1926 yılında Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve yürürlüğe giren Medeni Kanun ile erkeklerle eşit haklara sahip olan kadına, 3. TBMM tarafından 3 Nisan 1930ʹ da kabul edilen bir yasa ile belediye seçimlerine katılma, 1933ʹte muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934ʹte Anayasada yapılan değişiklik ile milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır.
Ancak dünyada bu ilk adımları atmış olmamıza karşın, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İnsani Gelişim Raporuna göre Türkiye, kadınların politik ve ekonomik hayatta yer almaları bakımından 80 ülke arasında 76. sırada bulunmaktadır.
Cumhuriyet, erkeğimizi ve kadınımızı Ortaçağın prangaları olan şeyh’ten, şıh’tan, hocadan, seyitten kurtararak özgürce düşünen bir birey haline getirmiştir. Bugün ülkemizde Özellikle de doğu ve güneydoğu bölgemizde Cumhuriyet devrimleri egemen olamadığı için yani toprak ağalarının toprakları yoksul köylüye dağıtılamadığı için hala kadınımız mal gibi alınıp satılmakta, berdel yapılmakta, töre gereği evinin bahçesine gömülmekte, traktörün arkasında sürüklenmekte parası olan erkeklere dördüncü beşinci eş olarak önerilebilmektedir. Bu çok acı bir durumdur.
ATATÜRK’ÜN Sözünde Belirtildiği gibi ‘’ Kadınlarımız Eğer Milletin Gerçek Anası Olmak İstiyorlarsa , Erkeklerimizden Çok Daha Aydın Ve Faziletli Olmaya Çalışmalıdırlar ‘’.
Bu olguları bir arada değerlendirdiğimizde, ADD Gebze Şubesi’nin ilk Kadın Başkanı olarak kadının sadece seçme açısından değil, seçilme ve diğer tüm siyasal ekonomik hakları açısından somut, uygulamaya dönük ve sonuç alıcı bir mücadele içinde olacağımızı tüm kamuoyuna duyurmak isteriz.
Bu anlamda; kadınların siyasi partiler içindeki konumlarından, ekonomik hayat içindeki statülerine kadar her alanda eşitliğin takipçisi olacağız...