deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

KILÇDAROĞLU ˮDİZ ÇÖKMEYECEĞİMˮ DEDİ!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.01.2012 - 18:44, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

KILÇDAROĞLU ˮDİZ ÇÖKMEYECEĞİMˮ DEDİ!

CHP Grup konuşmasında İlker Başbuğʹun tutuklanmasını değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı terörist ise, Başbakanı ne olur? Bizim çok güzel bir sözümüz var: Allah size akıl fikir izan versin. Sizi mizah dergilerine havale ediyorum" dedi. Bir süredir polemik yaşadıkları Türk-İş yöneticilerine yönelik eleştirilerini dile getiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, asgari ücret tespit komisyonunda izledikleri tutum nedeniyle, "Korku imparatorluğuna, şantaja teslim olan bir işçi sendikası olabilir mi?" dedi. "Böyle bir rejime demokrasi denilebilir mi?" 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle konuşmasında Türkiyeʹdeki basın özgürlüğü sıkıntılarına değinen Kılıçdaroğlu, "Gönül isterdi ki, bunu demokratik bir ülkenin özgürlük bayramı olarak kutlayalım ama içinde bulunduğumuz şartlar bize bu imkanı vermiyor. Özgür basını temel bir kurum olarak içinde barındıramayan bir rejime demokrasi denilebilir mi? Basının özgürlüğünü yitirdiği bir ülkede demokrasi varlığını sürdürebilir mi? Eğer bir ülkede basın özgür değilse, o ülkenin STKʹlarının sesi duyulmaz, o ülkede gerçekte olup bitenden vatandaşın haberi olmaz, gerçekler karartılır" diye konuştu. Özgür basının demokrasi açısından önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Medyanın demokrasi ile var olduğunu söyleyenler var, medya demokrasi ile var değildir, demokrasi özgür medya ile vardır. Özgür medya yurttaşın sesidir, İzmirʹde karakolda dayak yiyen kadının sesidir, kendi uçağı tarafından bombalanarak can veren 35 yurttaşımızın sesidir. Onun için diyorum ki, medyanın sesini kesmek aynı zamanda hepimizin dilini kesmek demektir. Dilsiz demokrasi ise örtülü diktatörlüktür. Gazetecileri hapse atarak sadece onları hapse atmış olmuyor, hepimizi susturmuş oluyorsunuz" şeklinde konuştu. 97 gazeteci tutuklu Türkiyeʹde 97 gazetecinin tutuklu bulunduğunu hatırlatan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Böyle bir rejim 12 Eylül döneminde bile olmayan bir tablonun oluşmasına neden olmuştur. Hiçbir gazeteci kendinden emin değil, halkın haber alma özgürlüğü elinden alınmış durumda. Böyle bir demokrasi olabilir mi? Seçimlerden sonra tutuklanan gazetecilerin sayısı artmış. Şimdi çıkıp, ʹhalkın desteğiyle biz 97 gazeteciyi hapse attıkʹ desinler bakalım. Halk size böyle bir yetki vermedi. İçeriye atılan gazeteci, dışarıdaki demokrasiye tehdit ve diğer basın mensularına sopa göstermektir" dedi. AKP iktidarı döneminde gazetecilerin tutuklanması konusunda bir rekora imza atıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Türkiye tutuklu gazeteci sayısı açısından dünyada ikinci sırada geliyor" diye konuştu. "Dünün mazlumu bugünün zalimi" Konuşmasında, "İnsanın şiir okuduğu için hapse atılmasıyla kitap yazdığı için hapse atılması arasında ne fark var?" diye soran Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: "Bir tek fark var, dünün mazlumu bugünün zalimidir." "Genelkurmay Başkanı terörist ise Başbakan ne olur?" Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğʹun tutuklanmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Her şeyimiz vardı bir bu eksikti. Bizim de bir terörist Genelkurmay Başkanımız oldu. Ben özel yetkili savcıların yaratıcılıklarına güveniyorum. Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı terörist ise, Başbakanı ne olur? Bizim çok güzel bir sözümüz var: Allah size akıl fikir izan versin. Sizi mizah dergilerine havale ediyorum" dedi. "Bu davanın hala savcısı mısın?" İlker Başbuğʹun AKP hükümetinin onayıyla orgeneral, Genelkurmay İkinci Başkanı, ordu komutanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olduğunu ve hükümet ile uyumlu çalışıp, zamanı geldiğinde de emekli olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Burada iki ihtimal var. Birisi şu: Sayın Başbakan, İlker Başbuğʹun terör örgütü yönettiğini biliyordu fakat işlem yapmadı. Siz terör örgütü kuran bir terörist ile Genelkurmay Başkanı ile nasıl çalışıyor ve devletin bütün bilgilerini paylaşıyordunuz. İkinci ihtimal şu: Sayın Başbakan, İlker Başbuğʹun bir terör örgütü yönettiğini bilmiyordu. Bu daha büyük bir gaflet. Size bilgi veren pek çok çevre var. Batının güçleri var, sana yol gösteren, danışmanlık yapan... Bir ihtimal daha var: Ben bunun terör örgütü yönettiğini biliyordum, gücüm yetmiyor, sesim çıkmıyordu. Şimdi gücüm yetiyor, sesim çıkıyor. O zaman şu anda bütün mahkemeler Sayın Başbakanın emrinde. Şimdi bir kez daha soruyorum; sayın Başbakan siz bu davanın hala savcısı mısınız, değil misiniz?"
CHP Grup konuşmasında İlker Başbuğʹun tutuklanmasını değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı terörist ise, Başbakanı ne olur? Bizim çok güzel bir sözümüz var: Allah size akıl fikir izan versin. Sizi mizah dergilerine havale ediyorum" dedi. Bir süredir polemik yaşadıkları Türk-İş yöneticilerine yönelik eleştirilerini dile getiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, asgari ücret tespit komisyonunda izledikleri tutum nedeniyle, "Korku imparatorluğuna, şantaja teslim olan bir işçi sendikası olabilir mi?" dedi. "Böyle bir rejime demokrasi denilebilir mi?" 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle konuşmasında Türkiyeʹdeki basın özgürlüğü sıkıntılarına değinen Kılıçdaroğlu, "Gönül isterdi ki, bunu demokratik bir ülkenin özgürlük bayramı olarak kutlayalım ama içinde bulunduğumuz şartlar bize bu imkanı vermiyor. Özgür basını temel bir kurum olarak içinde barındıramayan bir rejime demokrasi denilebilir mi? Basının özgürlüğünü yitirdiği bir ülkede demokrasi varlığını sürdürebilir mi? Eğer bir ülkede basın özgür değilse, o ülkenin STKʹlarının sesi duyulmaz, o ülkede gerçekte olup bitenden vatandaşın haberi olmaz, gerçekler karartılır" diye konuştu. Özgür basının demokrasi açısından önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Medyanın demokrasi ile var olduğunu söyleyenler var, medya demokrasi ile var değildir, demokrasi özgür medya ile vardır. Özgür medya yurttaşın sesidir, İzmirʹde karakolda dayak yiyen kadının sesidir, kendi uçağı tarafından bombalanarak can veren 35 yurttaşımızın sesidir. Onun için diyorum ki, medyanın sesini kesmek aynı zamanda hepimizin dilini kesmek demektir. Dilsiz demokrasi ise örtülü diktatörlüktür. Gazetecileri hapse atarak sadece onları hapse atmış olmuyor, hepimizi susturmuş oluyorsunuz" şeklinde konuştu. 97 gazeteci tutuklu Türkiyeʹde 97 gazetecinin tutuklu bulunduğunu hatırlatan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Böyle bir rejim 12 Eylül döneminde bile olmayan bir tablonun oluşmasına neden olmuştur. Hiçbir gazeteci kendinden emin değil, halkın haber alma özgürlüğü elinden alınmış durumda. Böyle bir demokrasi olabilir mi? Seçimlerden sonra tutuklanan gazetecilerin sayısı artmış. Şimdi çıkıp, ʹhalkın desteğiyle biz 97 gazeteciyi hapse attıkʹ desinler bakalım. Halk size böyle bir yetki vermedi. İçeriye atılan gazeteci, dışarıdaki demokrasiye tehdit ve diğer basın mensularına sopa göstermektir" dedi. AKP iktidarı döneminde gazetecilerin tutuklanması konusunda bir rekora imza atıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Türkiye tutuklu gazeteci sayısı açısından dünyada ikinci sırada geliyor" diye konuştu. "Dünün mazlumu bugünün zalimi" Konuşmasında, "İnsanın şiir okuduğu için hapse atılmasıyla kitap yazdığı için hapse atılması arasında ne fark var?" diye soran Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: "Bir tek fark var, dünün mazlumu bugünün zalimidir." "Genelkurmay Başkanı terörist ise Başbakan ne olur?" Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğʹun tutuklanmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Her şeyimiz vardı bir bu eksikti. Bizim de bir terörist Genelkurmay Başkanımız oldu. Ben özel yetkili savcıların yaratıcılıklarına güveniyorum. Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı terörist ise, Başbakanı ne olur? Bizim çok güzel bir sözümüz var: Allah size akıl fikir izan versin. Sizi mizah dergilerine havale ediyorum" dedi. "Bu davanın hala savcısı mısın?" İlker Başbuğʹun AKP hükümetinin onayıyla orgeneral, Genelkurmay İkinci Başkanı, ordu komutanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olduğunu ve hükümet ile uyumlu çalışıp, zamanı geldiğinde de emekli olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Burada iki ihtimal var. Birisi şu: Sayın Başbakan, İlker Başbuğʹun terör örgütü yönettiğini biliyordu fakat işlem yapmadı. Siz terör örgütü kuran bir terörist ile Genelkurmay Başkanı ile nasıl çalışıyor ve devletin bütün bilgilerini paylaşıyordunuz. İkinci ihtimal şu: Sayın Başbakan, İlker Başbuğʹun bir terör örgütü yönettiğini bilmiyordu. Bu daha büyük bir gaflet. Size bilgi veren pek çok çevre var. Batının güçleri var, sana yol gösteren, danışmanlık yapan... Bir ihtimal daha var: Ben bunun terör örgütü yönettiğini biliyordum, gücüm yetmiyor, sesim çıkmıyordu. Şimdi gücüm yetiyor, sesim çıkıyor. O zaman şu anda bütün mahkemeler Sayın Başbakanın emrinde. Şimdi bir kez daha soruyorum; sayın Başbakan siz bu davanın hala savcısı mısınız, değil misiniz?"
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.