sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla yeni tedbirler ve önlemler açıklandı ve bunun neticesinde  bugün tüm ülke genelinde olduğu gibi Gebzemizde ve bölgemizde yüzde 70'lere varan bir düşüş yaşandı şükür. Bu ciddi bir artı sağladı bize. Hem filyasyon ekiplerimizin çalışmalarını kolaylaştırdı hem de hastanelerdeki servis ve yoğun bakımlardaki doluluk oranını ortadan kaldırdı.
ADALET BORA: Sayın Kadıoğlu, geriye dönecek olursak, Mart’ta başlayan vakalar ve tüm dünyayı etkisi altına alırken özellikle gelişmiş sandığımız ülkelerde  ard arda gelen yüzlerce binlerce ölüm haberleri herkesi dehşete düşürdü ancak sıcakların virüsü ortadan kaldıracağı ve biteceği o dönemlerde sıklıkla dile getirildi. Ülkemizde ve tabi ki Gebze ve Kocaeli’deki artışların nedeni de bu yanlış bilgilendirmeden kaynaklandı diyebilir miyiz?
DR.KADIOĞLU
: Evet bunun etkisi oldu.  Virüsler aşırı sıcak ortamarda pek etkin olamıyorlar genellikle soğuk havalarda etkinler, başta grip virüsü olmak üzere. Halkta bunu baz alarak klasik pandemi olmamış gibi hareket etmeye başladı. Dolayısıyla tekrar virüse bir ortam oluştu. Tamam bazı virüsler sıcak mevsimlerde ortadan kalkıyor ama biz koronavirüsün kesinlikle sıcaklıkla ve kışla ilgili olmadığını gördük ve maalesef o dönem büyük bir artış oldu.
Yaz döneminde de mutlaka maske, mesafe ve temizliğe dikkat etmemiz gerekiyordu ve halkımız buna da uymadı ve maalesef yeniden artış oldu. Ancak şunun altını tekrar çizmemiz gerekiyor; tedbiri kesinlikle elden bırakılmamalı..
ADALET BORA- Yasaklara tepkilerde oluştu bu süreçte. Yasak olmadan da vakaların azaltılması mümkün olabilir miydi?
DR. KADIOĞLU:
Hayır. Bu denendi ve maalesef hiç kimse tedbirlere uymadı. Yine toplu taşıma araçları doldu taştı, düğünler dernekler kalabalık bir şekilde yapıldı. Cenazeler ve taziyeler yine kalabalık şeklide yapıldı . Parklar ve mesire alanları doldu taştı. Dolayısıyla eğer yasaklar ve daha doğrusu kısıtlamalar olmasaydı bugün çok daha önüne geçilemez bir tablo ile karşı karşıya kalabilirdik.
ADALET BORA- İlk ölüm vakaları olduğunda cenazeler hiç katılım yapılmadan gömüldü ama sonrasında birçok cenaze töreni ile karşılaştık ve halen de devam ediyor? Bunun gerekçesini hepimiz çok merak ediyoruz doğrusu.
DR. KADIOĞLU-
Evet doğru, İlk zamanlarda bütün cenazelerde ayırım yapılmaksızın temas yapılmadan ve merasim yapılmadan gömüldü. Çünkü virüsün ölen bir insandandan bulaşma riksi bilinmiyordu. Koronavirüsten hayatını kabeden kişinin naaşında  ne kadar süre kalır ne kadar kalmaz bu bilinmiyordu. Ama daha sonra ölen insanda virüsuün etkinliğinin normal bir insanda etkili olmadığı görüldü. Ölen bir naaştan bulaşma riskinin olmaması nedeniyle cenaze törenleri yapılmaya başlandı. Ancak burada dikkat edilmesi gereken taziyeler. Bu noktada çok sayıda yayılma oldu..Sonuçta hepimiz insanız ve acılarımızı tabiî ki paylaşarak azaltma yoluna gideriz ancak yine de sevdiklerimizi korumak adına halen çok dikkatli olmamız gerekiyor. Kalabalık taziyeler ve cenaze törenleri her zaman risk oluşturmaya devam ediyor. Bunu unutmayalım.
ADALET BORA- Koronavirüsün Genetik yapıya bağlı değişkenlik gösterdiği gerçekliği var mı peki ?
DR. KADIOĞLU:
Genetik yapıya bağlı olması çok kuvvetli bir ihtimal. Bu konuda araştırmalar yapılıyor. Aynı aileden hem Gebzemizde hem Türkiye’de benzer acı tablolar gördük. Bazı genetik yapılar daha ağır geçiriyor. Doğal bağışıklığı kuvvetli ise daha değişik olabiliyor. Kronik hastalığı varsa daha sıkıntılı. Virüs akciğeri harap ediyor. İşin temeli akciğer zaten. Eğer kişide tansiyon, şeker ve kalp rahatsızlığı varsa  bu kişiler virüse karşı daha dayanıksız olabiliyor ve çoğu zamanda bu savaşı kaybedebiliyorlar..
A.BORA- Ve yine Gebze'ye gelecek olursak, Gebzede kaç filyasyon ekibi ve nasıl bir çalışma süreci yürütüyorsunuz?
DR.KADIOĞLU:
Bizim filyasyon ekiplerimiz Ekim kasım dönemlerinde gündüz 30 ekip gece 20 ekip olarak sahaya çıkıyordu. Toplam 50 ekiple mücadele ettik Ekim kasım aylarında. Sabah 9’da başlıyordu. Dönem dönem ekiplerimiz yetmedi. Çok sağ olsun hem sayın Valimizin hem sayın Kaymakamımızın başkanlığında komisyonlar heyetler kuruldu. Başta Milli Eğitim Bakanlığının personeli öğretmenlerimiz, Diyanet işleri Başkanlığından din görevlisi arkadaşlarımız ,Belediyelerden çok ciddi destek aldık. Hem insan gücü hem araç gereç anlamında.Buradan sayın Başkanımız Zinnur Büyükgöz’e teşekkür ediyorum. Diğer yandan sivil toplum kuruluşlarından destek aldık.  Çünkü bu top yekün bir savaştı. Bir seferberlik vardı. 
Aynı şekilde TÜBİTAK ve Gebze Teknik Üniversitesi bize destek verdiler.. Filyasyon bu işin çok temeli idi Adalet Hanım. Çünkü biz vakayı hissettiğimiz anda eğer bloke izole edebilirsek yayılımı bu şekilde engelleyebiliriz. Türkiye’de zaten sağlık bakanlığımız en iyi olduğu alanlardan biri filyasyon çalışmaları geliyor. 
Bütün dünyada ve Avrupa ülkelerine göre çok başarılıyız bu konuda. Filyasyonla birlikte önlemler çok başarılı olduğu için hastalığın aşırı şekilde yayılması bu şekilde önlenmiş oldu.. Tabiî ki yasaklarla birlikte de bu işi bloke etmiş olduk.. Avrupa ülkelerinde bizde olduğu kadar profesyonel değil. Onlar daha çok tedavi kapsamında ya da yasaklar kapsamında yapıyorlar. Çıkmayın dışarı diyorlar. Biz direkt olarak birebir kişiler nerdeyse evlerine, işyerlerine kadar gidiyoruz. Mesela bölgemizde çok gurbetçi işçilerimiz var. Biz oralara kadar gittik. İzalasyon koşulları iyi değilse yurtlara yerleştirdik ve yayılımı önledik
ADALET BORA- Yine çok merak ettiğimiz bir konu var. Karantina süresi neden kısaldı? 14 Gün olarak başladı ancak daha sonra 10 gün ve son olarak bir haftaya kadar düşürüldü? 
DR. KADIOĞLU:
O şundan kaynaklanıyordu. Yeni koronavirüstü  tedbirler en üst seviyede alındı ve 14 günlük karantina ile başlamasının nedeni buydu. Daha sonra çalışmalar gösterdi ki 10. günden sonra etkinliği kalkıyor hiçbir şekilde bulaşma riski de kalmıyor. Şu anda da 7. günde test negatif çıkarsa tekrar işe başlıyor. Ama mutlaka bir negatif görmemiz gerekiyor. Aksi halde işe başlatmıyoruz .
ADALET BORA- Yine ilk başa dönecek olursak karantinadan kaçan amcalar teyzeler, yurtlardan firar edenler ve daha birçok ilginç duruma şahitlik ettik. Gebze’de de böyle bir anınız oldu mu?
DR.KADIOĞLU:
Tabi evet böyle bir dönem yaşandı. Çünkü ne olduğu bilinmeyen ve korkulan bir durumdu. Örneğin; Filyasyon ekiplerimiz herhangi bir daireye giderken insanlar bir anda o dairelerdekileriyle ilişkileri kestiler. Ciddi bir korku oluştu. Sağlıkçılara karşı da aynı tepkiler oldu.. Sağlıkçılardan da korkmaya başladılar. Bu korkular tabii normaldı yeni bir virüs ve nasıl önleneceği bilinmiyordu. Onun için de korku daha fazlaydı..
A.BORA- Aslında korkunun ecele faydası var bu dönemde. Atalarımız bu sözü söylerken böyle bir virüsle karşılaşmamış olmalarındandır. Biz gördük ki korkunun gerçekten ecele faydası ve tedbirlere uymayanlara yine bir atasözümüz olan Eceline mi susadın diyerek durdurabiliriz belki ?
DR. KADIOĞLU-
Hakikaten korkunun bu hastalığı önlemedeki önemini gördük.. Avrupa ve Amerikadaki ölümlerin çokluğu insanları korkuttu ve tedbirlere daha fazla uydular..Biz yine de sağlıkçılar olarak diyoruz ki bu hastalıktan korkmaya devam etmeliyiz ve bunun tek çaresinin de maske-mesafe ve hijyen olduğunu unutmamalıyız..
ADALET BORA- Gebze'nin en büyük dezavantajı ve avantajı neydi? Ve şimdi son durum nasıl?
DR. KADIOĞLU-
Nufüs çok fazla ,bütün bölgelerin kesişme noktasındayız ve büyük bir sirkülasyon var. Bu durum elbette ki bizim dezavantajımız oldu ancak el birliğiyle bu sorunu da aştık. Fabrikalarda ciddi önlemler aldılar. Bize de bu konuda bilgi vererek yardımcı oldular. Ciddi tedbirler alarak mücadeleye destek verdiler. 
Biz Kocaeli bölgesinde genç nufüsa en fazla sahip olan ilçeyiz. Ölüm oranlarımız en düşük olan ilçeyiz bu nedenle. Kronik hastalar daha az. Çünkü  genç nufus daha dirençli bu da Gebze’nin en önemli avantajı oldu.
Vakalardaki düşüşler bu şekilde devam ederse ocak ayı sonunda hastanelerimiz tam kapasite rahat bir muayene süreci başlar diye umut ediyoruz.. 
ADALET BORA- Tabi sağlık ordusunun kıymetli birçok ismini kaybettik. Hemen hemen çoğu da koronaya yakalandı. Siz de koronvirüse yakalandınız. Nasıl bir süreçti ?
DR. KADIOĞLU-
Biz idareci sıfatımızla hem filyasyon ekiplerinin başındaydık hem de Kaymakımımız ile birlikte denetimlere de çıktık çok sık olarak. İnsanlarla çok sık bir temasımız oldu. Sayın Valimizin direktifleri doğrultusunda çok sıkı denetimler yapıldı.  Kurallara uygunluk konusunda ciddi denetimler yaptık. Bu kadar insanla temasımızdan sonra bir şekilde biz de koronaya yakalandık. Allaha şükür kolay atlattık. Yakınımızdaki kimse pozitif çıkmadı. Hemen ilaçlarımı kullandım ilk üçgünde ağrılarım oldu sonrasında hafifledi ve çok şükür sağlığımıza kavuşup yeniden görevimizin başına döndük..
VE AŞI
ADALET BORA- Ve en çok tartışılan konu aşı. Neden aşı olmalıyız? 
DR. KADIOĞLU- 
Aşı yeni geldi ve şimdilerde başta ilaçlarla ilgili yapılan negatif propaganda aşı içinde yapılıyor. Bu çok yanlış. Aşı bizi koruyacak tek etken. Hastaneden yoğun bakımdan koruyacak tek şey aşı. Pandeminin kırılması için bizim toplumumuzun yüzde 60’nın yüzde 70 'nin aşı olması gerekiyor. Bunu sağlarsak pandemi tamamen ortadan kalkmış olur. Bunun Çin menşei ,Alman veya  Rus menşei olması önemli değil. Zaten Çinden gelen aşılar bizim yıllardır kullandığımız in aktif aşılar. Daha önceki yıllarda kabakulak, kızamık, kuduzda kullandığımız aşılar. Bunlar ölü aşılar. Bunların hiçbir şekilde zararı yok bizlere. Aşı yapmamız gerekiyor. Pandemiyi kırmanın tek yolu aşı. 
ADALET BORA- Aşı olmak zorunlu mu? İstemeyenler için bir yaptırım var mı?
DR. İLHAN KADIOĞLU-
Hayır zorunlu değil. Gönüllük esasına dayalı. Sağlık çalışanları başta olmak üzere herkese gönüllük esasına dayanan bir durum. Biz sadece anlatacağız aşı olmanız şundan şundan dolayı gereklidir diye anlatacağız. Ama olup olmamak konusu kişilerin özgür iradesine kalmış bir olay. Biz olmalarını istiyoruz. Olurlarsa pandemi çok daha hızlı bir şekilde kırılacak,  Çünkü toplumun aşılanması gerekiyor. Pandeminin ortadan kalkması için herkesin aşı olması gerekiyor. Onun için bizim Gebze halkından, Gebze bölgesinden iseğimiz ve ricamız; bu aşıları yaptırmalarını istiyoruz. Kronik hastalıkları olan yaşlılarımız başta olmak üzere tüm insanlar bunu yaptırsın. Aşı koronavirüsü engelleyecek, aşı ölümü engelleyecek ve  aşı bizleri yoğun bakımdan koruyacak.
ADALET BORA- Genlerimizi değişirecek iddası var?
DR. KADIOĞLU-
BU AŞI GENLERİ DEĞİŞTİRECEK BİR AŞI DEĞİL. BİZE FAYDA SAĞLAYACAK BİR AŞI. Tüm halkımız bu konuda müsterih olsunlar ve aşı olsunlar istiyoruz..Biz hekim olarak 10 aydır bu mücadeleyi veriyoruz. Bakanlık olarak ülke olarak yaptırmak istiyoruz ki bir an önce normale dönelim istiyoruz. Bunun yolu da aşı olmaktan geçiyoruz.
ÖNEMLİ NOT:  Evet, sayın Kadoğlu'nun da dediği gibi herkes aşı olmalı. Yani anladığım kadarıyla aşı yaptırdığımız zaman Türk uyuyup Çinli olarak uyanma riskimiz yok. Lütfen herkes hurafeleri bir kenara bıraksın ve aşı olsun..
ResimVE BİR NOT DA HALİL BEŞER İÇİN
Bu arada; yazmadan geçmemeliyim ki bu davette ve bu güzel sohbette Gebze ilçe Sağlık Müdürlüğünün  güleryüzlü, çalışkan ve kurumu her noktada en iyi şekilde temsil eden Basın iletişim birimi sorumlusu  Halil Beşer’in de emeği çok fazla. Bugüne kadar İlçe Sağlık Müdürlüğünde gördüğümüz en başarılı personel olduğu konusunda sanırım tüm basın mensupları hemfikir. Onun için sayın Beşer’e de ayrıca teşekkür ediyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.