Adalet Bora/haberpi.com- Türkiye, 16 Nisanʹda referanduma gidiyor..Dışarıda büyük bir kavga var..
Evet ile Hayır yarışacak
Buraya kadar herşey normal
Normal olmayan Türkiyeʹdeki seçimin kavgasını AB ülkelerinin vermesi
Normal olmayan bu sürecin hangi taraftan olursanız olun, özgürlükler özellikle de düşünce özgürlüğünü temel alan AB ülkelerinin takındığı kabul edilemez tavırlar..
Tüm Avrupaʹda hızla yükselen aşırı sağcı eğilimler ve liderler, sadece kendi geleceklerini değil dünyanın da geleceğini tehdit eder bir hale getirme yolunda hızla ilerliyorlar
Türkiyeʹye yönelik tavırlar aslında Avrupaʹnın kendi içindeki tehlike çanlarının da çalmasıdır. Avrupa büyük bir hızla haçlı zihniyetine geri dönüyor.. İnsan haklarını, özgürlükleri, barış ve huzurun zemininden hızla kayan Avrupa ve yeni liderleri kendi geleceklerini ve kaybettikleri rotalarını savaş dilini kullanarak ve kendinden olmayanı ötekileştirerek geriye, karanlık döneme girmeyi tercih etmiştir
Bakın Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü adayı olan aşırı sağcı Le Pen,Hollandaʹda İslam ve göçmen karşıtlığının en korkunç ismi; Geert Wilders,Avusturyaʹda aşırı sağcı Norbert Hofer, Almanyaʹda İslam ve göçmen karşıtı Frauke Petry son zamanların en dehşetle takip edilen ve taraftarları hızla çoğalan isimler olarak Avrupaʹnın kara yüzünü ortaya koyuyorlar
Kısacası
Türkiyeʹdeki seçime karşı takındıkları tavır aslında Türkiyeʹyi düşündüklerinden değil, içine düştükleri durumu bir süre örtbas ederek yollarına rahatça devam etme planlarının bir parçası..
Büyük kavganın asıl nedeni, Türkiyeʹnin evet-hayır seçiminden ziyade Avrupaʹdaki göçmenleri ve müslümanları bertaraf ederek, ortadoğu bataklığında define armaya devam etme arzusundan başka birşey değildir
Onun için ABʹnin yanınızda yada karşınızda olması arasında hiç bir fark yoktur.. Onların derdi sadece kendi gelecekleri.. Söylemleri ile eylemleri arasındaki derin çukura kim düşerse kaybedecektir..