deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Ak Partiden Kılıçdaroğlu'na sert tepki

01.12.2020 - 17:27, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:04
 

Ak Partiden Kılıçdaroğlu'na sert tepki

HABERPİ- Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik, Kılıçdaroğluna sert tepki gösterdi ve 'Türkiye’nin tezlerini savunmak yerine Türkiye karşıtı tezlere sözcülük yapıyo' dedi  CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Sn Cumhurbaşkanımız için “Türkiye için Milli Güvenlik Sorunudur,” demiş. Yine Türkiye’nin hak ve menfaatlerine düşman olanların diliyle konuşmuş. Türkiye Cumhurbaşkanı’na karşı bu ifadeyi kullanan kişi bir “demokrasi sorunu” haline gelmiştir. Sn Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin milli güvenliğinin korunması için en kararlı ve güçlü siyasetlere imza atmaktadır. Bunun için Türkiye düşmanlarının ortak hedefi haline gelmiştir. Tehditler karşısında Cumhurbaşkanımız tavizsiz bir şekilde yoluna devam etmektedir. Kılıçdaroğlu’nun utanç verici şekilde Sn Cumhurbaşkanımız için “Türkiye için milli güvenlik sorunudur” dediği gün, yabancı bir yayında “Türkiye’nin sorunu Cumhurbaşkanının bizzat kendisidir” manşeti atıldı. Milli güvenliğimize düşman olanların hedefi Cumhurbaşkanımızdır. Kılıçdaroğlu milli güvenliğimiz hakkında fikir öne sürmüyor. Milli güvenlik siyasetimize karşı demokratik eleştiri getirmiyor. Milli güvenliğimize karşı olanların tezlerinin savunuculuğunu yapıyor. Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz konularında Türkiye karşıtlarının tezini savunuyor Bugün grup konuşmasında kendi milletvekilinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yaptığı hakareti savunmuştur. Türk siyasi tarihi açısından, milli güvenliğimize karşı olanların dilini ve tavrını benimsemek bakımından Kılıçdaroğlu’nun birinci sıraya yerleştiği açıktır. Milli güvenliğimiz konusundaki çarpık tavırlarının en çarpıcı örneği Suriye’nin kuzeyinde PYD/PKK tarafından kurulmak istenen terör devleti konusundaki yaklaşımlarıdır. YPG/PYD/PKK için “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur” demişlerdi.“YPG, Türkiye’ye saldırmaz” diyerek terör devleti karşısında milli güvenliğimizi zaafa uğratmak istiyorlardı. Milli güvenlik siyaseti hakkında sürekli Türkiye karşıtlarının yanında duruyorlar. Türkiye kimle karşı karşıya gelse Türkiye’nin karşısındakini savunuyorlar. Kılıçdaroğlu en temel konularda bile hata yapmaya devam ediyor. Her konuşması demokrasi konusundaki cari açığını büyütüyor. Cumhurbaşkanımıza saldırmak için gerçekleri çarpıtıyor. Türkiye’ye karşı yabancı devletlerin tezlerini savunmak için hemen sözcülüğe soyunuyor. “Bir ülkenin başka bir ülkenin ticaret gemisine çıkması için NATO’da işletildiği gibi bir sessizlik süreci kuralı yoktur” ilkesini bilmiyor. Karşımızdakilerin haksızlığını savunuyorGemimize dönük gayrı meşru müdahaleyi Almanların dilinden anlatıyor. Gemimize yapılan haksızlığı meşrulaştırmaya çalışıyor. Türkiye’nin tezlerini savunmak yerine Türkiye karşıtı tezlere sözcülük yapıyorŞurası açıktır: Uluslararası hukuka göre bir ülkenin açık denizde seyreden ticaret gemisine o ülkenin açık rızası olmadan çıkılamaz!Bu kural ülkemizin taraf olduğu 2005 Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Hakkında Uluslararası Sözleşme Protokolü’nde açıkça zikredilmektedir.4 saat uygulaması sadece bunu kabul ettiğini Uluslararası Denizcilik Örgütüne (IMO) bildiren ülkeler için geçerlidir. Türkiye’nin böyle bir bildirimi yoktur.Türkiye, Roseline A isimli ticari gemimize yasadışı çıkılmasından önce AB yetkililerine rızamız olmadığını yazılı olarak bildirdi. Söz konusu operasyonun uluslararası hukuka aykırı olduğu açıktır.' dedi 

HABERPİ- Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik, Kılıçdaroğluna sert tepki gösterdi ve 'Türkiye’nin tezlerini savunmak yerine Türkiye karşıtı tezlere sözcülük yapıyo' dedi 
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Sn Cumhurbaşkanımız için “Türkiye için Milli Güvenlik Sorunudur,” demiş. Yine Türkiye’nin hak ve menfaatlerine düşman olanların diliyle konuşmuş. Türkiye Cumhurbaşkanı’na karşı bu ifadeyi kullanan kişi bir “demokrasi sorunu” haline gelmiştir. Sn Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin milli güvenliğinin korunması için en kararlı ve güçlü siyasetlere imza atmaktadır. Bunun için Türkiye düşmanlarının ortak hedefi haline gelmiştir. Tehditler karşısında Cumhurbaşkanımız tavizsiz bir şekilde yoluna devam etmektedir. Kılıçdaroğlu’nun utanç verici şekilde Sn Cumhurbaşkanımız için “Türkiye için milli güvenlik sorunudur” dediği gün, yabancı bir yayında “Türkiye’nin sorunu Cumhurbaşkanının bizzat kendisidir” manşeti atıldı. Milli güvenliğimize düşman olanların hedefi Cumhurbaşkanımızdır. Kılıçdaroğlu milli güvenliğimiz hakkında fikir öne sürmüyor. Milli güvenlik siyasetimize karşı demokratik eleştiri getirmiyor. Milli güvenliğimize karşı olanların tezlerinin savunuculuğunu yapıyor. Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz konularında Türkiye karşıtlarının tezini savunuyor
Bugün grup konuşmasında kendi milletvekilinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yaptığı hakareti savunmuştur. Türk siyasi tarihi açısından, milli güvenliğimize karşı olanların dilini ve tavrını benimsemek bakımından Kılıçdaroğlu’nun birinci sıraya yerleştiği açıktır.
Milli güvenliğimiz konusundaki çarpık tavırlarının en çarpıcı örneği Suriye’nin kuzeyinde PYD/PKK tarafından kurulmak istenen terör devleti konusundaki yaklaşımlarıdır. YPG/PYD/PKK için “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur” demişlerdi.“YPG, Türkiye’ye saldırmaz” diyerek terör devleti karşısında milli güvenliğimizi zaafa uğratmak istiyorlardı. Milli güvenlik siyaseti hakkında sürekli Türkiye karşıtlarının yanında duruyorlar. Türkiye kimle karşı karşıya gelse Türkiye’nin karşısındakini savunuyorlar. Kılıçdaroğlu en temel konularda bile hata yapmaya devam ediyor. Her konuşması demokrasi konusundaki cari açığını büyütüyor. Cumhurbaşkanımıza saldırmak için gerçekleri çarpıtıyor.
Türkiye’ye karşı yabancı devletlerin tezlerini savunmak için hemen sözcülüğe soyunuyor. “Bir ülkenin başka bir ülkenin ticaret gemisine çıkması için NATO’da işletildiği gibi bir sessizlik süreci kuralı yoktur” ilkesini bilmiyor. Karşımızdakilerin haksızlığını savunuyorGemimize dönük gayrı meşru müdahaleyi Almanların dilinden anlatıyor. Gemimize yapılan haksızlığı meşrulaştırmaya çalışıyor. Türkiye’nin tezlerini savunmak yerine Türkiye karşıtı tezlere sözcülük yapıyorŞurası açıktır: Uluslararası hukuka göre bir ülkenin açık denizde seyreden ticaret gemisine o ülkenin açık rızası olmadan çıkılamaz!Bu kural ülkemizin taraf olduğu 2005 Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Hakkında Uluslararası Sözleşme Protokolü’nde açıkça zikredilmektedir.4 saat uygulaması sadece bunu kabul ettiğini Uluslararası Denizcilik Örgütüne (IMO) bildiren ülkeler için geçerlidir. Türkiye’nin böyle bir bildirimi yoktur.Türkiye, Roseline A isimli ticari gemimize yasadışı çıkılmasından önce AB yetkililerine rızamız olmadığını yazılı olarak bildirdi. Söz konusu operasyonun uluslararası hukuka aykırı olduğu açıktır.'
dedi 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.