deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

İZMİTLİ GAZETECİNİN İÇKİ İSYANI

EKONOMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 22.04.2013 - 07:12, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

İZMİTLİ GAZETECİNİN İÇKİ İSYANI

Türkiyeʹnin laik sermayesi gücünü yitirirken, “muhafazakar sermaye” büyüyüp güçlenmeye devam ediyor. Bu gerçeğin yaşantımıza etkileri de her geçen gün daha fazla hissediliyor. Her ne kadar aksini iddia etse de iktidarın içki karşıtı olduğu biliniyor. AK Parti hükümeti ve AK Partiʹli belediyeler, alkolü bitirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. “Biz kimsenin yediğine içtiğine karışmıyoruz” diyenler, doğru söylemiyor ve laik yaşam tarzına savaş açmaya devam ediyor. Buna bir de “mahalle baskısı” ekleniyor. Serbest piyasa koşulları da “muhafazakar sermayeden” yana. Önceki gün sürpriz bir gelişme yaşandı. Sabancı Grubuʹnun “ucuz marketi” Dia Sa, Ülker Grubu tarafından satın alındı. “Muhafazakar sermaye”nin önde gelen aktörlerinden Ülker, geçtiğimiz aylarda da ŞOK Marketlerini almıştı. Biliyorsunuz “ucuz market” kategorisinde 4 büyük marka var. Bunlar; BİM, A 101, Şok ve Dia Sa. Şokʹun ardından Dia Sa da gitti. Böylelikle “ucuz marketler ligindeki” tek “laik sermaye” çekilmiş oldu. Bu marketler arasında tek alkollü içki satan market de Dia Saʹydı. Ülker, bu satışın ardından ilk olarak içki reyonlarını kaldıracak ve alkollü içki satışına son verecektir. Hatırlayacak olursanız, ŞOK Süpermarketlerini MİGROSʹun elinden alan Ülker, hemen alkol satışını durdurmuştu. Aynı uygulamayı, Dia Saʹda da yapacaklardır. Kent merkezinde son dönemde çok sayıda süpermarket türedi. Bunların hepsi “muhafazakar sermaye”ye ait… Hiçbirinde alkollü içki bulmak mümkün değil. Dia Saʹnın da Ülker Grubuʹna geçmesiyle birlikte kent merkezinde herhangi bir markette alkollü içki bulmak imkansız hale gelecek. Alkolü sadece AVMʹlerde ve küçük büfelerde bulabileceğiz. Gerçi biliyorsunuz hükümet, Tekel büfelerine de ağır darbe indirdi. Bürokratik zorluklar ve ağırlaştırılan koşullar nedeniyle, Türkiye çapında içki ve sigara satan 170 bin esnafın büyük bölümü ruhsatlarını yenileyemedi. Gelen bilgilere göre 110 bin esnaf, yeni ruhsat alamadı. Ruhsat yenileyemeyen bakkal, büfe, market gibi çok sayıdaki iş yerinde içki ve sigara satışı yapılamıyor. Dikkat edin, çevrenize bakın, artık çok sayıda büfede ve markette alkol yok. Zaten yeni alkollü işletmeler açılmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Barlara ve eğlence yerlerine, en küçük bir açıklarında ceza yağdırıyorlar. Yeni yerlere ruhsat vermiyorlar. Sorsanız içkiyi yasaklamıyorlar ama sermayeleriyle, yasalarıyla ellerinden geleni yapıyorlar. Laik yaşam tarzını benimseyenlerin yaşam alanını daraltmaya devam ediyorlar. Hükümet, alkolle ilgili bütün düzenlemeleri ve hamleleri, herkes Kürt Sorunuʹnu, “barışı” konuşurken yaptı. Gündem yoğunluğunu fırsat bilip, kaşla göz arasında bunu yaptılar.  Çok kısa vadede alkol satın alacak büfe de kalmayacaktır. Alkol almak isteyenler, ya çok büyük AVMʹlere gidecek, dışarıda içmek isteyenler de otellere gitmek zorunda kalacaktır. Mesele alkol meselesi değil maalesef. Mesele herkes bize benzesin, bizim gibi yaşasın dayatmasıdır. Bu dayatmayı toplumun her alanında hissediyoruz. Böyle giderse hissetmeye de devam edeceğiz. Çünkü “özlemini duydukları” Türkiyeʹye adım adım ulaşıyorlar.
Türkiyeʹnin laik sermayesi gücünü yitirirken, “muhafazakar sermaye” büyüyüp güçlenmeye devam ediyor. Bu gerçeğin yaşantımıza etkileri de her geçen gün daha fazla hissediliyor. Her ne kadar aksini iddia etse de iktidarın içki karşıtı olduğu biliniyor. AK Parti hükümeti ve AK Partiʹli belediyeler, alkolü bitirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. “Biz kimsenin yediğine içtiğine karışmıyoruz” diyenler, doğru söylemiyor ve laik yaşam tarzına savaş açmaya devam ediyor. Buna bir de “mahalle baskısı” ekleniyor. Serbest piyasa koşulları da “muhafazakar sermayeden” yana. Önceki gün sürpriz bir gelişme yaşandı. Sabancı Grubuʹnun “ucuz marketi” Dia Sa, Ülker Grubu tarafından satın alındı. “Muhafazakar sermaye”nin önde gelen aktörlerinden Ülker, geçtiğimiz aylarda da ŞOK Marketlerini almıştı. Biliyorsunuz “ucuz market” kategorisinde 4 büyük marka var. Bunlar; BİM, A 101, Şok ve Dia Sa. Şokʹun ardından Dia Sa da gitti. Böylelikle “ucuz marketler ligindeki” tek “laik sermaye” çekilmiş oldu. Bu marketler arasında tek alkollü içki satan market de Dia Saʹydı. Ülker, bu satışın ardından ilk olarak içki reyonlarını kaldıracak ve alkollü içki satışına son verecektir. Hatırlayacak olursanız, ŞOK Süpermarketlerini MİGROSʹun elinden alan Ülker, hemen alkol satışını durdurmuştu. Aynı uygulamayı, Dia Saʹda da yapacaklardır. Kent merkezinde son dönemde çok sayıda süpermarket türedi. Bunların hepsi “muhafazakar sermaye”ye ait… Hiçbirinde alkollü içki bulmak mümkün değil. Dia Saʹnın da Ülker Grubuʹna geçmesiyle birlikte kent merkezinde herhangi bir markette alkollü içki bulmak imkansız hale gelecek. Alkolü sadece AVMʹlerde ve küçük büfelerde bulabileceğiz. Gerçi biliyorsunuz hükümet, Tekel büfelerine de ağır darbe indirdi. Bürokratik zorluklar ve ağırlaştırılan koşullar nedeniyle, Türkiye çapında içki ve sigara satan 170 bin esnafın büyük bölümü ruhsatlarını yenileyemedi. Gelen bilgilere göre 110 bin esnaf, yeni ruhsat alamadı. Ruhsat yenileyemeyen bakkal, büfe, market gibi çok sayıdaki iş yerinde içki ve sigara satışı yapılamıyor. Dikkat edin, çevrenize bakın, artık çok sayıda büfede ve markette alkol yok. Zaten yeni alkollü işletmeler açılmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Barlara ve eğlence yerlerine, en küçük bir açıklarında ceza yağdırıyorlar. Yeni yerlere ruhsat vermiyorlar. Sorsanız içkiyi yasaklamıyorlar ama sermayeleriyle, yasalarıyla ellerinden geleni yapıyorlar. Laik yaşam tarzını benimseyenlerin yaşam alanını daraltmaya devam ediyorlar. Hükümet, alkolle ilgili bütün düzenlemeleri ve hamleleri, herkes Kürt Sorunuʹnu, “barışı” konuşurken yaptı. Gündem yoğunluğunu fırsat bilip, kaşla göz arasında bunu yaptılar.  Çok kısa vadede alkol satın alacak büfe de kalmayacaktır. Alkol almak isteyenler, ya çok büyük AVMʹlere gidecek, dışarıda içmek isteyenler de otellere gitmek zorunda kalacaktır. Mesele alkol meselesi değil maalesef. Mesele herkes bize benzesin, bizim gibi yaşasın dayatmasıdır. Bu dayatmayı toplumun her alanında hissediyoruz. Böyle giderse hissetmeye de devam edeceğiz. Çünkü “özlemini duydukları” Türkiyeʹye adım adım ulaşıyorlar.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.