ZANA GELDİ VE GİTTİ

BDPʹli Zanaʹnın gönderdiği barış mesajının ardından planlanan randevu başladı. Başbakan ve Zana bir araya geldi. Görüşme yaklaşık 1.5 saat sürdü. Görüşme sırasında eski Diyarbakır milletvekili Arzuʹnun konuta gelmesi dikkati çekti. Leyla Zanaʹnın "Başbakanʹın bu işi çözeceğine inanıyorum" sözleriyle başlayan yeni süreçte bugün bir adım daha atıldı. Leyla Zana geçen hafta "Ben Başbakan Erdoğan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum. Buna dair umudumu da, inancımı da asla yitirmedim" sözlerine Başbakan Erdoğan olumlu karşılık vermişti. Daha sonra ikili arasında bugün için bir görüşme planlandı. 1.5 SAAT SÜRDÜ Bunun üzerine Leyla Zana saat 14.45 sularında Başbakanlık resmi konutuna geldi. İkilinin görüşmesi 15.00ʹde başladı. Yaklaşık 1.5 saat süren görüşmeye terörle mücadeleden sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da katıldı. SÜRPRİZ KONUK Görüşme sırasında konuta sürpriz bir konuk geldi. Ancak eski Diyarbakır milletvekili Kutbettin Arzuʹnun görüşmelere katılıp katılmadığı öğrenilemedi. ARKA KAPIDAN ÇIKTI Bir buçuk saat süren görüşme sonrası ise Leyla Zana, Resmi Konut’tan ayrıldı. Zana, gazetecilere açıklama yapılmaması için, gazetecilerin beklediği kapıdan değil protokol kapısından çıkarak Resmi Konut’tan ayrıldı. Diyarbakır bağımsız milletvekili Zanaʹnın Başbakan Erdoğanʹa yönelik sözlerine BDP kanadından tepkiler gelmişti. RANDEVU ÖNCESİ MESAJLAR Erdoğan ile saat 15.00ʹde Başbakanlık Resmi Konutuʹnda görüşmeye başlayan Zana’dan randevu öncesi yeni mesajlar gelmişti. Zana ise dün eski DEP Milletvekili Orhan Doğanʹın mezarı başından yine barış mesajı verdi: "Bu topraklara mutlaka barış gelecek. Barışa olan inancımızı korumalıyız. Hiçbir savaş sonuna kadar devam etmez. Bu topraklara barış mutlaka gelecek. Bir halka saygılı olmak her iki tarafında kazancı olacaktır. Ne derlerse desinler, ne olursa olsun, bizim ruhumuz birlik ve beraberlikten yanadır. Bütün hizmetlerimiz halkımız içindir. Dost ve düşman herkes bilsin ki, bu birliktelik bu topraklara mutlaka barışı getirecektir, barış bu topraklarda mutlaka yeşerecektir. Belki bizim ömrümüz yetmez. Ne krallık tahtı, ne iktidarlar devamlı değillerdir..."