Orhan Pamukʹtan AK Parti hükümetine çarpıcı eleştiriler gelmeye devam ediyor: Tweet atan bir kişinin evinin aranmadığı bir ülkede yaşamak istiyorum!
“Otoriter askerler gitti, yerine otoriter ve İslamcı hükümet geldi” sözleri nedeniyle hükümete yakın basının hışmına uğrayan Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, AK Parti iktidarına yönelik eleştirilerini sürdürüyor.
Alman Die Zeit gazetesine verdiği söyleşide, gazeteci Sedef Kabaş’ın attığı tweet nedeniyle evi basılarak gözaltına alındığını hatırlatan Pamuk, “Tweet atan bir kişinin evinin aranmadığı bir Türkiye’de yaşamak istiyorum” dedi.
Bir şey söylemek için 50 kez düşünmek zorundasınız
Almanya’nın 450 bin tirajlı haftalık siyasi gazetesi Die Zeit’ın iki sayfa ayırdığı röportajda, Türkiye’de liberal, özgür bir demokrasi değil popülist, hoşgörüsüz bir demokrasi olduğunu savunan Pamuk, “Türkiye’de bir şey söylemek için 50 kez düşünmek zorundasınız” diye konuştu.
Beni bile Batı ajanı olarak gösteriyorlar
Gezi eylemlerinden sonra Türkiye’de her şeyin kötüye gitmeye başladığını, hükümeti eleştirenlerin sert reaksiyonlarla karşılaştığını vurgulayan Pamuk şöyle devam etti: “Beni bile Batı ajanı olarak gösteriyorlar. Batı ve Amerika; radikal İslamcı gruplar ve siyasi İslamcılarla, diğer İslam arasındaki farkı göremiyor. Radikal İslamcılarla, İslam arasında ayrıma hep dikkat çektim ve çağrıda bulundum.”
Seçmen demokrasiye değil ekonomiye önem veriyor
İfade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve 17 Aralık soruşturmasıyla gündeme gelen yolsuzluk iddialarına karşın AKP ikitdarının gücünü korumasını seçmenin demokrasiden çok ekonomiye önem vermesine bağlayan Pamuk, “İnsanlar her gün rüşvet haberlerini okuyor. Kendini iyi hisseden halk bu nedenle ses çıkartmıyor” dedi.
Tweet atan bir kişinin evinin aranmadığı bir Türkiye
Gazeteci Sedef Kabaş’ın 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını kapatan savcıyı eleştiren tweet’i nedeniyle evi basılıp gözaltına alındığını hatırlatan Pamuk, ‘Tweet atan bir kişinin evinin aranmadığı’ bir Türkiye’de yaşamak istediğini ifade etti.
Muhalefete sitem
Türkiye’nin AB girme zamanın geçtiğini, Avrupa ve Türkiye’nin yeterince kendi problemleriyle ilgili olduğunu belirten Nobel ödüllü romancı; ‘10 yıl önce 1 milyon Ermeni öldürüldüğünü söylediniz bu yıl sözde Ermeni soykırımın 100. yıldönümünde ne söylemek istersiniz?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Türkiye ve özellikle muhalefetin bu konuyu ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesini isterdim.”
İNTERNETHABER