HABERPİ/CENGİZYÜCAK Günü okuyamayanın yarını görmesi mümkün değildir. Çünkü başına gelebilecek olanları kestiremez. Recep Tayyip Erdoğanʹın 15 yıllık iktidarının sırrı ise günü okuyabilmesinde ve sağını solunu günü okuyabilen uzman kişilerle donatmasında gizlidir..
Günü okuyabilen siyasetçi artık siyaset araçlarının değiştiğini görür ve ona göre siyasetini değiştirir ya da geliştirir..
Erdoğan bunu çok iyi yapıyor..
Günümüz siyaseti diyor ki;
Alternatifini yaratma yoksa sana ihtiyaç lüzum etmez..
Erdoğanʹda öyle yapıyor..
Başını kaldıranın başına bir balyoz indiriyor..
Başını kaldıranların başına balyoz indirmek için eskiden muhtıralar ilan edilir, bildiriler yayınlanır ve yetmediği yerde de darbeler yapılırdı..
12 Mart muhtırası ile değiştirilen hükümet..
12 Eylül darbesi ile içeri tıkılan hükümet..
28 Şubat bildirisi ile düşürülen hükümet..
Tabi ki tüm bunlar kısa sürede kesin sonuç veren yöntemlerdi. Lakin uzun sürede ise yapana ve yayınlayana zarer vermesi de kaçınılmazdı..
Nitekim alayı da, bunlardan dolayı Kenan Evren misali ölüm döşeğinde olsalar bile yargılandı..
Şimdi ise sistem değişti..
Birinin başına balyoz mu indirmek gerekiyor?
Sal medyaya gitsin..
Anında çözüm..
Ve hatta faili meçhul..
Yani kim vurduya gitti..
Örnek mi?
Davutoğluʹnun başına indirilen balyoz!
Balyozun adı ne?
Sosyal medyaya atılan PELİKAN bildirisi..
Kim attı?
Belli değil..
Sonuç?
Başarılı..
Bu millettin % 49.5 desteği ile Başbakan seçilen Davutoğlu gitti..
Giderken de Erdoğanʹa övgüler dizdi..
Erdoğanʹda "bu gidiş sayın Başbakanın kendi takdiridir" dedi..
SONUÇ;
Günümüz siyasetinde artık hiç bir ama hiç bir kimse kendisini alternatifsiz ve vazgeçilmez görmesin..
Günümüz siyasetinde artık amaçlanan hedefe medya ve sosyal medyasız varılamıyor..